‘İktidarının 16. Yılında AK Parti Sempozyumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ABD’nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa öbür tarafın da Samsung’u var. Dolayısıyla biz kendimize yeteceğiz. Dışarıya para verip yaptırdığımız her işin daha güzelini yapıp biz dışarıda servis edeceğiz” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları;
- Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar. Buna karşı yapabileceğimiz iki şey var. Biri ekonomik, diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği teknik tedbirleri aldık, alıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile tüm yetkili kurumlarımız bu konuda gece gündüz çalışıyor, biz de tüm süreci yakından takip ediyoruz.
— Yapabileceğimiz ikinci ve bana göre asıl olan husus, siyasi duruşumuzu sağlam tutmaktır. Madem maruz kaldığımız saldırının ekonomimizin gerçek durumuyla bir ilgisi yoktur, öyleyse kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekir.
— Son döviz olayına bakalım. 4.8 seviyesinden nasıl oldu da 7’ye fırladı. 15 Temmuz sabahı 2.8 seviyesinde olan kurun 2 yılda 4.8 seviyesine çıkmış olması dahi anlamsızken bunu nasıl izah edeceğiz? Ortada bir anormallik var mı diye baktığımızda gördüğümüz manzara şudur: 1994 ve 2001 krizinde, Avrupa’da ve Asya’da olduğu gibi bankaları mı battı? Hayır. Bugün ülkemiz, dünyadaki en sağlam bankacılık sistemlerinden birine sahiptir. Borçlarımızı tıkır tıkır ödüyoruz.
— Hamd olsun ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. İstihdamda, turizmde rekorlar kırdığımız bir dönemden geçiyoruz. Turizmde adeta patlama yaşıyoruz. Savaşa mı girdik, işgale mi uğradık, sosyal ve siyasal bir kaos mu yaşıyoruz? Hayır. Güvenliğin ve istikrarın teminatı bir ülke durumundayız.
— Bir hareket tarzı belirlemek zorundayız. Bizim yaptığımız şu an budur. İşin ekonomi tarafının küresel boyutu olduğu açıkça ortadadır. Çin’den Rusya’ya, pek çok yeri ekonomik açıdan hedef almış durumdalar. Kanada’yı hedef almış durumdalar. Ancak bunlar tek başına ülkemizde yaşananları izah etmiyor. Demek ki ülkemize yönelik daha büyük operasyon var. Ülkemizi 16 yılda 3.5 kat büyütmekle elbette ki çok büyük iş yaptık. Bunun büyük bir husumete yol açması akla ve mantığa uygun değildir.
— Kendimiz kazandığımız kadar iş yaptığımız yerlere, özellikle kazandırmaya dikkat ediyoruz. Dış ticaret rakamlarımıza baktığınızda gerek ABD’yle, gerek Avrupa’ya ilişkimize baktığınızda karşı tarafın daha çok kazandığını görüyoruz.
— Kendimize güveniyoruz, bu noktada kendimize inancımız var ama eksiklerimizi de gayet iyi biliyoruz. Bizim yaptığımız en önemli değişim ülkemizi ekonomide çok üst bir düzeye taşımamızdır. Birileri kabullenemiyor, rahatsızlık burada. Bunlar sahada istediklerini yaptıramayınca ekonomiyi de bir silah olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Ekonomiyle ilgili kararlarımızı bu denli soğukkanlılıkla almamızın arka planında bunlar vardır. Biz sizinle stratejik ortak değil miyiz? Biz sizinle Somali’de, Kosova’da beraber olmadık mı? Ne yapmak istiyorsunuz? Nereye varmak istiyorsunuz?
— Ama şunu bilmeniz lazım, bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir karakter değildir. Ha şunu da söyleyeyim. Yaşadığımız sürecin bize bir maliyeti var. Ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu şüphesiz. Bugün de milletimizle birlikte, 15 Temmuz’da olduğu gibi doların, kurun, enflasyonun karşısında aynen dimdik duracağız. Onlar yoğun bir şekilde şu an Türk Lirası’nı alıp doları bankalarda bozduruyor. Mesele bu. Dolar, tabii bozdurulur. Türk Lirası’nın onurunu korumamız bunlara en güzel cevap olacaktır.
— Değerli kardeşlerim, buradan milletimize ve iş dünyasına sesleniyorum. Ekonomi tetikçilerine verilecek en güzel cevap işimize dört elle sarılmak olacaktır. Depoları kilitlemenin anlamı yoktur. İhraç, ihraç, ihraç…
— ‘Üretimi askıya alalım’, çok yanlış yaparsınız. Üretim, üretim, üretim… Daha çok ter dökeceğiz, dışarıdan dövizle aldığımız her ürünün daha iyisini, daha kalitelisini biz burada üreteceğiz. Dışarı satacağız.
— ABD’nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa öbür tarafın da Samsung’u var. Biz bunları bulacağız. Dolayısıyla biz kendimize yeteceğiz. Dışarıya para verip yaptırdığımız her işin daha güzelini yapıp biz dışarıda servis edeceğiz. Bu millet bunları yapmaya muktedirdir.
— İnsansız hava araçları istediğimizde bize ‘Kongre izin vermiyor’ dediler. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Şimdi biz üretiyoruz bunları. Hem de istediğimiz kadar. Mesele bu.
— Bu millet onlar gibi bakan değil, kazan-kazan esasına göre hareket eden bir millettir. Hammaddeden yarı mamüle, yarı mamülden mamüle, mamülden yüksek teknolojiye… Bunları biz yapacağız.
— Dünya kazan biz kepçe, daha çok dolaşacağız. Şimdi bu hafta içinde Batı’da, uluslararası camiada birçok yapacağımız görüşmeler olacaktır. İrtibatlarımızı kuruyoruz, kurmaya devam edeceğiz. Sağ olsun Batı’dan dostlar arıyor, onlarla görüşüyoruz. Ve Türkiye’de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz ve dayanışmamızı bu şekilde sürdüreceğiz.
— Ülkemize yatırım yapmayı düşünenleri daha çok teşvik edeceğiz. Kaynakları içeriden dışarıya doğru değil, dışarıdan içeri doğru akıtacağız. Bunları başardığımızda önümüze konan engellerin birer birer devrildiğini, yazılan senaryoların birer birer yırtıldığını göreceğiz.
— Millet olarak bunu daha önce defalarca başardık. Bunu Çanakkale’de başardık mı? Başardık. İstiklal Harbi’nde başardık mı? Başardık. AK Parti 16 yıldır başardık mı? Başardık.
İnşallah bu defa da başaracağız.
— Bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım. Bize müjdeler var, hiç unutmayın. Rabbinizin yardımı yakındır hiç endişe etmeyin. Yani, bekle-gör anlayışıyla üretimi durdurursak, ihtiyat diyerek ticareti atlatırsak, önümüzü görelim diyerek yatırımları ertelersek o zaman bu iş bitmiş demektir. Sen Türksün, Türk Lirası ile yürüyeceksin.
— Bu hadise karşısında da asla küçük düşünmüyoruz. Bizim asıl hedefimiz 2023 hedeflerimize ulaşmaktır.