FIFA Dünya KupasıFutbolHaftanın YorumuSpor

Scolari Sendromu

Bali

Müslüm Gülhan

NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan’ın ‘Scolari Sendromu’ başlıklı yazısı;

Bir ara bir Hıncal Abi vardı; hücum futbolu dâhisi! Mustafa Denizli’yi Gelişim Spor dergisine davet edip, saatlerce ona taktik anlatacak cesarete sahip Hıncal Abi…
Herhalde akşam istihareye yatıp bilgileri toplardı ve sonra ver elini Denizli?
Neyse o kabusu da atlattık.
Gelelim Dünya Kupası’na; biraz değişimlerden ve taktiksel yapılardan bahsetmekte yarar var, çünkü değişkenlikleri analiz etmeden kupanın içerik olarak anlamı olmaz.
Genel futbol anlayışının doğruları ve yanlışları üzerinden gitmek gerekir;
Bu Dünya Kupası yeni bir futbol anlayışının artık olmazsa olmaz olduğunu kesinleştirdi. Futbolun artık tek yön halinde değil, her iki yönü de kapsayacak total bir taktiksel bütünlüğün geçerliliğini ortaya koydu.
Geçiş Futbolu;
Bunu zaten Almanya ve Hollanda hem ülkelerin kültürel gelenekleri bakımından, hem de oyun anlayışlarından dolayı başardılar. Savunma ve hücum prensiplerinin iç içe geçtiği anlayışın metodolojik olarak temel prensipler üzerine oturtulup, taktiksel bütünlüğün sağlanmasıdır.
Almanya bunu çok iyi bir şekilde turnuva boyunca uyguladı.
Bu futbolun temel özellikleri küçük ülkelerin de işine geldi, çünkü sistematik kurgu total olarak üst düzey oyuncu ihtiyacına gerek kalmadan kurulabilinmektedir.
Biz hariç; bizim paramız var! Biz Direktörümüze çok para verip şampiyon olacağız!
“Ne kadar rezil olursak o kadar iyi“
Araya bizi katmazsak şu fani futbolun ne anlamı kalır ki;
Gelelim Brezilya’ya;
Dünya Kupası’nın yapılabileceği en iyi ülke Brezilya’dır, bu kadar renkli ve futbolu yaşayan başka ülke yoktur.
Ama bütçe ve halkın talepleri bunu gereksiz kılabilir!
Sırf futbol olarak bakarsak;
Brezilya ise Scolari’nin yetersizlikleri içerisinde kayboldu, Neymar oyun ve saha içi sorumluluğunu alabildiği kadar aldı, fakat bir yere kadar!
Brezilya bu total anlayışı uygulama çabasındaydı ve artık fantastik oyun olamayacak, çok iyi kadrosu olmasına rağmen lider oyuncusu yoktu ve bunu ihtiyaç olarak bile görmedi Scolari, muhakkak bu sorunu çözmeliydi, çünkü seyircileri karşısında çok duygusal kaldılar, realiteye bir türlü ulaşamadılar. Turnuva süresince Scolari takımı saha içinde de çok yalnız bıraktı.
Oyuncu değişiklikleri, zamanlaması, hele hele ilk on bir seçimi, hiç yeterli olmadı. Almanya’ya karşı çıkardığı on birle ise Almanya’yı ciddiye almadığını gösteriyor. Hatta Dünya Kupası’na iyi hazırlanmamış.
Arjantin kadro donanımı olarak daha düşük profilde kalıyor, fakat o açığı alan savunması üzerine kurduğu temel prensipler ile yürütmeye çalışmakta. Önde Messi, Higuain ve Di Mari ile hücum yapmaya çalışmakta, aslında kısır bir kurguda oynuyor.
Her şeye rağmen Van Gaal’i finalde görmek isterdim. Almanya karşısındaki kurgu ve couchinliğini nasıl uygulayacak diye. Çünkü bu turnuvada önemli teknik direktörlük uygulamaları yaptı.
Neyse ki; bizim de total ilişkilerimiz var. Oralardan geçişlerimizi yapıyoruz!

Maçlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu