Şenol Güneş’in öğretilmiş çaresizlikleri
NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın bu haftaki “Şenol Güneş’in öğretilmiş çaresizlikleri” başlıklı yazısı;
İnsanların davranış kültür kodlarını yaşadığı ortamın insanları ile kurmuş olduğu etkileşimler belirlemektedir. Bunlar yöresel olmakla birlikte zincirleme sürecine giren kodlardır.
İnsanların başarı ya da başarısızlıklarını belirleyen önemli etken, içinde bulunduğu geleneksel kültür yapısının geçerliliğinin ve farklılıkları kabulündeki veya ret etmesindeki kodlarıdır.
“Geer Hofstede göre dört boyuta bakarak her toplumun ya da her topluluğun kültürünü “okumak” mümkündür.” Bunlardan biri:
“Bir toplumda bireyin kendisinden bir üst seviyedekilerle ilişkisi o topluma özgü bir şekil alır. Sosyal statüsü daha düşük olanların kendilerinden daha yukarıda olanlara nasıl davrandıkları her kültürde farklıdır. Hofstede bu kültürel özelliği “güç mesafesi” olarak adlandırıyor.”
Feodal değerlerin geçerli olduğu topluluklarla, demokratik değerlerin geçerli olduğu topluluklarda bu güç mesafesi ciddi farklılıklar içerir. Feodal yapı içerisinde yetişmiş bireyin, güce verdiği değerin sonsuz ve ilahi bir sadakat içeriği vardır ve bağımlılık kayışız şartsızdır. Bu talebin kökeninde ekonomik çıkar ve bunun üzerinden büyük bir beklenti vardır.
Spor ve siyasetin iç içe geçmesindeki en büyük etken: Feodal çıkar ilişkilerin üzerinde kişisel beklentilerin organize edilerek toplumu bu çıkar ilişkisine göre dizayn etmektir. Bu sürece dahil olacak tüm kişi ve kurumların çabaları bu yapının sürdürebilir olmasını sağlamaktır.
Bu çıkar ilişkisi, sporun kendi erdemleri üzerinden başarının kurgulanması ile ilgili hiçbir kaygı taşımaz.
Türkiye bu kurgunun ‘derin’ halini yaşamaktadır.
Şenol Güneş’i, Fikret Orman’ı ve Yıldırım Demirören’i bu kurgunun dışında değerlendirmemiz mümkün olamaz.
Üç kişinin Milli Takım teknik direktörlüğü için yapmış oldukları görüşmelerin gizliliği ve bu sürecin kişisel bir beklenti haline getirilmesi, sadece ekonomik beklenti ve bunun uygulama şekli ile duyulan kaygıdan başka bir şey değildir.
Fikret Orman ve Demirören’in Beşiktaş’a verdikleri zarar ve bunun karşılığındaki kurgu artık taraftar gözünden bir değer görmemektedir. Çünkü “kral çıplak”.
Fakat, Şenol Güneş’in bu kurgu içinde aynı talepler içinde kalması Beşiktaş taraftarı için çok önemlidir ve taraftarı ciddi şekilde üzmüştür.
Güneş’in, teknik direktör olarak tek şampiyonluk yaşadığı kulüp Beşiktaş’tır. Bunu tek nedeni de Beşiktaş taraftarının Güneşe sahip çıkmasıdır.
Fikret Orman’ın sene başından beri Güneş’in istifası üzerinden hareket ile tasarladığı süreç, gene Beşiktaş taraftarı sayesine Güneş lehine bertaraf edilmiştir.
Tüm bunlara rağmen, Güneş’in gizli olarak Milli Takım anlaşmasını yönetmeye kalkması Beşiktaş taraftarına yapılan büyük haksızlıktır. Bunun açıklaması “berber” üzerinden manipüle edilmesi ise Güneş’e yakışmayan fakat onun davranış kodları bakımından normal olan bir tavırdır.
Feodal kurgu içinde yetişen Güneş’in, bu kodlar üzerinden mesleki etkileşimleri yönetmeye kalkmasının gayet normaldir.
Bireyin gelişim sürecinde girmiş olduğu etkileşimler, tarihsel süreç içerisinde benimsenerek bir kültür haline gelir. Bu kurgunun içerisinden çıkıp değişimi sağlamak, üstün irade ve farklı tepkileri sağlayacak entelektüel birikim ile mümkün olur.
Şenol Güneş’in en büyük açmazları burada başlamaktadır…
Her olay karşısında bu feodal kurgu üzerinden tepki vermesi ve olayları doğru analiz edememesinin nedeni, düşünceden ziyade duyguları üzerinden bir refleks olarak tepki vermesidir.
Her krizin çözümünden ziyade krizin parçası olması bundan dolayıdır.
Takım içindeki taktiksel ve iletişim sorunlarının çözümsüzlüğü, kriz ile beraber, yönetim ile içinde bulunduğu çatışmayı doğru yönetememesi ve sonunda her şekilde onların lehine anlaşması da Hofstede’nin analizindeki yukarıya karşı hissettiği ekonomik temelli “biat” kurgusudur.
Pepe ve Babel gibi iki değeri kaybetmesindeki gerçeğin taktiksel ve başarı üzerindeki olumsuzluğunu bir türlü açıklayamaması, Karius’un maddi sıkıntısı üzerinden gelişen olaylar nedeniyle, yaşanan sorunları çözmek için gerçek yerine, Tolga üzerinden olayı manipüle etmeye kalkması söylemek istediğim dinamiklerin en belirgin örnekleridir.
Güneş “güç mesafesi”ni başkanlar lehine kullanma kodlarına sahiptir.
Müslüm Gülhan / NationalTurk