Son Dakika! Ali Koç: Antrenman bilgilerimiz dışarı sızdırıldı
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sezon başından beri futbol takımının antrenman bilgileriniz dışarı sızdırıldığını iddia etti. Koç, Fenerbahçe gündemiyle ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe TV’de açıklamalar yapan Ali Koç, “Ersun Yanal’ın takımın başına getirilmesinin planlarında olmadığını” söyledi. Koç, “Tahminimizden çok daha olumsuz bir tablo var. Köklü değişim dedik, büyük hayaller dedik. Hocamız, yönetimimiz, takımımız, pek çok şey eleştiriliyor. Bunu da anlayışla karşılıyorum” dedi.
Sarı-lacivertli takımın gündemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Neyi devraldığımızı unutmayalım. 7-8 haftadan ibaret değil Fenerbahçe. Biz hayal satmadık, uzun soluklu projeden bahsettik. Bundan çok daha iyisini yapacağız. Şüpheniz olmasın” diye konuştu.
Koç Ersun Yanal’ın takımın başına getirilip getirilmeyeceği sorusuna, “Dün olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacağını düşünüyorum. Ersun Yanal hocamız planlarımızda yok. Olmayacağına emin, olun. Bu sevdaya son vermenizi rica ediyorum” yanıtını verdi.
Ali Koç, Volkan, Atıf, Dirar’ın kadro dışı bırakılması ve teknik ekipten isimlerin kulüpten gönderilmesine de değindi.
Fenerbahçe TV’de konuşan Ali Koç’un açıklamalarından satır başları şöyle:
Hayal kırıklığı ve sancı… Tahminimizden çok daha olumsuz bir tablo var. Yeniden yapılanma dedik, büyük hayallerden bahsettik. Riskler var, sancılı dönemler var, engeller var… Ama şu puan tablosunda olmamamız gereken yerdeyiz. Hocamız, sportif direktörümüz, yönetimimiz, takımımız, pek çok şey eleştiriliyor. Anlayışla karşılıyorum. Taraftarımızı etkiliyor. Camiamızı etkisine aldı. Doğaldır. Ne kadar büyük camia olursanız olun, top çizgiyi aşmayınca yaptıklarınız göz ardı ediliyor. Hatalar yapmadık mı, tabii ki yaptık. Yaptık, yapacağız. Bu işin okulu yok, tecrübeyle kazanıyorsunuz. Pozisyonlandığı gibi, algı gibi, zincirleme hata olduğunu düşünmüyorum.
3 maç var ki top bir kere gelmiş gol olmuş. Buradan 6-7 puan kazansak çok farklı konuşuyor olacaktık. Bu yolda iyi oynamayınca da kazanabilmek önemli. Şans yanımızda olmadı. O 2-3 maçta 6 puan çıkarsak bambaşka konuları konuşacaktık. Beşiktaş ve Başakşehir’i ağırladık. Kora kor mücadele ettik, bana sorarsanız galibiyeti kaçıran bizdik. 8 maçta 8 puan… Sıkıntılı dönem… Bunun içinden çıkacağız.
Neyi devraldığımızı unutmayalım. 7-8 haftadan ibaret değil Fenerbahçe. Biz hayal satmadık, uzun soluklu projeden bahsettik. Bundan çok daha iyisini yapacağız. Şüpheniz olmasın. Fenerbahçe yeniden yapılanma adına ne dendiyse yapıyor. Gençleştirme, finans, ücret düşürme dedik. Bunları da yaptığımızı düşünüyorum. 2 maçta farklı olsa farklı konuşurduk.
11 transfer yaptık. Hem gençleştik hem ücretleri düşürdük. Transferler için çok erken diyorum. Zaman gösterecek. Lugano’yu hatırlayın, belki efsane olacak kadar oynamadı ama çok önemli bir isim. Geldiği zamanı hatırlayın. Zaman içinde gördük.
Skor medyacılığı, skor taraftarı olunca olumsuz sözler söylenebiliyor. Olumlu olarak da geçerli bunlar. Kısa vade üzerinden yorum yapmak istemiyorum. Hayal kırıklığını, kızgınlığı anlıyorum. Bir suç varsa başta benimdir. Aynı noktadayım.
Fenerbahçe’nin kendine has sıkıntıları var. FFP mesela. 25 milyonluk satış yaptık. Josef ve Giuliano’yu hoca bırakmak istemedi. Büyük transferler yapmadık. Biz de biliriz para harcayıp ses getirmeyi. Önemli olan bugün değil, orta ve uzun vade. FFP’ye uymak zorundayız. FFP olmasa dahi kulübün durumu nedeniyle bunu uygulamalıyız. Transferlere sabredilmeli. 25 milyona satış yapıp 12-13 milyona 11 futbolcu aldığımız için ben taraftarlardan daha sabırlıyım.
