İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Türkiye’nin talep ettiği özür için, “cüretkarlığın da ötesinde” tabirini kullandı.
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Mavi Marmara gemisinde yapılan baskın ve 9 Türk’ün ölmesi nedeniyle Türkiye’nin talep ettiği özür için ilginç açıklamalarda bulundu.
İsrail basının verdiği habere göre, Lieberman, İsrail Dışişleri Bakanlığında büyükelçilerle düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dün yaptığı açıklamalara değinerek, “Zaten her zaman duyduğumuz yalanları kabul etmiyorum” dedi.
Lieberman, şu ifadeleri kullandı:
“(Bakın biz İsrail’le iş birliğine hazırız; Karmel yangınında onlara nasıl yardım ettik. Halbuki bizim başımıza gelseydi onlar aynısını yapmazdı) diyen Dışişleri Bakanı’nın (Davutoğlu) yalan ve sahte vaatlerini duydum. Kendisine şunu hatırlatmak isterim ki, 2007 depreminde Türkiye’ye orada haftalarca kalan ekipler göndermiştik. O kadar çalıştığımız halde tek kelime duymuş da değiliz…”
Türkiye’nin talep ettiği özür konusuna da değinen İsrail Dışişleri Bakanı, “Özür dilemesi gereken biri varsa, o da terörü, İHH’yi, Hamas’ı ve Hizbullah’ı desteklediği için Türk Hükümeti’dir. Özür falan yok! Tam tersine özrü biz Ankara’dan bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Avigdor Lieberman, Türkiye’nin talep ettiği özür için, “cüretkarlığın da ötesinde” tabirini kullandı.
Lieberman, ayrıca Türkiye’yi İran’la karşılaştırarak “Şunu anlamalısınız ki, Türkiye’deki değişimlerin İsrail’le bir ilişkisi yok. Bunlar, Türkiye’nin yaşadığı içsel değişimler; tıpkı Humeyni’nin İran’da gerçekleştirdiklerinin de İsrail’den bağımsız, dahili bir değişim olduğu gibi” ifadelerini kullandı.
Filistinlilerle barış konusuna da değinen Lieberman, “Biz, Filistin’in başkenti olarak Tel Aviv’i bile teklif etsek, 1947 sınırlarına da çekilsek, anlaşma yapmamak için bir neden bulacaklar” dedi. Lieberman, İsrail’in Filistinliler’le uzun dönemli geçici bir anlaşma yapması; sınırlar ve mülteciler konularıyla ilgili kararların da ertelenmesi gerektiğine inandığını kaydetti.
“Bizim bir B planımızın olması gerek. Bunun raflarda var olduğunu da söyleyebilirim. Biz son dakika değişiklikleri yapıyoruz. Ve her an B Planı kullanıma hazır olacak” diyen Lieberman, Wikileaks tarafından sızdırılan belgelerin, klasik diplomasinin yardımcı olmadığını ortaya koyduğunu ifade etti ve “En iyi diplomasi, şeyleri olduğu gibi söylemektir” dedi.