YGS ‘de şifreleme yapıldığı iddiası gündeme bomba gibi düştü.

1.7 milyon öğrenci ve aileleri “Sınav iptal edilecek mi?” sorusuna cevap beklerken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olaya el koydu.

Tartışmalar devam ederken, NationalTurk yorumcumuz Emre Göllü ‘nün YGS ‘de şifreleme iddiaları hakkındaki yorumlarını paylaşıyoruz;

YGS’de Tartışmalar Bitmiyor

YGS üzerindeki tartışmalar gündemdeki sıcaklığını koruyor. Matematik sorularından bazılarının cevaplarının şifreli şekilde düzenlendiği iddiaları üzerine ÖSYM Başkanı bir basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna seslendi. Kendisinin mesajının anafikri, iddiaların yersiz olduğu, sınavda hatalı bir uygulamanın ve buna bağlı olağanüstü bir durumun bulunmadığı ve ÖSYM’ye güvenilmesi iken söylemlerinde bunun tersine tereddüt yaratan ifadeler mevcuttu.

Her bir aday için farklı bir soru kitapçığının hazırlanması, birbirinden farklı tam bir milyon yedi yüz bin soru kitapçığı hazırlanması anlamına geliyor. Buna karşın da aynı sayıda cevap anahtarının hazır olması gerekiyor hâliyle. Ancak cevap anahtarı sayısı hakkında net bilgi verilmedi. ÖSYM’nin Internet sitesindeki basın açıklamasında bugüne kadar yapılan üç sınavda da her bir aday için ayrı kitapçık basımı uygulamasının yapıldığı ve önümüzdeki günlerde her bir adayın kendi soru kitapçığına ve kendi cevap kâğıdına Internet üzerinden erişimine izin verileceği bilgisi yer alıyor. Bunun yanı sıra, işin fiziksel boyutunu düşünürsek, bir milyon yedi yüz bin adet birbirinden farklı soru kitapçığının basımı nasıl gerçekleştirildi ve yurt genelindeki sınav merkezlerine dağıtımı nasıl bir yöntem esas alınarak yapıldı?

Aynı açıklamada, gizli şifrelemenin bulunduğu iddia edilen kitapçığın, ÖSYM’nin sınav sonrasında basına vermek ve internet sitesinden duyurmak üzere hazırlanmış, ana soru kitapçığından türetilmiş, tek bir soru kitapçığı olduğu belirtiliyor. Ayrıca, bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerlerinin değiştirildiğine değiniliyor. Madem şifreleme olarak addedilebilecek somut bir yöntemin kullanılmadığı belirtiliyor, neden basına dağıtılan kopyada bu şekilde dikkat çeken bir dizilim değişikliği kullanıldı? Birbirinden farklı bir milyon yedi yüz bin farklı kitapçığın adaylara dağıtımından bahsedilirken, bunlarla aynı yöntemle hazırlanmış bir tane kitapçık da basına verilemez miydi?

Bazı sorular hâlâ yanıt bekliyor. Görünen o ki ne sınava giren adayların ne de kamuoyunun şüpheleri ortadan kalkmadı. Somut ve net bilgi bekleniyor.

Emre Göllü / NationalTurk