ABD dahil bir çok tropikal bölgede ölümlere yol açan zika virüsü konusunda Küba en rahat ülke durumunda. Alınan önlemlerin etkili olmasının sebebi, merkezi planlama ve örgütlülük.
soL’dan Özgür Genç’in haberine göre zika virüsü, son bir hafta içinde ABD’nin Karayiplere komşu eyaleti Florida’da ortaya çıkan vakalarla birlikte gündemin ilk sıralara oturdu. Karayip adalarının bir çoğunda yüksek sayıda vaka gözlenirken bu durumun istisnası tek bir ülke var: Küba.
Küba’da şu ana kadar Zika virüsün taşıyıcısı tanısıyla gözlem altına alınan kişilerin sayısı yaklaşık 30. Bunların da yalnızca üçüne virüs adada bulaşmış. Diğerleri virüsü ülke dışında kapmış.
En yakın komşu ülkerden Porto Riko’da ise durum oldukça vahim; adada bugüne kadar 8766 vaka rapor edilmiş durumda. Benzeri bir durum Dominik Cumhuriyeti (5300 kişi), Jamaika (3800) ve Haiti (2100) için de geçerli. Tüm ada ülkelerinin aksine Küba’nın virüsü ülkeden uzak tutabilmesi gerek basın organlarının gerek de bilim insanlarının ilgisini üzerinde topluyor.
Önceki gün bilim dergisi Nature’da yayınlanan bir makale Küba’nın başarısının sırrını ilan ediyor: Merkezi planlama ve örgütlülük.
Halk Sağlığı Bakanlığı’nda Bilim ve Teknoloji Başkanlığı’nı yürüten Lleana Morales’e göre Küba’nın başarısının sırrını, sağlık sistemi ve bulaşıcı hastalıklara karşı oluşturulan ileri derecedeki takip sistemi oluşturuyor. Bu sistemin köklerinin 35 yıl geriye dayandığını belirten Lleana, Nature dergisine verdiği demeçte, 1981 yılında Amerika ülkelerinde görülen Deng Humması hastalığı Küba’ya ulaştığında hastalığa karşı mücadeleyi bir avantaja çevirdiklerini anlatıyor. Küba o dönemde tıp çalışanlarını virüsün ulaştığı bölgelere göndererek ve etkili pestisit kullanarak hastalığı taşıyan sivrisineği ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Lleana’ya göre, sistem aynı zamanda etkili bir raporlama mekanizması oluşturuyor. Bu mekanizmaya göre, çevresinde, yaşadığı mekanda sivrisinek yoğunluğunu, etraftaki durgun suları ivedilikle merkezi birimlere bildiren halk, sivrisineklerin çoğalmalarını ve hastalığı bulaştırmalarını engellemiş oluyor. Bu konuda sorumlu davranmayanlar için cezai yükümlülükler bulunuyor. Tüm bu önlemler sayesinde Deng Humması’nı dört ay gibi bir sürede ortadan kaldıran Küba, bugün Zika virüsüne karşı da o dönemde oluşturduğu altyapıyı kullanıyor.
2016 yılının Şubat ayında, daha Küba’da Zika virüsü’ne rastlanmadan çok önce, 9000 asker evleri ve kamu binalarını ilaçlayarak sivrisinek yayılımını önüne geçiyor. Zika taşıyıcısı ülkelerden gelenler, etkin bir taramadan geçiriliyor. Sağlık görevlileri normal şartlarda da oldukça yaygın bir biçimde kullanılan doğum-öncesi kontrolleri sıklaştırarak mikrosefali vakalarına karşı önlem alıyor.
Makalede görüşlerine yer verilen Pan Amerikan Sağlık Örgütü Küba ofisi yöneticisi Cristian Morales, bölgedeki diğer ülkelerin Küba’nın sivrisinekle mücadele yöntemini doğrudan kopyalamalarının çok gerçekçi olmayacağını belirtiyor. Morales, Küba’nın gelişmekte olan ülkeler içerisinde en gelişkin sağlık sistemi ağına sahip olduğunu, ülkenin on yıllara uzanan istikrarlı politikalarının hastalığa karşı mücadelede önem taşıdığını ifade ediyor.
Makalede özellikle ABD’nin uyguladığı ambargonun etkilerine de dikkat çekilirken, ambargo nedeniyle Küba’nın ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı yaşadığı, daha yüksek fiyatlar ödemek zorunda kaldığı belirtiliyor.
Son olarak Havana’daki Tropikal Tıp Enstitüsü’nde viroloji bölümünden sorumlu Maria Guzman, Kübalı bilim insanlarının Zika virüsüne karşı aşı araştırmalarına başladığı müjdesini veriyor.