Ülkemiz açısından, yeni ve umutlu günler beklerken, ( ki bu haklı beklentilerin arkasında, gerek güçlü tek parti iktidarının devam etmesi ve gereksede çalışkan ve başarılı bir Başbakan ve uzlaştırıcı bir, Cumhurbaşkanımızın olması vb. gibi nedenlerden) malesef, haklı beklentilerimizin, birçok açıdan negative yol almakta olması, düşündürücü ve bir okadar da, üzücüdür…
Ülkemizde ki, günümüz medyasının, gittikçe başını kuma gömme siyasetine, daha da, saplandığı şu günlerde, maalesef akil zihinler, pembe tablolara, pekte meyil veremeyebiliyorlar…
Zira, akılları meşgul eden, onca çelişkili konu varken…
Söz konusu çelişkilere, az biraz temas edecek olursak;
· Sanki ülkemizde ki, güçler ayrılığı ilkesi toplumun büyük bir bölümünün nezdinde zedelenmiş gibi durmaktadır…
· Laik duruştan bahsetmek şöyle dursun, Laiklik ilkesi de, sanki sadece anayasa kitabımızdaki şık bir cümlenin, bir parçası olmaktan öteye, geçememektedir…
· Toplumsal yaşamda, her şey tek renk olmuş, neredeyse hiçbir farklılık, bırakın zenginlik olarak görülmeyi, tam bir hoşgörüsüzlüğe kilitlenmiştir…
· Toplumsal yaşamın hemen her evresinde, büyük bir kutuplaşma ve maalesef büyük bir çatışma, hüküm sürmektedir.
· Bu arada hakkını da yememek gerekir ki, Sayın Başbakanımızın KKTC ziyareti ve orada yaptığı çalışmalar, sonuçlarının seyrindende anlaşılacağı üzere, oldukça olumlu olmuştur.
· Küresel ekonomik krizin, yine dünya gündeminde, çok önemli yer ettiği şu günlerde, baştaki hükümetin başarı payını, inkâr etmemek gerekmektedir. Ama ülkemizdeki kontrolsüz küresel sermeyenin, gün be gün, ülkemizin orta sınıf öz sermayesini, yiyip bitirmekte olduğu gerçeğini de, görmemek, çok büyük bir eksiklik gibi, durmaktadır…
· Yine Kürt sorunu ve veya açılımı denen ve baştaki iktidarca yürütülen çalışmalarla ilgili olarak ta, maalesef gelinen nokta, çözümden öte, tam tersi yönde, çözümsüzlük sarmalına ve hatta o sarmala, benzin dökme kördüğümüne, dönüştürülmüş gibidir…
· Alevi Açılımı ile ilgili olarak ta, yine büyük bir hüsrana ve hatta eski çözümsüzlük vurdumduymazlığının da, daha ötesi bir noktaya, geçilmiş gibidir…
· Ama bu her iki açılımla ilgili olarakta, iyi niyetli birer girişim oldukları, gözönünde bulundurulmalıdır. Ve yine mutlaka başarılması gereği de, işaret edilmelidir…
· Ermenistan’la, sınır kapılarının açılmasıyla ilgili olarak ta, zaten ta başından tüm akil dengelerin beklediği oldu, yani çözümsüzlük…
· Basın özgürlüğünün, ülkemiz için öneminin olmazsa olmaz olduğunu, sanırım belirtmeye bile gerek yoktur. Bu konuya, oldukça özen gösterilmelidir…
· Askerin, gözle görülür bir şekilde, sivil siyasetin idaresinde olduğunun altının çizilmesi, olumlu bir gelişmedir. Ama, askerin saygınlığına, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde, gölgede, düşürülmemelidir…
· Son yaşanan şike depremiyle birlikte, ülkemizdeki tüm taşların, yerinden oynamaya devam ettiği, tescillenmiş olmaktadır. Umarım, yeni şekillenen güç dengesi, ülkemiz yararını zedelemez…
· Ülkemiz muhalefetine ilişkin olarak ta; Artık gerçekten, baştaki iktidarla, aynı siklette yarışabilecek ve gerçekten etkili olabilecek, etkin bir muhalefet partisine olan ihtiyaç, her zamankinden daha fazladır…
· Dış Politikaya değinmeden geçmek te, olmaz; Yine bu konuda da, öncelikle, Sayın Başbakan’ımızın dik duruşu oldukça takdire şayandır. Ama sanki tüm adımlarımız, ABD, İngiltere ve Fransa’nın vb. liderliği ve söylemine paralelmiş gibi, renk vermektedir…
Sonuç olarak; şu an baştaki iktidarı, birçok açıdan, başarılı bulmakla birlikte, umarım iyi niyetle açtığımız, yukarı başlıklardaki konulara, özel bir hassasiyet gösterilir…
Hadi hayırlısı…
Sinan Adıgüzel