Fenerbahçe’nin ana rakipler aksine basketbolda 30 milyon euro bütçe var. İnşallah bu sene de kupayı alacağız. Fenerbahçe Üniversitesi var. Hala ne yapacağımızı bilmiyoruz. Her ay 750 bin lira, kasımdan itibaren 2 milyon lira masrafımız var. Banka borçlarımız var. Taze kaynak girdi. SPK’ya da teşekkür ediyorum. Sponsorluklarımız belli oldu. Sivas maçına sponsorlarımızla çıkacağız. Önümüzde çok engel var. Sabır istiyorum tekrar.
Beşiktaş, Başakşehir maçlarındanki performanstan memnunum. Zagreb ve Rize kabul edilemez. Bunun dışında üstüne koyarak ilerliyoruz. Umarım kasım ve aralıkta çok mutlu olacağız.
FFP’den dolayı 25’e kadar kullanabilirdik, 2 satış çok sonra oldu. Finansal sorumluluk açısından burada çok daha temkinli davranıyoruz.
Taraftarımızın üzgün, kızgın olmasını gayet iyi anlıyorum. 7 yaşımdan beri maçlara gidiyorum, onları anlıyorum. Hatta zaman zaman fazla taraftar gibi davrandığım için eleştiriliyorum. Samimi olanlara kulak veriyorum. Benim kabul edemediğim bir şey var. Tepki veriyorum, vereceğim. Çubuklu sahada mücadele ettiği zaman yuhalamak, olumsuz tezahüratte bulunmak, girene yuh, çıkana yuh… Alışık olmadığımız bir şey. Geçen sezon seçim süreci boyunca çok tenkit ettim. Hala ifade ediyorum. Ben bu tutumu reddediyorum. 4 sezondur başarı yok, belki ondan dolayı bu sene daha çok tepki var.
Bir tane Fenerbahçe var. Her anlamda sahip çıkmamız lazım. Bekleyin maç bitsin. Maç berabere 87’de ıslık var… Bu sadece Fenerbahçe’ye zarar verir. Bunu her şekilde kınıyorum. Aynaya bakınız, belki haklısınız ama böyle tepki vermekte haklı değilsiniz.
Bu kulübün gerçek sahibi taraftardır. Bunda değişen bir şey yok. Ne biz, ne başka yönetim anlık, kısa vadeli tepkilerle, tezahüratlarla kulübü yönetemeyiz. Böyle olmamalı. Biz yola çıktık, yol haritası çizdik. Tabii ki arada zigzag olacaktır. Ana hedef değişmemiştir. 5-6 puan daha alsak bu kadar umutsuzluk olmayacaktı. Ben ve yönetim kurulu inançlıyız. Bu yolda da devam edeceğiz. Sporcuların başarılı olacağı ortamı yaratmalıyız.
Bugün görmüşsünüzdür, Buffon diyor ki hayatımda unutamadığım 3 stat var, birisi de Fenerbahçe. O günlere dönelim. Olumsuz tezahürat çok ama çok olumsuz etki yapıyor.
Dün olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacağını düşünüyorum. Ersun Yanal planlarımız arasında yok. Ne kendisiyle konuştuk, ne de konuşmayı düşünüyoruz. Spor medyasında bir tarz var, istediğini öne çıkarmak, istemediğini karalamak. Medyada bir kampanya var. Tribünlerin etkilenmesini normal buluyorum. Anlayışla karşılıyorum. Olmayacağını söylüyorum. Benden sonra ne olur bilmiyorum ama bunun pek bir faydası olmuyor. Bu sevdaya son vermenizi rica ediyorum.
Biliyorsunuz ben geçen salı dergi yazısına bir şeyler yazdım. Değişime dirençle ilgili önlemler alacağımı söyledim. Bunları söylerken neyin ne olduğunu bilen bir yaklayışla söyledim. Hoca ve kadro dışı kararlarını olumlu da olumsuz karşılayanlar da vardı. Bilerek bekledik. Söz konusu kişiler nasıl davranacak, iyi de oldu. Dostumuzu düşmanımızı görmüş olduk. Söz sırası bize geldi. Öncelikle sezon başına gelmemiz lazım. Aykut hoca ile ilgili görüşmelerimiz oldu. Hoca değiştirme kararı verdik.
Aykut Hoca ile teknik ekibi konuştuk. Hocamız ekibin iyi olduğunu beyan etti. Comolli de teknik kadroyla konuştu. Onun da raporu olumluydu. Biz yumuşak bir geçiş için teknik kadronun kalmasının orta vadede mantıklı olacağını düşündük. Sonra, Aykut hoca konuştuğumuzda dedi ki, ekibimle yolları ayırırsanız n’olur haklarını koruyun, ben bir yere geçersem yanlarıma alacağım. Sezon açılmasına bir gün kala ekip istifa etti. Sonra Aykut hoca talimat verdi, ekip çalışmaya karar verdi.
Şimdi burada 4 ayın sonunda neler oldu. Baktığımız zaman belki de keşke 4 ay önce bu adımı atsaydık, bugün bunları konuşmuyor olurduk. Biz ne yapmaya çalıştıysak dirençle karşılaştığımızda değişime inanç olmadığını, eski düzenin devam etmesi gerektiği, bazı oyuncu ve personele yayıldı ve olumsuz etki yarattı.
