Selahattin Demirtaş: Hükümete de PKK’ya da dur diyoruz
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Yarın değil, haftaya değil, bugün bu saatte barışı hemen şimdi istiyoruz. Bunun başlangıcı da silahların susturmaktan geçiyor. Amasız, ancaksız silahlar susmalı ve diyalog kanalları açılmalı” dedi.
Mardin’de bir otelde partisince düzenlenen, “Arap halkı barışı sahipleniyor” konulu etkinliğe katılan Demirtaş, HDP olarak çoğulcu demokrasiye inandıklarını belirtti.
Tekçi zihniyetten herkesin rahatsızlık duyduğunu, HDP olarak çoğulcu demokrasiyi inşa etmenin ana aktörü haline geldiklerini savunan Demirtaş, “7 Haziran seçimleri, bunun Türkiye toplumu tarafından benimsendiğinin, tescillendiğinin somut göstergesi oldu. Bu da Türkiye açısından büyük bir şanstır. Bir partinin tek başına iktidar olmasından çok daha kıymetli bir şans ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
– 7 Haziran seçimi
Özellikle Ortadoğu’da mezheplerin, inançların artık bir arada yaşayamadığını öne süren Demirtaş, şöyle konuştu:
“Arap, Kürt bırakın böyle bir salonda bir araya gelmeyi aynı şehirde yaşayamıyorlar artık. Birbirlerine düşmanlaştırılmıştır. Mezhebinden, yaşam tarzından, inancından, etnik kimliğinden, teninin renginden dolayı insanlar, birbirini katledecek noktaya getirilmiştir. 7 Haziran seçimi sonrası yeni bir durum çıktı ortaya. Artık çoğulcu demokrasiye doğru yürüyen, ilerleyen ve kendini bu çerçevede barışını inşa etmeye mecbur bir ülke olarak konumlandırılması gerekirdi Türkiye’nin. Herkesin beklentisi buydu. HDP’ye verilmiş her oy, ‘bu ülkede bir arada yaşamalıyız’ diyen oylardı. HDP’ye verilen her oy, ‘Biz, barış istiyoruz, silahla değil, demokrasi içerisinde diyalogla, müzakereyle çözüm istiyoruz’ diyenlerin oyuydu.”
Seçim akşamı yapılan konuşmaları anımsatan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonuçlar açıklandıktan sonra Cumhurbaşkanı çıkıp, ‘Milli irade bu şekilde tecelli etmiştir. Parlamentomuz 4 partili bir parlamento olmuştur. Ve hepimiz buna saygı duymak zorundayız. Hepimiz, partilerimize verilen her oyun şerefli olduğunu, onurlu olduğunu, saygın olduğunu kabul etmek zorundayız. Bu saatten sonra Cumhurbaşkanı olarak bana düşen şey, ülkemde kardeşliği, barışı tesis etmek, çoğulcu bir anlayışla geniş tabanlı bir koalisyona destek sunmaktır. Bana düşen şey, barış müzakere sürecinde kaldığımız yerden devam ederek, ülkenin barışına katkı sunacak bir pozisyon almaktır’ deseydi. Bir Cumhurbaşkanına düşen şey, tam olarak budur. Halk, bunu beklemekte haklıdır.”
– “Tek bir silahın patlamadığı bir ülke için görev başındayız”
“Birkaç haftada bizler, polisi, askeri, gerillası, siviliyle onlarca evladı yitirmiş olmamıza rağmen, Türkiye toplumunun yüzde 80’den fazlası halen barış istiyor” ifadesini kullanan Demirtaş, Türkiye’deki tüm halkların barıştan yana olduğunu kaydetti.
Bu barış talebinin, kıymetinin bilinmesi ve Türkiye’yi yönetenler tarafından iyi görülmesi gerektiğine işaret eden Demirtaş, bunun kıymetli bir mesaj olduğunu vurguladı.
Selahattin Demirtaş, Suriye’deki gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
“Evet ülkemizi Suriye gibi yapmak istiyorlar. Sayın Davutoğlu, ‘Biz ülkemizin asla Suriye gibi olmasına asla izin vermeyeceğiz’ diyor. Katılıyoruz. İzin vermeyeceğiz. Ama bunun yolu birbirine hakaret etmek, birbirini ötekileştirmekten geçmez. Bunun yolu, diyalogla, empatiyle, karşısındakini anlamaya çalışmakla, kendi dışındakilerin de bu ülkeyi sevdiğine inanarak, bu ülkenin düşmanı olmadığını bilerek hareket etmekten geçer.”
