Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, yazılı bir açıklama yaparak hakkında ortaya konan haberleri eleştirdi.
Yazılı açıklama şöyle;
“Bir kısım medya tarafından şahsıma yönelik linç uygulaması yapılmaktadır. Bu çevreler, geçmişte de mezhebimden rahatsız olduklarını açıkça belirtiyorlardı. Bir Alevi’nin Adalet Bakanlığı’na atanmasını şaşkınlıkla karşılamışlar ve asla hazmedememişlerdi. Hele hele Alevi inançlı bir gencin hakim ve savcı olmasını dünyanın sonu gelmiş gibi değerlendiriyorlardı.
Hakkımdaki soruşturmanın gizli evrakları gazete manşetlerine ve televizyon ekranlarına taşınmakta ve şahsıma yargısız infaz yapılmaktadır. Bakanlığım döneminde de aynı çevrelerce linç hareketine maruz kaldım.
Ben bakanlıktan ayrılalı 16 yıl, siyasetten ayrılalı ise 10 yıl oldu.
“Bakanlığım döneminde demokratik, laik ve hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne, özgürlükçü sisteme ve özellikle yargı bağımsızlığına, adil yargılanma hakkına yaptığım ve yapmaya çalıştığım katkılar, tarihe mal oldu. Sistemin demokratik değişim ve dönüşümünü o zaman da kabullenememişlerdi. Bu çevreler, geçmişte de mezhebimden rahatsız olduklarını açıkça belirtiyorlardı. Bir Alevi’nin Adalet Bakanlığı’na atanmasını şaşkınlıkla karşılamışlar ve asla hazmedememişlerdi. Hele hele Alevi inançlı bir gencin hakim ve savcı olmasını dünyanın sonu gelmiş gibi değerlendiriyorlardı.
Yıllar önce TBMM kürsüsünden de belirttiğim gibi bu zihniyetin sahipleri Alevi inançlı insanların bu ülkede var oluşlarını kabullenememekte, birlikte yaşamayı hazmedememekte ve içlerine sindirememektedirler. Öyle görülüyor ki bu saldırıların bir başka amacı da var. Bilindiği gibi önümüzdeki günlerde anayasa değişikliği halk oylamasına sunulacak. Şahsımla ilgili iddiaları kullanarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) sistemini karalamak ve bu sistem hakkında şaibe yaratmak suretiyle anayasa değişikliklerinin gerçekleşmesine hizmet etmektedirler.
Yaşamın doğal akışı içerisinde sürdürülen beşeri ilişkilerin anlam ve mahiyetini değiştirerek, kamuoyunun yönlendirmeye ve yanıltmaya yönelik bir kampanya oluşturulmaktadır. Kimselerle görüşmeden, Robenson gibi mi yaşamalıydım?
Bana ulaşan bazı istemleri yedi kişiden oluşan HSYK’nın bir üyesine iletmekle yargı baskı altına mı alınmaktadır?
Bir dost insanla, yargının göz bebeği olan bir yargıçla veya başkalarıyla konuşmak, birlikte yemek yemek ne zamandan beri suç oldu? Husumet ve düşmanlık duygularının ve duygulara dayalı olarak gerçekleştirilen saldırıların bir hududu ve ölçüsü olmaz mı? Halen İbni Sina Hastanesi’nde tedavi görmekteyim.”