Oda TV davasında bugün yaşananlar;
Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın’ın da aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde büyük salonda görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Yalçın Küçük ve eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ile gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Doğan Yurdakul’un da aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Eski emniyet genel müdür yardımcısı Emin Arslan’ın sanık Hanefi Avcı’nın avukatı olarak ilk kez katıldığı duruşmayı, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve gazeteci Uğur Dündar da izledi.
Duruşmada söz alan Avcı, bu davada yargılanmasının tek sebebinin yazdığı kitap olduğunu iddia ederek, davanın sahte delillerle yürütüldüğünü öne sürdü.
Avcı, ”Devrimci Karargah” davasından tutuklandığı sırada kitabı ”Ergenekon”un isteği üzerine yazdığına dair suçlamaların olduğunu ifade ederek, ”4 ay sonra ‘Odatv’ aramasında söz konusu suçlamaya dair belge bulundu. Bir kitaba dava açmak için zamanaşımı süresi, 4 aydır. Benim kitabıma açılan dava, 14 ay sonra açılmıştır. Bir kişiyi, aynı davadan 2 kez yargılayamazsınız. Ama ben aynı kitaptan 4. kez yargılanıyorum” dedi.
Türkiye’de kimseye kitap yazdığı için örgüt mensubu suçlaması yapılmadığını, örgüt mensupları ve liderlerinin dahi kitap yazdığını ancak buna suçlama getirilmediğini anlatan Avcı, ”Peki kitapta yazdıklarım doğru mu? Başta tepki gösterenler, bugün kitaba bir daha baksınlar. Bugün yazılanların doğrulandığı görülüyor. Wikileaks ve Stratfor belgeleriyle, ‘7 Şubat darbesi’ denilen durumun ardından konuşulanlarla, yazdıklarım doğrulandı. Artık biri çıkıp ‘Emniyeti cemaate teslim ettik’, öbürü ‘Kaç valisi var diyor” ifadelerini kullandı.
Devrimci Karargah davası için hakkında tahkikat yapılmaya başlandığı gün, kendisi, Sabri Uzun ve Emin Arslan ile Nedim Şener’in telefon tapelerinin deşifre edildiğini öne süren Avcı, bunun önceden kurgulandığını, ”Odatv operasyonu” olmadan kitapla ilgili televizyon konuşmalarının izlendiğini ve deşifre edildiğini iddia etti.
Avcı, kitabı çıktıktan sonra Odatv’nin bu konuyla ilgili haberinin çıktığını belirterek, ilk haberlerini kitaptan bir gün sonra yaptıklarını hatta haberi başka bir siteden aldıklarını, bu nedenle odatv’dekilerin kitaptan haberinin olmadığını ileri sürdü.
– Mahkeme Başkanı: ”Bu davadan tutuklu değilsiniz”
”Ben 28 Şubat’a ve Susurluk’a karşı çıktım. Gidip tek ifade veren insanım. Bu yüzden suçlandım” diyen Avcı, “Sabah kalkıp Ergenekoncu mu oldum? Bir sürü terör örgütü, bana karşı eylem yapacak diye tebligat yapıldı. Ben aynı örgütlere üyelikle suçlanıyorum. Dünyada böyle bir şey yok. Akla ve mantığa aykırı. Devrimci Karargah davasında, havan topu atan adam var. Onlara verilen ceza, 5 yılla başlıyor. Benim aynı davada ruhsatlı silahıma 6 yıl ceza verildi. Eylem yapan benden daha az ceza alıyor. Örgüt üyesi, o davada serbest, ben tutukluyum” diye konuştu.
Avcı’nın sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, “Siz bu davada, bir dakika bile tutuklu kalmadınız” dedi.
Bunun üzerine Avcı, ”O davadan tutukluyum diye buradan tutukluluğumun sayılmaması doğru değil. Ben savcıları eleştirdim. Bu benim hakkım” ifadelerini kullandı.
Avcı, yazdığı kitapta adı geçen bir savcının kendisinden şikayetçi olduğunu ve 8 yıllık HTS incelemesi yapmak istediğini ancak mahkemenin bu talebi reddettiğini anlatarak, şunları söyledi:
”Ama buna rağmen, savcı yazı yazıp inceleme yaptırıp dosyaya koyuyor. Kimse de hesabını sormuyor. Bir Ergenekon sanığına, 2009 yılında daha Odatv davası yokken, benim adımı soruyorlar. Peki bu hazırlık neden? Ben bu kitabı neden yazdım? Cemaat cemaat olsun sorun yok. Cemaat kendi mecrasında durmalı; bu yapılanlar ülkeyi felakete götürür. Ama devleti yönlendirmek istiyorsa, dış politikayı yönlendirmek istiyorsa, polisi ve askeri yönlendirmek istiyorsa, bu felakete götürür. Ama devletin içerisine girerse, halkın devlete güveni kalmaz. Çok şikayetçi görünüyor olabilirim. Ama içim rahat. Ne mutlu ki iftira atanlardan olmadım, iftiraya uğrayan oldum. Bir gün bu iftiraları atanlar, bu sahte delilleri yaratanlar da konuşacak, emin olun onlar da itiraf edecekler.”
– Yalçın Küçük
Avcı’nın ardından söz alan ve kürsüye çıkan Yalçın Küçük, cezaevindeyken dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in istifasını bir gün önceden bildiğini, savcı Zekeriya Öz’ün görevden alınacağını önceden bildiğini ve eski Mahkeme Başkanı Resul Çakır’ın Yargıtay’a gideceğini yine önceden bildiğini savunarak, söylediklerini salondaki sanıklara ve avukatlarına doğrulattı.
Bunun üzerine, Mahkeme Başkanı Ekinci “Sıra bize geldi galiba” dedi. Küçük’ün de “Sizin için başka bir maruzatım var” demesi üzerine, salonda gülüşmeler yaşandı.
Davanın iddianamesini savcıların yazmadığını iddia eden Küçük, savcı Cihan Kansız’la ilgili soruşturma istediklerini belirterek, ”Bir gün, Kansız televizyonlara çıkıp ‘iddianameyi yazmaya başladık’ dedi ama iddianame aynı gün çıktı. Bu iddianamenin çırak polisler tarafından yazıldığından kuşku yoktur” şeklinde konuştu.