Yazıma başlarken, öncelikle, gerek Van depremi ve gerekse de diğer tüm nedenlerden ötürü, hayatını kaybetmiş olan, bütün yurttaşlarımıza ve yakınlarına, en derin duygularımla, baş sağlığı dilerim…
Geçen hafta, Van’da yaşanan deprem, hepimizi yürekten yaralamıştır. Bu deprem den de anlaşılacağı üzere, biz millet olarak, acı ya da yıkım yaşamadan, önlem almaktan, pek bir uzağız.
Hâlbuki Marmara’da ki, büyük deprem felaketi yaşanalı, daha şurada ne kadar olmuştu. Marmara’da yaşanmış olan büyük felaket, bu konudaki en canlı ve unutulamaz sahneyi, net olarak gözlerimizin önüne sermişti. Ama nafile…
İşin sevindirici yanı, milletimizin, bu gibi durumlarda, her türlü birlik ve beraberliği, her koşulda, tereddütsüz bir şekilde, ortaya koyabilmiş olmasıdır. Ülkemiz insanı, en mert ve paylaşımcı yanını, bir daha, bu acı, Van depremiyle, ortaya koymuştur…
Başta ki İktidarın da, bu konuda, hakkını yememek lazım, ta en başından, bu felaketle ilgilenir olmuştu. Ama bazı konularda ki yetersizliklerini de, yine kendileri, ilk ağızdan itiraf edip, ortaya koymuşlardı…
Açıkçasını söylemek gerekirse, saniyelerin bile, o enkazda yaşam belirtileri bulmakta etkili olabildiği bu felakette, dış yardım tekliflerinin, her ne nedenle olursa olsun, geri çevrilmiş olması, yüzde bin, hatalı bir refleks olmuştur.
Yine, bu güne kadar, baştaki iktidarlarca, oy kaygısı vb. nedenlerden ötürü, bu konulardaki adımların, atılmamış olduğunu, yine ilk ağızdan duymuş olmamızda, oldukça düşündürücüdür. Ama yine, samimiyetle oy kaygıları gütmeden, bu işin üzerine gidileceğine dair, ortaya konan samimi itirafta, taktire şayandır…
İşte sayın okurlar, işin özü, ülkemizde hemen her şeyin, kangrene dönüşüldükçe, çözümü bize zorla dayattığı gerçeğini, hiç kimse görmezden gelmemelidir…
Sinan ADIGÜZEL