Siyasilerin daha çok konuşması, birbirleriyle temas kurması, diyalog içinde olması gerektiğine vurgu yapan Demirtaş, “HDP olarak tek bir silahın, tek bir bombanın, tek bir mayınının patlamadığı, tek bir savaş uçağının bombalamak için kalkmadığı bir ülke için görev başındayız” dedi.
– “Savaş geleceğimizi öldürüyor”
Demirtaş, “Şiddetle, silahla asla hiçbir şekilde işimiz olmadı, olmaz. Mesafemizi net olarak koyduk. ‘Tercihinizi yapın’ diyenlere binlerce defa seslendik. HDP tercihini yaptığı için buradadır. HDP tercihini silahtan, şiddetten, demokratik siyasetten yana yaptığı için burada” diye konuştu.
Türkiye’nin partilerin geleceğinden daha önemli bir sorun ile karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Demirtaş, ülkenin halklarının ve toplumun geleceğinin her şeyden daha kıymetli olduğunu belirtti.
Demirtaş, “Savaş insanları, vicdanları, ekonomiyi ve geleceğimizi öldürüyor. Ülkenin her tarafından barış sesi yükselmediği sürece silahın sesi daha gür çıkmaya devam edecektir” dedi.
Ellerin tetikten çekilmesi gerektiğine işaret eden Demirtaş, şunları kaydetti:
“Yarın değil, haftaya değil, bugün bu saatte barışı hemen şimdi istiyoruz. Bunun başlangıcı da silahların susturmaktan geçiyor. Amasız, ancaksız silahlar susmalı ve diyalog kanalları açılmalı. Artık 80 ve 90’lar gibi Türkiye ve bölgemiz büyük bir savaş girdabına sürüklenemez. Buna izin veremeyiz. ‘Savaş başladı, yapacak bir şey yok’ diyemeyiz. Her akşam evlerimizden acılı eşlerin, annelerin, acılı yetim kalmış çocukların görüntülerini izleyemeyiz. Bunlara tahammül edemeyiz. Biz onların acılarını nasıl yok sayarak siyaset yapabiliriz. 80 milletvekili arkadaşımızla bir tek can gitmesin diye 80 koltuğu bugün feda etmeye hazırız.”
– “PKK’nın eylem politikasına da, ‘dur’ diyoruz”
Parlamentonun işinin olup bitenlere seyirci kalmamak olduğunu anlatan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu kadar diyaloğa, konuşmaya kapalı siyasetçi profiliyle Türkiye’yi nasıl huzura, barışa koşturacağız? ‘Son leş kalana dek operasyonlar devam edecek’ diyenler mi, ‘gerekirse köklerini kurutacağız’ diyenler mi barış istiyor? Yoksa üstündeki üniformaya bakmaksızın bütün evlatlarımızın acısını, taziyelerini paylaşan, kanın durması çağrısı yapıp bunun için kamuoyu oluşturma gayretiyle, il il, mahalle mahalle çalışma yürüten HDP mi barış istiyor? Hükümetin bu çatışmacı politikasına da, PKK’nın eylem politikasına da, ‘dur’ diyoruz. Karşılıklı ateşkes pozisyonuna dönün.”
Demirtaş, sivil siyasette çözüm olanaklarının tanınması gerektiğini vurgulayarak, toplumun bunu istediğini aktardı.
Bu sese kulak tıkanmamasını istediklerini anlatan Demirtaş, HDP’nin önümüzdeki dönemde bedeli ne olursa olsun barış ve birlikte yaşama ısrarından vazgeçmeyeceğini kaydetti.
– “Demokrasi mücadelesi yürütüyoruz”
HDP’nin gerçek bir halk partisi olduğunu savunan Demirtaş, “Türkiye’nin düşmanı ve vatan haini değil, bu toplumun partisiyiz” diye konuştu.
Her yerde barışın örgütlenmesini istediklerini belirten Selahattin Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sizi birbirinizle düşman etmeye kalkışan anlayışlara karşı siz kardeşlerinize sarılın. Oy verdiği partiye göre ayırmayın, hangi partiye oy verdiyse de ‘bizim için şereflidir, onurludur’ diyerek, eline sıkı sarılacağız. Bu fırtınada dağılmamanın tek yolu budur. Öbür türlü zihniyet Türkiye’yi geçmişler gibi çıkmaza sokar. Umudumuzu kaybetmeyiz. Kin ve öfke dilini kullanmadık, kullanmayacağız. Kimseyi düşmanımız ilan etmedik, etmeyeceğiz. Biz bir zihniyetle mücadele ediyoruz. İnsanlarla değil bu anlayışa karşı demokrasi mücadelesi yürütüyoruz.”
HDP Mardin Milletvekilleri Mithat Sancar ve Mehmet Ali Aslan’ın da Arapça birer konuşma yaptığı etkinlik daha sonra basına kapalı devam etti.