National Turk yorumcumuz Emre Göllü’nün bu hafta kaleme aldığı “Yeni Yılda Milli Takımlar” adlı yazısını paylaşıyoruz;

Yeni Yılda Milli Takımlar

2010 yılını salon sporlarında başarılı sonuçlarla, ülkemizde en fazla ilgi gören spor dalı futbolda ise Millî Takımlar düzeyinde hayalkırıklığıyla noktaladık.

Yeni Yılda Basketbol

Basketbolda evsahibi olduğumuz Dünya Şampiyonası’nı, Oniki Dev Adam fiilen final maçında, zihnen ise yarı finalde Sırbistan’ı yenince noktaladı. Gümüş madalya kazanmak tarihî bir başarıdır ancak bu başarının kalıcılığını sağlamak bundan sonrası için asıl hedef olmalıdır kanımca.

2001’deki Avrupa ikinciliği bir saman alevi gibi parlayıp zamanla sönmüşken, bunun ikinci bir örneğinin yaşanması engellenmelidir. Oniki Dev Adam’ı, 2011’de Litvanya’daki Avrupa Şampiyonası bekliyor. Bu şampiyonaya dünya ikincisi unvanıyla gireceğiz ve 2012 Londra Olimpiyatları’na katılmak için bu şampiyonada ilk ikiye girmemiz gerekecek. Dolayısıyla, bu şampiyona bizim için çok kritik bir sınav olacak.

Yeni yılda Orhun Ene’ye önemli bir görev düşüyor

Yeni yılla birlikte yeni antrenörümüz olarak resmen ilan edilmesi beklenen Orhun Ene’ye önemli bir görev düşüyor zira 2011 Avrupa Şampiyonası’na bağlı olarak 2012 Londra Olimpiyatları ve bunun ertesinde 2013’te Slovenya’da yapılacak Avrupa Şampiyonası ve 2014’te İspanya’da Dünya Şampiyonası şeklinde orta vadede yoğun bir şampiyona takvimi var. Özellikle, Hidayet Türkoğlu, Ömer Onan, Kerem Tunçeri ve Kerem Gönlüm’ün bu süreçte yaşlarının ilerleyeceği dikkate alındığında, özellikle alternatif yaratmakta zorlandığımız üç numara pozisyonu başta olmak üzere kadronun genelinde genç oyuncularla takviye şart görünüyor. Bu bağlamda aklıma gelen iki isim, Doğuş Balbay ve Enes Kanter. Oniki Dev Adam’ı üç yıllık bir dönüşüm süreci bekliyor diyebiliriz.

Yeni Yılda Filenin Sultanları

Salonlardaki diğer gururumuz Filenin Sultanları da 2010’u dünya altıncılığına ulaşarak bitirdi. Önemli rakiplerin durumlarına ve aldıkları derecelere bakıldığında başarı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği şeklinde tartışma yaratan bu derece yine tarihî bir başarı olup, Filenin Sultanları’nın bu dereceyi nasıl ilerletebileceği üzerine odaklanılmalıdır kanımca. Turnuvadan sonra Filenin Sultanları’nda Mehmet Bedestenlioğlu dönemi sona erdi ve spor kamuoyunun ismine Eczacıbaşı’ndan âşina olduğu Marco Aurelio Motta dönemi başladı.

Turnuva takımı olamamak şeklinde adlandırdığım kronik istikrarsızlık hastalığına deva bulmak, Filenin Sultanları’nın yeni antrenörü Motta’nın başlıca uğraşı olacak gibi görünüyor. Filenin Sultanları’nı da kısa ve orta vadede 2011 Avrupa Şampiyonası, 2011 Dünya Grand Prix Elemeleri ve sonuca göre Finalleri, aynı şekilde 2012 Dünya Grand Prix Elemeleri ve sonuca göre Finalleri, 2012 Londra Olimpiyatı Elemeleri ve buradaki sonuca bağlı olarak Olimpiyatlar (tüm kalbimizle dileğimiz) ve 2013 Avrupa Şampiyonası bekliyor. Bu turnuvalarda başarıyı hedefliyorsak, değindiğim kronik rahatsızlığı ortadan kaldırmamız ve smaçörlerimizin hem manşet hem de skor özelliklerini güçlendirmek, hattâ kadroyu bu özelliklere sahip oyuncularla takviye etmek gerekiyor.

Yeni Yılda Futbol

Toplumumuzun başlıca ilgi odağı olan futbola gelirsek, Hollanda ile yapılan özel maçta A Millî Takımımızın kora kor mücadelesi umut vericiydi. Bununla birlikte, taktiksel uyumda ve pozisyon üretmede sıkıntı yaşadığımızı da gözardı etmemek gerektiği görüşündeyim. 4-3-3 sisteminde bizim oyuncularımız zorlanıyor, bunu kabul etmekte ve futbolcularımızın özelliklerine daha uygun bir sistem benimsemekte fayda var bana göre.

Yeni oyuncuların isteği ve mücadelesi sevindiriciydi, bu da gösteriyor ki geniş bir kadroyu havuz şeklinde konumlandırıp hazır tutmakla ve bu şekilde farklı mevkilerde alternatifleri artırmakla kadronun verimini yükseltmek mümkün olacak. Yeni yılda Millî Takımlarımızın tümüne başarılar diliyorum.

Yeni yılınızı kutluyor, 2011’in her bakımdan iyi bir yıl olmasını temenni ediyorum.

Emre Göllü