Genelkurmay Başkanlığı, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin savaştığı cephelerden Filistin ve Galiçya’daki harekatlara ilişkin daha önce hiç yayımlanmamış görüntüleri basına dağıttı.
Genelkurmay Başkanlığı fotofilm arşivinden yararlanılarak hazırlanan yaklaşık sekiz dakikalık görüntülerde Filistin ve Galiçya harekatlarına ilişkin ayrıntılar yer alıyor.
[media id=184 width=610 height=340]Görüntülerle birlikte harekatlara ilişkin bilgi notu da basına verildi. Bilgi notuna göre, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin savaştığı Sina-Filistin-Suriye Cephesi’nde yapılan harekat; Birinci Kanal Seferi (28 Ocak-3 Şubat 1915), İkinci Kanal Seferi (27 Temmuz- 5 Ağustos 1916) ve İngiliz genel karşı taarruzundan (31 Ekim 1917-30 Ekim 1918) oluştu.
Alman Başkomutanlığı’nın, Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngiltere’nin Hindistan’la irtibatını kesmek ve böylece İngilizlerin, Hindistan’dan getirecekleri askerlerle Avrupa cephesini takviye etmelerine engel olmak amacını taşıdığı belirtilen bilgi notunda, Enver Paşa’nın da Mısır’ı tekrar etki altına almak suretiyle Müslüman dünyasındaki saygınlıklarını artıracaklarını umduğu kaydedildi.
Bilgi notunda, Kanal harekatı için Suriye’de bulunan 4’üncü Ordu’nun görevlendirildiği, ordunun komutanlığına Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın atandığı ve Cemal Paşa’nın 6 Aralık 1914’te göreve başlamak için Şam’a gittiği belirtildi.
Başarısızlıkla sonuçlanan Birinci Kanal Seferi’nde 4’üncü Ordu birliklerinin Sina Çölü’nü boşaltarak Gazze-Birüssebi-Maan hattına çekildiği, Kanal’a ikinci kez yapılan Türk taarruz girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığı ifade edildi.
Bilgi notunda, 14 Ağustos 1916’da Türk birliklerinin El-Ariş’te toplandığı, tüm bu gelişmelerin, İngilizleri Kanal’ın doğusuna geçerek Sina-Filistin’i ele geçirmeye hatta bütün Suriye’yi işgal etmeye yönelttiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
”22 Aralık 1916’da başlayan genel karşı taarruz ile İngilizler, El-Ariş’i ele geçirmiş, Türk birlikleri ise Gazze-Şeria-Birüssebi hattında savunma için Sina Çölü’nden tamamen çekilmiştir. Bu mevziye karşı İngilizler taarruza geçmiş, Birinci Gazze (26 Mart 1917) Muharebesi’nde Türklerin direnişleri karşısında çok ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. İkinci Gazze Muharebesi’nde (19 Nisan 1917) İngilizler, donanmanın da desteğinde ve daha geniş bir cepheyle taarruzlarını yinelemişlerse de başarı sağlayamayarak geri çekilmişlerdir.
Gazze muharebelerinden kısa bir süre önce Bağdat’ın İngilizler tarafından işgali (11 Mart 1917), İngilizlerin etkilerini artırmalarını sağlamış ve Arap ayaklanmaları baş göstermiştir.
31 Ekim 1917’de İngilizler Gazze-Birüssebi hattına taarruza geçmiş, Üçüncü Gazze Muharebesi olarak anılan bu muharebede Türk mevzileri yarılmıştır (7 Kasım 1917). Türk birlikleri Kudüs-Yafa hattına çekildiyse de İngiliz taarruzlarını durdurmak mümkün olmamıştır.”
Kudüs’ün 9 Aralık 1917’de düştüğü, Türk birliklerinin Kudüs’ün kuzeyine çekilmek zorunda kaldıkları belirtilen bilgi notunda, bunun üzerine Yıldırım Ordular Grubu Komutanı General Falkenhayn’ın görevden alınarak yerine Liman von Sanders’in atandığı ve Türk kuvvetlerinin yeniden teşkilatlandırılarak Yafa ile Lut Gölü arasındaki mevzide kuvvetlerin tertiplendiği ifade edildi.
İngilizlerin 19 Eylül 1918’de taarruza geçtikleri ve Nablus Meydan Muharebesi’nde bu cepheyi yardıkları anlatılan bilgi notunda, 20 Eylül’de İngiliz süvarisinin Nasıra’daki Yıldırım Ordular Grubu karargahına kadar girdiği ve 21 Eylülde Ordular Grubu Komutanı’nın Der’a’ya çekilme kararı verdiği belirtilerek şunlar kaydedildi:
”7’nci Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, düşman süvarisini Bisan’da durdurmayı başarmış, böylece Türk kuvvetlerinin Şeria Nehri doğusuna geçişini güvence altına almıştır. 1 Ekim’de Şam’ın düşmesi ile beraber Liman von Sanders komutayı Mustafa Kemal Paşa’ya bırakarak karargahıyla Adana’ya çekilmiş; 25 Ekimde Halep, İngiliz ve Arap kuvvetlerinin eline geçmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın, emrindeki kuvvetlerle İskenderun-Cerablus mevzisinde (bu hat Türk İstiklal Harbi sırasında milli sınır olarak kabul edilmiştir) İngiliz taarruzlarını durdurmaya çalıştığı günlerde Mondros Mütarekesi imzalanmış ve 31 Ekim 1918’de cephelerdeki savaş son bulmuştur.”
-GALİÇYA HAREKATI-
Galiçya Harekatı hakkında da bilgi verilen notta, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı sırasında; Kafkas, Irak, Sina-Filistin-Suriye, Çanakkale, Avrupa (Galiçya, Makedonya, Romanya), Yemen ve Hicaz, İran, Libya gibi farklı cephelerde savaşmak zorunda kaldığı hatırlatılarak Galiçya’ya gönderilen 15’inci Türk Kolordusu’nun, ilk defa yurt dışında, dost devletlerin komutanları emrinde savaş görevi yapan birlik olması bakımından ayrı bir önem taşıdığı vurgulandı.