Görevlerine son verdiğimiz antrenörler sorumluluklarını yerine getirmiyordu. Antrenmanlardan sonra maça çıkan oyuncular “Maça yorgun çıkıyoruz” demeye başladı. Bu rahatsızlığın antrenörlere söyledindiği ama Cocu’ya iletilmediği ortaya çıktı.
Kayseri maçından sonra bu tepkiler teknik direktöre iletiliyor. Sonrasında yapılan testlerde idmanların doğru yapılmadığı hatta çok ağır sakatlıklara sebep olabileceği ortaya çıkıyor. Alper Aşçı’nın, performans antrenörünün tutumu olumsuz değerlendiriliyor ve sorumluluk alanı değiştiriliyor.
Beşiktaş maçı günü soyunma odasında yerde rulo bir halı var. Soruyorlar, bu ne diye. Bu antrenörlerden biri ‘Bugün Beşiktaş bizi yenecek. Hocanın cenazesini halıya saracağız’ diyor.
Kadro dışı bırakılan oyuncular, kamp ve yemeklerde dahil “Hocaya karşı safınızı belli edin” diyecek kadar ileri gittiler.
Şüphemiz var, içeriden bilgi sızdığına dair bir şüphemiz var. Samandıra’ya girmelerini yasakladık. Niye yasakladık? Ondan sonra kötü şeyler oldu. Hala kabullenmekte sıkıntı yaşıyorum. Bunları niye yaptılar bilmiyorum.
Bu arkadaşların bilgisayarında, ki biz bu aşamada işlem yapmamışız. Görüyoruz ki 28 Haziran’dan itibaren idman programları, verileri, tüm görüntüler video dahil. İstatistik ve raporları dışarıya sızdırıyorlar. Önce kendi maillerine, sonra dışarıya göndermişler. Bu bilgiler kulübün mülkiyeti.
Samandıra’da tüm bilgiler hard-diskler’de saklanıyor. Geçen senenin tüm idman ve performans dataları silinmiş. Niye dediğimizde ‘yeterli hafıza yok’ dediler.
Niye bunlar önemli? Geçen sezon eylül ortası, ekim başında oyuncunuzun idman performansı nasıldı, bunlar yok, karşılaştırma imkanı yok. Sanayide böyle bir şey olsa, biz buna endüstriyel casusluk deriz. Her zaman her şeyi aynı anda söylemiyorum. Bakalım ne söyleyecekler. Daha var söyleyeceklerim, şimdilik duruyorum.
Müjdat Yetkiner bana ve bana oy veren kongre üyelerimize hakaret etti.
Kadro dışı kalanlardan Volkan’ı ayrı yere koymak lazım. Aatıf ve Dirar’ı genellemek gerekirse onlar da disiplinsizlik, ciddiyetsizlik, vurdumduymaz tavırlar ve sportif yetersizlik nedeniyle kadro dışı kaldı. Türkçe’de gamsız mı dersin, en azından benim beklediğim ruhu yansıtmayan davranış içindeydi.
Kayseri maçı sonrası soyunma odasında konuştuk. Aatıf da konuşanlar arasındaydı. Aatıf dedi ki takım olamadık, bu takım zayıf, geçen sene de zayıftık. Düşüncesi bu olabilir. Basına çıkan iddialar saçma sapan iddialar. Nabil Dirar kadroya giremeyince, bu konu Aatıf için bir memnuniyetsizlik sebebi oldu. Takım içinde gruplaşmalar var. Bu da gruplardan biri. Aatıf Dirar’ın oynaması için lobi yaptı. Olabilir, ama bu olmadığı zaman işini yine de en iyi şekilde yapman lazım.
Volkan konusunu ayrı tutmak istedim. Pazar günü de geniş bir açıklama yapmıştım. Ben ne demiştim? Fenerbahçe için Volkan, Ali Koç için Volkan. Fenerbahçe için Volkan, aidiyet duygusu tartışılmaz yüksek. Çoğu zaman haksız yere, deplasmanlarda başka yerlerde hakaret yedi. Bir de Ali Koç açısından Volkan var. Ben tanıdığımda 19-20 yaşındaydı. İyi bir baba, çok iyi bir baba. Ben nikah şahitliği yaptım düğününde o tarafı da benim için özel. Her anlamda baktığım zaman zor bir karardı. Üstüne basarak söylüyorum, ne Comolli ne de Cocu bana inanmadığım bir kararı aldıramaz.
Kayseri maçından sonra takım olamadık gruplaşmalar var dedi. Ben içi dışı bir insanı severim. Volkan da öyle. Ama biz sözleşmesini uzatırken ana isteğimiz ekip ruhuna, yeni ekibe yardımcı olmaya, bunun bayraktarılığını yapmasını istedik, aksi olmadı ama bunu da yapmadı. Sen naptın takım olmak için, takımı bir araya getirdin mi, Comolli’ye bir şey dedin mi? “Yok rahatsız etmek istedim” dedi.
Volkan Demirel, Erwin Koeman’ın üzerine yürüdü. Bana ve başkan vekilimize saygısızlık yaptı.