İstanbul Kadıköy’deki eylemler sırasında yoğun biber gazına maruz kalan 35 yaşındaki Serdar Kadakal kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Kalp krizinin sebebinin maruz kaldığı biber gazı olduğu ileri sürüldü.
Salı, Çarşamba ve Perşembe günü Rıhtım, Bahariye, Moda, Altıyol gibi semtleri biber gazına boğulan Kadıköy’de Serdar Kadakal isimli vatandaş kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Odatv’den Barış Terkoğlu’nun haberine göre, Kadıköy’ün ünlü konser mekânlarından Shaft Bar’ın Tonmaister’i olan Serdar Kadakal’ın hem evi hem de işyeri polisin yoğun gaz kullandığı bölgede yer alıyordu. Kalp yetmezliği nedeniyle kalp pili taşıyan Kadakal, sürekli gaz solumaktan şikâyetlerini arkadaşlarına söylüyordu.
Kadıköy’de eylemlerde yer almayan ancak buna rağmen yoğun polis gazı solumak zorunda kalan Kadakal, dün gece 23.09’da işyerinde çalışırken kalp krizi geçirdi. Arkadaşları tarafından Kadıköy Şifa Hastanesi’ne kaldırılan Kadakal, doktorların çabalarına rağmen kurtarılamadı.
Serdar Kadakal’ın arkadaşı müzisyen H.Ç. Kadakal’ın ölümü ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Serdar 3 gündür yoğun gaza maruz kalıyordu. İşyerinin bulunduğu sokak ve evinin bulunduğu sokağa polis sürekli gaz bombası atıyordu. Serdar’ın kalp rahatsızlığı vardı. Hepimize sürekli ‘ölüyorum galiba çok kötüyüm’ diyordu. Öyle ki istersem eşini de al bir süre bizde kalın dedim. Bütün arkadaşlara gazdan rahatsızlığını anlatıyordu. Eylemlere katılan bir insan olmadığı halde sonunda işyerinde yığılıp kaldı. Serdar’ın hayatında sadece 3 şey vardı. Eşi, işi ve motoru. Ölümü hak etmemişti.”
Kadakal’ın arkadaşlarından Eczacı G.T de Kadakal’ın ölümü ile ilgili şunları söyledi:
“Önceki gece Serdar’ın evinin yakınındaki barda oturuyorduk. Zaman zaman dışarıdaki hareketliliği görüyorduk. Ancak biz barda içki içip sohbet etmeye devam ediyorduk. Serdar evine giderken tesadüfen bizi gördü. Polisin attığı gaz nedeniyle işyerini erken kapatmak zorunda kalmışlardı. Serdar yanımıza gelip 5 dakika oturdu. Gazdan ‘mahvolduk. Nefes alamıyoruz’ diye şikâyet ediyordu. Düşünün biz orada otururken hiçbir şekilde bir eylemin içerisinde değilken 20-25 kişilik bir polis grubu dönüp ayağımızın dibine gaz bombası attı. Hepimiz oturduğumuz yerden kaçışmak zorunda kaldık. Serdar bu olayın yaşandığı sokakta oturuyordu. 3 gün boyunca bu gaza maruz kaldı. Kalp krizi geçirmesinde etkili olduğunu düşünüyorum.”
Kadakal’ın hayatını kaybetmesinin ardından hastanede incelemede bulunan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kılıç şunları söyledi:
“Ailesinin isteği üzerine hastaneye geldim. Burada kan örnekleri alınacak. Kayıtlara şüpheli ölüm olarak geçtiği için yarın da otopsi incelemesi yapılacak. Biraz önce Kadıköy Rıhtım Karakolu’ndaydık. Burada çantasında baret olan insanların gözaltına alındığını ve otobüslerde darp edildikleri yönünde bilgiler aldık. Ölüm üzerine söylenecek pek bir şey kalmıyor. AİHM’den protesto hakkından bahsetmek artık bazı şeyleri çözmüyor. Artık bu çerçeveden bakmak gerekiyor olaylara. İnsanların yaşamını tehlikeye sokan bir haldeyiz. Burada yaşanan olaylar üzerine söylemiyorum ama Biber gazının yasaklanması gerekiyor. Bu insan sağlığına zarar veren bir durum. İktidarlar otoritesini sağlamak için kullanıyorlar ama toplumun nefes alma kanallarını açmak lazım. Protestolar, yürüyüşler toplumun oksijen alma kanallarıdır. Halkın tepkisinden korkmamak lazım. Aksi bir şekilde davranırsanız, toplumun oksijen alma kanallarını yok ederseniz kendinize zarar vermiş olursunuz. Dolayısıyla siyasilerin olayları böyle algılaması gerekiyor. Baskı, gözaltı ve biber gazı ile olumlu yol alınamaz. Yaşananlar üzüntü verici.”