Son Dakika! Balyoz davası gerekçeli kararı: Baransu’nun verdiği CD’ler sahte
Balyoz davasının gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda gazeteci Mehmet Baransu tarafından savcılığa teslim edilen 11 ve 17 No’lu CD’lerin sahte olarak oluşturulduğunun tespit edildiği belirtildi.
Tüm sanıkların beraat ettiği Balyoz davasında gerekçeli karar mahkeme tarafından açıklandı. Kararda gazeteci Mehmet Baransu tarafından savcılığa teslim edilen 11 ve 17 No’lu CD’lerin sahte olarak oluşturulduğunun tespit edildiği vurgulandı. Karardan bazı bölümler şöyle;
Yargılamanın yenilenmesi aşamasında elde edilen deliller doğrultusunda gazeteci tarafından teslim edilen 11 ve 17 nolu CD lerin sahte olarak oluşturulduğu kesin olarak tespit edilmiş, mahkumiyet hükmüne esas alınan diğer tüm dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kademelerinde görev yapan, bir çok konuda donanımlı olan kişilerin böyle bir illegal yapı oluşturmaları halinde bunu illegal yapıya katılmayan bir çok kişinin bulunduğu bir ortamda dile getirmeyecekleri aşikardır.
Delillerin değerlendirilmesi sonucu sanıkların yüklenen “Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye teşebbüs” suçunu işledikleri yönünde mahkumiyetlerine yetecek, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı düşünülmüş, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin iptali ile yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatleri yönünde hüküm kurulması uygun görülmüştür.
Donanma Komutanlığı ve Hakan Büyük’ün evinde ele geçirilen dijital delillerin iyi niyetli olmayan kişi veya kişilerce sahte oluşturularak bu yerlere konulmuş olabileceği düşünülmüştür.
Suça konu HD5, CD’ler ve USB’deki bazı belgelerin tarih ve zamanlarının gerçek takvim zamanını yansıtmadığı, bu belgelerin sistem zamanı güncel olmayan bilgisayarlarda oluşturulmuş ve/veya üst verilerindeki tarih ve zaman bilgileri sonradan gerçek zamanı yansıtmayacak şekilde değiştirilmiş oldukları kanaatine varılmıştır.
Aleyhine darbe girişiminde bulunulduğu iddia edilen hükümet 2002 yılı kasım ayında yapılan seçimle ilk kez iktidara gelmiştir. Seminerin yapıldığı tarih itibarıyla hükümet henüz 4 aydır görevde olup, 4 ay gibi kısa bir sürede hükümetin icraatlarını göstermesi ve bu icraatlardan rahatsız olunarak darbe planı hazırlanması da mantıklı bulunmamıştır.
İllegal faaliyet gösterdiği iddia edilen sanıkların, gizli olarak bir araya gelip görüşme imkanları varken, kendileri dışında pek çok kişinin katıldığı bir seminer düzenlemeleri, düzenlenen bu seminerde darbe planlarından söz etmeleri, üstelik de ‘gizlilik ve güvenlik’ kuralına tamamen aykırı olarak seminer konuşmalarını aleyhlerine delil oluşturacak şekilde kayda alıp saklamaları, hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır.
Delillerin değerlendirilmesi sonucu sanıkların yüklenen suçları işledikleri yönünde mahkumiyetlerine yetecek, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı düşünülmüş, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin iptali ile yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatleri yönünde hüküm kurulması uygun görülmüştür.