Zihinsel performans antrenörlüğünün standartları
Sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan bir sosyal bilim uzmanı olan yazarımız Ersin Afacan’ın ‘Zihinsel performans antrenörlüğünün standartları’ adlı son yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki bu alan, ülkemizde tam bir muamma. Dolayısıyla kulüpler ve sporcular, mental antrenman yaptıracak zihinsel performans antrenörünü seçerken çok dikkatli olmalılar. Çünkü sporcunun iç dünyasına yani duygularına ve düşüncelerine hitap edecek kişileri seçerken yapılacak yanlışlıklar pahalıya mal olabilir. Bunun en bariz örneğini Ersun Yanal’ın Manisaspor’a getirdiği psikologda yaşadık.
Dolayısıyla çalışılacak bir zihinsel performans antrenöründe şu 3 temel özellik olmalıdır:
1. Üniversitelerin beden eğitimi, sosyoloji, psikoloji, felsefe, rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümlerinden lisans veya yüksek lisans seviyesinde mezun olmalı ve bu alanlara ait temel dersleri almış olmalı.
2. Amatör veya profesyonel olarak lisanslı spor yapmış olmalı.
3. Beden Eğitimi Bölümleri’nde spor felsefesi, spor sosyolojisi ve spor psikolojisi dersi ve semineri verebilecek bilgi birikimi ve dökümanına sahip olmalıdır. Yani sporda psiko-sosyal alanlarda çalışmaları olmalıdır.
Mental antrenman; teknik, taktik ve kondisyon olarak maça hazırlanan sporcuyu ve takımı zihinsel olarak da maça hazırlamaktır. Mental antrenman, duygu-düşünce-davranış üzerine yapılan çalışmadır. Ben buna “3D” diyorum. Kökeninde felsefe vardır. Bildiğiniz üzere felsefe; varlığın özünü, nedenlerini ve ilkelerini, derinliğine ve bütün yönleriyle inceler. Burada varlık derken sporcu ve takımı, bütün yönleriyle derken psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji ve mantık kastedilmektedir. Zaten “Felsefe Grubu” denildiğinde bu bilim dalları akla gelmektedir. Dolayısıyla mental antrenman bilinmeyen bir alanın değil “Felsefe Grubu” alanının çalışma alanıdır. Yani insan bilimlerinin.
Mesela mental antrenmanda yer verdiğimiz “profesyonellik, takım ruhu, kaptanlık ve liderlik” gibi konular sosyoloji ve sosyal psikolojinin konularıdır. “İdeal performans, başarı, antrenman ve maç zihniyeti” mantık konularıdır. “Güven, konsantrasyon, motivasyon, stres” gibi konular da psikolojinin. Biraz detaya girersek “zihinde canlandırma” da bilişsel psikolojinin konusudur. Dolayısıyla bana göre, ideal bir zihinsel performans antrenörü yukarıdaki 3 temel kritere tam olarak uyan bir mental antrenman uzmanıdır. Benim model aldığım kişi ise ABD’de bu işi yaklaşık 20 senedir yapan bir zihinsel antrenördür.
Bir de bazı kişiler, tutturmuş bir NLP gidiyor ki ben de bu konuda çok rahatsız olanlardanım. NLP’yi her şeye bulaştırdılar. Bunun sebebi de NLP denilince ön planda paranın gelmesi. NLP uygulayıcı ve eğitimcilerinin bazıları para kazanmak için bu işe girişti. Birçoğu da kendisini ön plana çıkartmak için NLP’yi kullandı. Birçok NLP uygulayıcısı çok düşük fiyatlara verilen Trainer eğitimleriyle hak etmedikleri sertifikaları aldılar. NLP’ci birçok kişinin insanlara ve sporculara zarar verebileceğinden kaygı duymaktayım. Çünkü bunların çoğu felsefe grubunun dışında olan, yetersiz ve bilimsel eğitimi olmayan kişilerdir. Dolayısıyla bilimsel olmayan NLP’yi spordan uzak tutmak gerektiğini düşünüyorum. Netice itibariyle yazımın başında dediğim gibi ülkemizde tam bir muamma olan bu alanda bence temel referans sporcuların kendisidir.
Ersin Afacan
Yazarımızın NLP’ye bakış tarzı oldukça karmaşık Ancak en önemlisi ” NLP’ci birçok kişinin insanlara ve sporculara zarar verebileceğinden kaygı duymaktayım.” cümlesi oldu. Kendisi sporcularda kaygı duymayı kaldırmaya çalışırken, kendisinin kaygı duyması tabii ki çok ilginç. Bu kendi kaynaklarını kullanmasını engelleyecektir. Sporcularda yaşanan dijital ve analog duygusal durumları çözmeden bir sonuç elde etmek kolay değil. Kendisinin eğitim aldığı kişinin 20 yıldır bu işi yaptığını söylerken, daha fazla süredir antrenörlük yapan Fatih Terim’in bizi dünya kupasına götürememiş olmasını nasıl karşılıyor acaba.
Cengiz Eren
NLP Uzmanı ve Eğitmeni