Dünyanın yalnızca birkaç bölgesinin hâlâ kuş gribinden ari olduğu kabul ediliyor. Tehlikeli patojen şimdi bunlardan bir tanesini daha ele geçiriyor: Antarktika.
Hipokrat’ın haberine göre şimdiye kadar Antarktika, Avustralya ve Okyanusya ile birlikte mevcut kuş gribi salgınından kurtulan son bölge olarak kabul ediliyordu.
Ancak kutup araştırma kuruluşu British Antarctic Survey (BAS), Güney Okyanusu’ndaki küçük Kuş Adası’ndaki kuşlarda patojene dair kanıt bulunduğunu açıkladı.
Şu ana kadar kahverengi skualar (Stercorarius antarcticus) etkilendi.
Çevre koruma örgütü Pro Wildlife’tan deniz biyoloğu Ralf Sonntag, kanıtlar hakkında “Kuş gribi Antarktika’da birinci derece bir çevre felaketini tetikleyebilir” dedi.
Burada 100 milyona kadar deniz kuşunun üreme alanı bulunuyor ve imparator ve Adelie penguenleri gibi beş penguen türü yalnızca burada yaşıyor.
Bölgede Weddell foku ve leopar foku gibi fok türleri de yaşıyor.
BAS’ın haberine göre hasta ve ölü skualardan örnekler Büyük Britanya’da değerlendirildi.
Virüsü muhtemelen Güney Amerika’ya göçlerinden dönen kuşlar bulaştırdı. Daha önce hastalık dalgalarından kurtulan bu kıta şu anda ciddi şekilde etkileniyor.
Kuş gribi Antarktika’da / Kuş Adası birçok deniz kuşuna ev sahipliği yapıyor
BAS, Kuş Adası’nda bir araştırma istasyonu işletiyor.
Araştırmacılara göre adada göçmen, kara kaşlı ve gri başlı albatroslar, dev fırtınakuşları, altın tepeli ve gentoo penguenleri gibi çeşitli deniz kuşu türlerinin kolonileri yaşıyor.
Kuş gribi alt tipi H5N1’in bir varyantının neden olduğu salgın 2021 sonbaharında başladı.
Kuzey Yarımküre, Güney Afrika, Atlantik, Pasifik ve Güney Amerika’da çok sayıda deniz kuşunun ve daha az ölçüde de memelilerin ölümüne yol açtı.
Geçen yılın sonundan bu yana, Pasifik kıyısında, önce Peru’da, daha sonra da Şili’de pelikanlar, penguenler, su samuru, foklar ve deniz memelileri gibi binlerce ölü deniz canlısı bulundu.
Yaz aylarında Uruguay ve Arjantin’in Atlantik kıyısında ölü deniz aslanları keşfedildi.
Şu ana kadar Güney Amerika’da toplam 15 bin civarında ölü fok kaydedildi. Uzmanlara göre virüsün oradaki memeliler arasında bulaşıp bulaşmadığı henüz belli değil.
Avrupa’da da tehdit edici durum
Artık klasik kuş gribi sezonunun yaklaştığı Avrupa da salgından hâlâ ciddi şekilde etkileniyor.
Eylül ayının sonunda, Friedrich Loeffler Enstitüsü (FLI), Temmuz/Ağustos ayı verilerini içeren bir raporda, kıyı kuşlarının üreyen kuş kolonilerinde ölümlerin tüm Avrupa’da meydana geldiğini ve bunların “bazılarının yerel kitlesel ölçeğe ulaştığını” yazdı.
En çok martılar, sumrular ve kuzey sümsük kuşları etkilendi. Kediler, tilkiler, sansarlar, vizonlar ve foklar da etkilenen canlılar arasında.
Greifswald’daki FLI Virüs Teşhis Enstitüsü başkanı Timm Harder, kuş gribiyle hiç temas etmemiş kuş türlerini özellikle risk altında olarak sınıflandırıyor. Alman Basın Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Bazı penguen türlerinin virüse duyarlı olduğunu biliyoruz. Eğer virüsler Güney Amerika’daki Antarktika’daki büyük penguen popülasyonlarına yayılırsa, bunun çok vahim sonuçlar doğurması beklenebilir” dedi.
Avustralya ve Okyanusya’da görülmesi an meselesi
Araştırmacılar henüz kuş gribi vakalarının görülmediği Avustralya ve Okyanusya’da da her an hastalığın görülmesini beklediklerini belirtiyor.
Kuş gribinin insanlar arasında yayılma riski de artıyor; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu yılın başında bu konuda uyarmıştı.
Henüz paniğe kapılacak bir neden olmasa da virüsün insanlara yayılmasına ne kadar hazırlıklı olduğumuzu kontrol etmemiz gerektiğini vurguladı.
Ancak sorunlu olan yalnızca virüsün yayılması değil. Uzmanlara göre memelilere geçiş özellikle endişe verici.
DSÖ’nün enfeksiyon risklerine hazırlık departmanının yöneticisi Sylvie Briand, bunun insanlar için daha yüksek bir risk oluşturduğunu belirtiyor.
Memelilerdeki kuş gribi salgınları, H5N1 virüsünün memelilere ve dolayısıyla insanlara da adapte olduğunu gösterebilir.
Bu, İspanya’daki bir vizon çiftliğinde yaşanan son büyük kuş gribi salgınıyla kanıtlandı. Dört hayvandan alınan virüs örneklerinde çeşitli mutasyonlar bulundu.
Bilim adamlarının raporuna göre bunlardan biri, H5N1 virüsünün memeli dokusunda daha iyi çoğalabilmesine katkıda bulunuyor. Ancak virüsün insanlara ne kadar kolay bulaşabileceği veya insanlar arasında ne kadar yayılabileceği bilinmiyor.
Bununla birlikte sağlık uzmanları şu ana kadar şu anda baskın olan virüsün insanlara büyük ölçüde zararsız olduğu konusunda hemfikir.