DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyeleri, işçilerin, taşeronlaştırma nedeniyle işlerini ve sendikal haklarını kaybetmesini protesto etmek için TBMM önünde toplandı.
Sendika üyeleri, belediyelerde yaşandığı iddia edilen taşeronlaştırmaları protesto amacıyla Meclis’in Dikmen Kapısı önünde toplandı. Genel İş Sendikası Genel Başkanı Erol Ekici, burada yaptığı açıklamada belediyelerdeki taşeron uygulamasının, işçilerin sendikal ve sosyal haklarını ortadan kaldırdığını savundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, bir süredir İş Kanunu’nda bazı değişiklikler yapmayı planladığını belirten Ekici, değişikliklerin yasalaşması durumunda asıl işveren-alt işveren ilişkisi kopartılarak, taşeronlaştırmanın tümüyle kuralsızlaştırılacağını ileri sürdü.
Ekici, mevcut ihale mevzuatının taşeron şirkette çalışan işçilerin sendikal haklarını fiilen ortadan kaldırdığını iddia ederek, “İşçiler sendikalara üye olsalar bile toplu sözleşme mevzuatı nedeniyle toplu sözleşme hakkı gasp edilmektedir” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesince yapılan ihalenin taşeron şirkete verilmesi nedeniyle sendika üyesi 650 işçinin işlerinin tehlikeye girdiğini öne süren Ekici, çözüm üretilmemesi durumunda bu insanların ay sonunda işsiz kalacaklarının dile getirdi.
Taşeronlaştırma sorununun işçi sınıfı açısından çok can yakıcı hale geldiğini ifade eden Ekici, şunları kaydetti:
“İşçiler, taşeronlaştırma nedeniyle işlerini ve evrensel sendikal haklarını kaybediyorsa, bu sorun TBMM’nindir. TBMM, bu soruna gözlerini kapatamaz.”
Taşeronluğun tanımı değişiyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Üçlü Danışma Kurulunda sunduğu taslağa göre, alt işveren tanımı yeniden yapılacak. Mahkemenin kanuna aykırılığa karar vermesi halinde taşeron işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmayacak ancak alt işveren işçisinin ücret ve sosyal hakları, asıl iş verenin emsal işçisi ile aynı hale getirilecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in başkanlığında yapılan “Üçlü Danışma Kurulu”na TİSK Genel Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve ilgili bürokratlar katıldı.
Toplantıda Bakan Çelik, taraflara alt işverenlik (taşeron) hakkında hazırladıkları yasal düzenlemelere ilişkin sunum yaptı.
Bakan Çelik, alt işverenlikte tanım ve kapsam, işyeri bildirimi, yıllık ücretli izin, ücretlerin tam ve zamanında ödenmesi, kıdem tazminatı ve ihale süresi ile ilgili yasal düzenlemeler yapmak istediklerini ifade etti. Çelik’in sunduğu tasalakta alt işverenliğin tanımının karmaşık olduğuna işaret edilerek, tanımın daha anlaşılır hale getirileceği belirtildi.
-Alt işveren-
Mevcut durumda asıl işveren-alt işveren ilişkisi “Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimline ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin veya işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, bu işyerinde çalıştıran diğer işveren ile arasında kurulan ilişki olarak tanımlanırken” Bakanlığın hazırladığı taslakta, alt işveren ilişkisi şöyle tanımlandı:
“Bir işverenden iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin teknoloji veya uzmanlık gerektiren bölümlerinde ya da yardımcı işlerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçileri sadece o iş yerinde çalıştıran diğer işveren.”
-Muvazaa yerine kanuna aykırılık-
Taslakta, muvazaa (hile) durumunda kimin tespit etmeye yetkisi bulunduğu da yeniden düzenlendi. Mevcut durumda iş müfettişleri alt işverene verilemeyecek işler, asıl işverenin eski işçilerinin alt işveren işçisi veya alt işveren olması gibi durumlarda muvazaa kararı verebiliyor ve müfettiş raporunda muvazaa tespitini 6 iş günü içinde dava açılabilse de temyiz hakkı bulunmuyor.
Taslağa göre ise muvazaa kavramının yerini, “Kanuna aykırılık hali ve bunu tespit etme yetkisi” alacak. Kanuna aykırılığa iş mahkemeleri karar verecek ve mahkeme kararlarına temyiz yolu açık olacak. Böylece artık iş müfettişleri muvazaa kararı veremeyecek ve kanuna aykırılığa iş mahkemeleri karar verecek.
-Asıl işveren işçisi olmayacak-
Mevcut durumda muvazaanın tespiti halinde taşeron işçisi, başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılıyor. Bu durumun işçi kadrosu olmayan ya da kadroya atanmada belirli şartları arayan kamu kurum ve kuruluşları için soruna neden olduğuna işaret eden Bakanlığın taslağına göre, kanuna aykırılığın tespit edilmesi halinde taşeron işçisine, emsal işçi ücreti ödenecek. Böylece mahkemenin kanuna aykırılığa karar vermesi halinde taşeron işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmayacak ancak alt işveren işçisinin ücret ve sosyal hakları, asıl işverenin emsal işçisi ile aynı hale getirecek.
Taslağa göre, alt iş verenliğe ilişkin yapılması planlanan bazı düzenlemeler ise şöyle:
”Asıl işveren, alt işverenin gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alıp almadığını gözetmek ve denetlemekle yükümlü olacak.
Alt işveren, işçileri aynı iş yerinde ilk işe girdiği tarih esas alınacağından alt işveren değişse dahi yıllık ücretli izne hak kazanabilecek.
İşveren alt işverene veya yükleniciye verilen her türlü işte işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini aylık olarak kontrol edecek, ödenmeyen ücret varsa işçinin banka hesabına yatıracak.
Bireysel kıdem hesabı sistemine geçilecek ve tüm işçilerin kıdem tazminatı sorunu çözülecek.
Niteliği gereği süreklilik arz eden hizmetlerin teminine yönelik ihaleler, 3 yıllık bir süre için yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları ise ihale bazında daha kısa süreler belirleyebilecek. Böylece işçiler, her yıl işini kaybetme kokusu yaşamayacak.”
-Geçici iş ilişkisi nasıl olacak–
Taslakta, Türkiye’de 333 özel istihdam bürosunun geçici iş ilişkisi kurma yetkisi olmayıp, sadece aracılık hizmeti yaptığına işaret edildi.
Özel istihdam bürolarının mesleki anlamda geçici iş ilişkisi kurmasına izin verilmediğine dikkat çekilen taslakta, geçici iş ilişkisinin kurulmasın yönelik şu düzenleme ön görüydü:
“Yapılacak düzenleme ile iş hacminin ön görülemeyen şekilde artması ve bir pozisyonun hastalık, doğum, askerlik gibi sebeplerle geçici olarak boşalması halinde, aralıklı olarak gördürülen kısa süreli işlerde, iş güvenliği bakımından acil işlerde işletme açısından rutin sayılmayan işlerde, niteliği gereği kayıt dışılığı yaygın olduğu mevsimlik işler ile temizlik işlerinde ve evde görülen hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetlerinde geçici iş ilişkisi kurulabilecek.”