CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, ‘AK Parti’nin bizi Meclis’e sokmak için CHP ile anlaşma yapmaktan başka tek bir çaresi yoktu. Ve geldiler, anlaşma yaptılar’ dedi.
Anlaşmada iki ibarenin olduğunu belirten Batum, “Birisi, bütün milletvekilleri tutuklu, tutuksuz, ne olursa olsun buraya gelecek. Ama yargılanmaya devam edecek. İkincisi, Türk hukukunun Anayasa dahil bütün mevzuatın, herkese yönelik olarak ‘evrensel hukuka uygun yorumlanması ve uygulanması zorunludur’ diye bir ibare koydurttuk. Başbakan bunu ‘başka çarem yok’ diye imzaladı. Fakat çok sinirlendi.” dedi.
Batum, Eskişehir’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP olarak neden yemin etmediklerini anlatan Batum, şöyle dedi: ” Neden yemin etmiyoruz? Bize, Türkiye’de tek bir kişi bir tek hukuk maddesi gösteremez. Ne iç hukuk, ne ceza muhakemesi kanunu, ne anayasa, ne uluslararası hukuk, nede evrensel hukukta ( insanlar içeriye atılır. Yargılamaları süresince hiç bir gerekçeye gerek duyulmaksızın tutuklu kalırlar) diye bir tek madde yok. Aksine yargılar tutuksuz esastır. Buna rağmen iki tane yargıç üst mahkemeye de sayarsak dört tane yargıç çıkarak açık hukuk kurallarına aykırı davranıyor. Biz bunun böyle olacağını biliyorduk. Şimdi o yüzden bu demokrasi, milli egemenlik, bu hukuk ayıbına açıklıkla ortaya koymak istedik. Çünkü hükümetin bize karşı bunun ( tutuklu vekillerin ) bir rehin olduğunu biliyorduk. Rehin nedenini düşündüğümüzde çok açıklıkla hükümetin şunu söylediğini biliyorduk.” diyen Batum, şöyle konuştu: “Hükümet tarafı ( ver anayasamı, ben söz verdim birilerine. İlk dört maddenin olmadığı anayasaya gel gir veya giriyormuş gibi yap. Hiç olmazsa, ben halka dönüp ( CHP de var işin içinde) diyeyim. Rehinelerini geri vereyim sana).İşte biz bu olayın net olarak ortaya çıkmasını istedik. Dikkat edin bize bundan 10 gün önce, (hakimlere ben ne yapabilirim, haklarında soruşturma açabilir miyim ben?) diyordu. Endişelenen hükümet, üçüncü hakimi, yani tek tahliye veren hakimi de rehinler elden kaçırılmasın diye sürdü. Bunun nedeni, rehinelerini elden kaçırmamak. Biz bunların ortaya çıkmasını istiyorduk. Çıktı. İkincisi şuydu; Biz hükümeti bir yere getirip, yapmayacaktık. Bize ne dediler, ( Genel bir anayasayla bütün sorunları çözeriz) Biz diyorduk ki, anayasayla bir sorunu yok onun. Anayasada hiç bir madde adamları ( 4 yıl kalır, bunun altı ayı hücrede kalır ) diye bir düzenleme yok. Tam tersi var. Sal eğer elinde gerekli gerekçeler yoksa. Onlarda bize hepsini anayasayla çözeceğiz diyor.”
Başbakanın dışarıdan gelen talimatlarla konuşabildiğini savunan Batum, “Yemin etmedik. AK Partinin bizi (CHP’yi) içeri sokmak için bizimle anlaşma yapmaktan başka tek bir çaresi yoktu. Ve geldiler oraya bizle anlaşma yaptılar.” ifadesinin kullan Batum, “Anlaşmada iki ibare var. Bir tanesi şu; bütün milletvekili, tutuklu tutuksuz, ne olursa olsun buraya gelecek, yargılanmaya devam edecekler. Mahkum olurlarsa alıp içeriye atacaksın. Ama mahkum olmadan önce, buraya parlamentoya gelecekler. Bu böyle. İkincisi daha da önemli, dedik ki, “Türk hukukunun anayasa dahil bütün mevzuatın, o söyledikleri CMK’nın da dahil, sadece o iki kişiye değil, bütün herkese yönelik olarak evrensel hukuka uygun yorumlanması ve uygulanması zorunludur) diye bir ibare koydurduk. Başbakan bunu (başka çarem yok) diye imzaladı. Fakat çok sinirlendi. Eğer şimdi bu imzayı atarak, yemin krizinin çözülmesinde, çok başarılıysa neden çok sinirlendi.”
Bu anlaşmayla AK Parti hükümetinin rehine oyunun bozulduğunu anlatan Batum, “Çünkü biliyor ki, oyunu bozuldu. Bize göre, ne oyunu bozuldu? Rehinleri anayasayla bir araya getirme oyunu bozuldu. Çünkü herkes biliyor ki, artık yeni anayasayla bunun bir alakası yok. Onlar rehin orada. Bugün Türk halkının büyük çoğunluğunun rehin grubuna itibar etmemesi, ilgilenmiyormuş gibi gözükmesi, olayın illa böyle kalacağını göstermiyor. Şu kısa süre içerisinde bütün olayı çok net gördük.” diye konuştu.
Süheyl Batum, Süheyl Batum AKP, AK Parti, CHP, Süheyl Batum röportaj, AKP CHP anlaşma, Yemin krizi, Yemin boykotu, CHP yemin, Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan