Yılbaşında köprü ve otoyollara yapılan fahiş zamların ardından Hürriyet yazarı Uğur Gürses zammın perde arkasını yazdı.
Gürses’in “Yüzde 48 zammın perde arkası” başlıklı yazısı şöyle;
Yap-işlet-devret (YİD) modeli çerçevesinde yapılan Osmangazi ve Yavuz Sultan Köprüsü ile Avrasya Tüneli projelerinin bedelini, devletin verdiği garanti nedeniyle, geçen de geçmeyen de ödüyordu. Ama şimdi eski mevcuda yüklenen zamlarla, ‘başka köprülerden geçenler’ de ilaveten ödeyecek! Eski köprü ve otoyollara yapılan zamla net 180 milyon TL ilave kaynak yaratılacak.
YILIN son günü “Osmangazi Köprüsü geçiş ücretinde yüzde 26 indirim, İstanbul’daki iki köprünün geçiş ücretine yüzde 48 zam” haberini duyunca ilk aklıma gelen şuydu; Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli kamu özel işbirliği çerçevesinde yapılan köprü ve otoyol finansmanında yeni bir ‘katılım’ sağlanıyordu. Osmangazi Köprüsü benzeri YİD projelerinin bedelini, devletin verdiği garanti nedeniyle, geçen de geçmeyen de ödüyordu; ama şimdi eski mevcuda yüklenen zamlarla, ‘başka köprülerden geçenler’ de ilaveten ödeyecek!
Malum, devletin özel kesim şirketlerine, inşa etmeleri ve uzun yıllarca işletme hakkını almaları karşılığında yaptırdığı köprü ve otoyollar için bu şirketlere ayrıca bütçeden ödenmek üzere hasılat garantisi taahhüt ediliyor. Böylece özel şirketlere, beklenen hasılatı sağlayamazlarsa devlet bütçesinden bir ödeme yapılıyor. İlk örneklerden biri geçen yaz işletmeye açılan Osmangazi Köprüsü idi. Dolar bazlı fiyatlama o kadar yüksekti ki geçen araç sayısının düşük kalacağı başından belli idi. İndirimli tarife uygulanmasına karşın yine de öyle olacağı açıktı. Bunun anlamı; geçen de ödeyecekti, geçmeyen de. Çünkü günlük 40 bin araç geçişi devlet adına sözleşme ile garanti edilmişti. Hem düşük tutulan geçiş ücreti ile işletmeci şirketlerin devletle yaptıkları sözleşmede belirlenen geçiş ücreti arasındaki fark; hem de günlük olarak garanti edilen 40 bin araç ile geçen araç sayısı arasındaki fark ödenecekti. Kamu kesesinden yapılan bu ödemeler, geçmeyenin de ödemesi anlamına geliyordu.
Osmangazi Köprüsü’nden sonra, günlük 135 bin geçiş garantili Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve otoyolu, günlük 68 bin 500 geçiş garantili Avrasya Tüneli gibi YİD projeleri hayata geçti. Dolayısıyla ‘taksimetre’ çalışmaya başladı. Asıl ilginç olan, ilk defa 2016 yılbaşında ikincisi de bu yılbaşında mevcut otoyol ve İstanbul’daki iki köprünün ücret tarifesindeki ‘fiyatlama’ dikkat çekiyor. 2016 yılbaşında hem yüzde 16 zam yapılıyor, hem de HGS ve OGS geçişlerine uygulanan yüzde 20 indirim geri çekiliyordu. Böylece bir gecede köprü ve otoyol geçişleri yüzde 39 zamlanıyordu.
İşte ikinci büyük artış bu yılbaşında yapıldı; otoyollarda yüzde 15, köprülerde yüzde 48’lik bir artış. İstanbul’da yılda 150 milyon adetlik geçiş yapılan iki köprünün ücretinde son iki yıllık artış yüzde 105’i geçiyor.
2016’da 2015’e göre iki köprüden geçen araç sayısı kabaca 5.5 milyon azalmış görünüyor. Bu yüzden 2016 hasılatında artış olmayacak gibi görünüyor. Olasılıkla 2017 hasılatını artırmak için yüzde 48 zam yapılmış.
2016’daki fiili yüzde 39’luk zam, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün otoyol hasılatına da yansımış; otoyollardan sağlanan hasılat zam oranı kadar yüzde 39’a yakın artacak görünüyor. Henüz açıklanmamış Aralık ayı hasılatı için ortalama bir değer girilerek yapılacak hesapla; Karayolları’nın 2016’da elde edeceği brüt hasılatın kabaca yüzde 39’luk bir artışla 266 milyon TL daha fazla olacağı anlaşılıyor. Böylece 2016 yılı 1.2 milyar TL’lik bir gelirle kapatılmış olacak.
Şimdi 2017 için her ikisi de enflasyonu çok üzerinde olmak üzere, köprülere yüzde 48, otoyollara da yüzde 15 zamla beklenen şu olmalı; geçen araç sayısında artış olmayacağı gibi muhafazakar bir varsayımla, toplam hasılat kabaca 1.5 milyar TL civarında olacak. Bu yüzde 23’lük artış demek.
Enflasyondan arındırırsak; net 180 milyon TL ilave kaynak demek. Böylece, İstanbul’da iki köprüden geçenler ile tüm Türkiye’de paralı devlet otoyollarını kullananlar; ödedikleri vergilerin yanında bir de bu köprü ve otoyollara enflasyonun çok üzerinde ödedikleri geçiş ücretleri ile şimdilik üç YİD projesini de finanse ediyor olacaklar; 2017 zamları ile sağlanan, Osmangazi Köprüsü’nün bir aylık kamu taahhüdüne ancak yetecek kadar olsa da!
OSMANgazi Köprüsü’nün geçiş ücretinin düşürülmesi sonucu özel işletmecilerin bir kaybı yok. Olasılıkla indirimi kamu kesimi bunu talep etti; nasıl olsa 40 dolar üzerinden 40 bin geçiş ödeme taahhüdü var. Asıl, ücret düşüşü ile yurttaşların geçişleri teşvik edilmek isteniyor. Belli ki ‘hasılat artacak ve kamu kesiminin katkı payı düşecek’ beklentisi vardı. Yüzde 26’lık fiyat indirimi ile aynı hasılatı bile tutturmak için talebin yüzde 35 artması gerekiyor. Amaç bunun üzeri tabi ki. Fiyat esnekliği 1.35’in çok üzerinde varsayılmış. Yani, fiyat yüzde 10 düştüğünde, talebin yüzde 13.5’in çok çok üzerinde artacağı varsayımı. Bu, kamu kesesi açısından durumu düzeltmek için doğru bir adım. Ancak ‘oyun teorisi’ çalışılmamış; çünkü rakip deniz yolu işletmecisi de hemen fiyat düşürdü. Sadece fiyat ayarlaması bile, bu projenin hesap-kitabının hiç de iyi yapılmadığının, fiyatlandırma ve tahminlerin rasyonel olmadığının da teyidi.