Zahid Akman’dan “Hülya Alp” açıklaması
Zahit Akman’ın açıklamasını aynen yayınlıyoruz.
Dün ve bugün bazı basın organlarında yer alan tek taraflı ve kaynağı tarafından saptırılmış haberde; 02.10.2009 tarihinde yapılan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) toplantısında isimleri malum iki RTÜK üyesine hakaret ettiğim ve üzerine yürüdüğüm iddia edilmiştir. Gerçeği yansıtmayan bu iddialara karşı açıklama yapma gereği doğmuştur.
Olayların medyaya yansıtıldığı gibi olmadığını en iyi bilen kişiler yine bu iddialardın sahibi bu iki üyedir.
Toplantı sırasındaki üslupları, sözleri ve tavırları sebebi ile şahsımdan özür dilemesi gereken bu iki üye; şahsımdan özür dilemedikleri gibi aradan dört gün geçtikten sonra Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Telekomünikasyon ve Medya Stratejileri’nin tartışıldığı toplantı için yurt dışında bulunduğum sırada bu durumu fırsat bilerek ve olayları çarpıtarak medyaya yansıtmaları ve mağdur rolünü oynamaları doğrusu beni hiç şaşırtmamıştır.
Çünkü daha önce de birçok RTÜK toplantısının çarpıtılarak nerelere nasıl servis edildiği, şahsımın ve diğer üye arkadaşlarımızın kimlere ve nerelere jurnallendiği, Ergenekon iddianamesinde de yer aldığı üzere bazı kişilerle yapılan özel görüşmelerde şahsıma ve diğer arkadaşlarıma nasıl hakaretler edildiği ve bu nedenle özür dilemek zorunda kaldıkları kamuoyu tarafından daha henüz unutulmamıştır ve de unutulmayacaktır.
Bu iki üye; şahsıma hakaretten dolayı haklarında yasal yollara başvuracağımı öğrendikten sonra, mağdur rolünü oynamak için mi bu olayı basınla paylaştılar yoksa mağdur olduklarını dört gün sonra mı fark ettiler, bu konuda takdiri kamuoyuna bırakıyorum.
Olayın aslı ise özetle şu şekildedir: RTÜK toplantılarında her üyenin toplantıda söz alması ve görüşünü bildirmesi yasal hakkıdır. Bu iki üye; bu yasal hakkımı engelleyince kendilerine sözümü kesmemelerini hatırlattım. Ama kendilerinden başka bir kişiye veya anlayışa tahammülü olmayan bu iki üye; olayı çarpıtarak medyaya servis etmişlerdir.
Hakaret etmeyi ve kabalığı benimle ilişkilendirmek –özellikle de bu iki üye tarafından bunun yapılması– asgari ifade ile saygısızlıktır. Ancak şu da bir gerçektir; anılan toplantıda bu iki üye bu eylemleri fazlasıyla yapmışlardır.
Olayda özür dilemesi gereken kişiler; bu iki üyedir. Bu iki üyeyi; mağdur rolünü oynamayı bırakıp şahsımdan ve yanıltmış oldukları kamuoyundan özür dilemeye davet ediyorum.
Dr. A. Zahid AKMAN