Savaş War

omer demir enyeniAylardır piyasaların merakla beklediği FED toplantısı 3 Ekim’de yapıldı.Toplantı sonrası çıkan sonuç 2011 haziran’ına kadar aylık 75’er milyar dolarlık tahvil alımıyla toplamda 600 milyar dolarlık parasal genişlemeye gidilmesine kararı idi.

QE2 denilen parasal genişleme 1.5 ile 30 yıl vadeli hazine kağıtlarında oluşacak bu alımlarda ortalama vade 5-6 yıl olması beklenirken, faiz oranlarında ise piyasanın beklediği ve satın aldığı değişiklik olmaksızın 0,25 olarak bir süre daha kalacağı belirtildi.Hatta bunun yanında da, Fed elindeki vadesi gelen mortgage kağıtlarına karşılık da piyasalardan yatırıma yönelebilecek 200-250 milyar dolarlık yeni mortgage kağıtları daha alabileceğini söyledi.Bu da birleştirilirse, rakam 800-850 milyar tuttarında bir genişleme demek.

Kararın neden alındığı hususun da açıklamalar yapan FED, işsizlik oranının yüksek, enflasyonun düşük olduğu; ekonominin hayal kırıklığı yaratacak kadar yavaş bir iyileşme performansı göstermesi üzerine alındığını belirtti ve Büyük Buhran (1929)dan sonra yaşanan en büyük kriz sonrasında zor günler geçiren tüketici ve şirketlerin borçlanma maliyetlerini aşağı çekerek ekonominin dinamiklerini harekete geçirmeyi amaçladığını ekledi. Durgunluk içerisindeki ,enflasyonun ve işsizlik oranının arttığı bir ortamda, ekonomilerin korkulu rüyası haline gelen 1929 Büyük Buhranı sırasında da FED ‘in piyasalara likidite enjekte etmek yerine mevcut likiditenin 2/3’ünü çekmiş ve krizi 15 yıla uzatmış, içinden çıkılamaz bir hale dönüştürmüş, hatta 2. Dünya Savaşına sebep olan zemini hazırlamaya yardımcı olmuştu. Biliyorsunuz ekonomide geçmiş tecrübelerden dersler alınır ,aynı hataya bir daha düşmemek için geçmişteki sebep sonuç ilişkileri iyi incelenir.Bu sefer farklı olur mu ? sorusununun cevabı ise zaten farklı gözükmeseler büyük yatırımcılar küçükleri “bu sefer farklı” olduğu konusunda ikna edemezler ve emtialara ,hisselere bu kadar talep getiremezlerdi dir. Ama süreçleri gerçekten de farklıdır. Önemli olan bu dönemleri baslangıç dönemlerinde yakalamaktır ya da başka bir bakış açısıyla son döneminde yakalanmamaktır.Yoksa balonlar yatırımcının elinde patlar tarihi fiyatlarla.FED ise geçmişten ders çıkarmış olacak ki son arz ettiği 600 milyarlık QE2 ile faizleri daha da düşüremeyeceğinden ve piyasanın durgunluk korkusuna ilaç olmayacağını bile bile, bu hamlesi sadece emtia fiyatlarında ki zirve ile fiyatlar doyuma ulaşacak ve akabindeki enflasyon beklentisi, ABD tahvil faizlerini yükseltecek, yükselen tahvil faizlerini, emtiaya tekrar dönerek dolara değer kazandırırken; emtiada fazladan oluşan fiyat artış balonunu söndürerek dengeye oturtmasını sağlayacak şekilde yorumlandı.İşte bu teori FED’in öngörüsü.Yani önce dolar aşağı ,sonra enflasyon beklentisi tekrar yukarı. Dolar değer kazandıkça da dolar ile fiyatlanan tüm mal ve emtiaların fiyatlarında gerileme!.Kısaca bu yıl gülen Borsalar için 2011, kazançlarını dengeleme yılı olacak.FED kararIarı hakkında değişik çevrelerden yorumlar gecikmedi. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin tepkisi sert oldu. Önümüzdeki hafta sonu G. Kore’de yapılacak olan G-20 liderler zirvesi toplantısında Dolar’ın rezerv para olup olmaması ve dünyada yaşanan parasal kökenli dengesizlik üzerine çok hararetli tartışmalar yaşanacak gibi.

Nobel ödüllü ekonomist Robert Mundell ise , Fed’in ABD ekonomisini canlandırmak için hazine tahvili satın alma kararının, Euro’nun Dolar karşısında ivmeli birşekilde değer kazanmasına yol açabileceğini ve Avrupa’da deflasyonu ateşleyebileceğini vurguladı. Avrupa Merkez Bankası’nın eurodaki değer artışlarını engellemesinin muhtemel olmadığını ifade eden Mundell, ABD’nin parasal genişlemesinin dünya genelinde ülkelere zarar vereceğini ekleyerek Avrupa’da yaşanacak bir deflasyonun, Avrupa ülkelerinin kredi notlarını, borçların geri ödenmesini daha zor hale getirerek, kötüleştirebileceğini , Avrupa Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlama görevinin Euro’nun değer artışı nedeniyle zarar görmesinin muhtemel olduğunu dile getirdi.Mundell, “Euronun değer kazanması muhtemelen deflasyona yol açacak.Düşen fiyatlar, borçluluğun reel değerini artıracak” diye konuştu…Pimco’dan , El-Erian ise , basılacak paranın bir bölümünün para birimini zayıf tutmak isteyen ülkelere akarak onların ellerini güçlendireceğini ve bazı ülkelerin de para hareketlerine sınır koyacağını ve ticari korumacılık başlatabileceğini söyledi. Aslında EL-Erian’ın bakış açısı piyasalarda Kabul gören bir fikir..Fed’in uygulamaya koyacağını açıkladığı 2. tur parasal gevşemenin (QE2 ) ötesinde de fazla likidite çıkartmaya devam etmek zorunda kalabileceğini söyleyen El-Erian, ”Dünyanın daha fazla likiditeye gereksinimi yok diyerek FED’in kararını eleştirdi.

Derler ki korkularınla yüzleşmezsen o korku seni eninde sonunda bulur.FED’in de aslında yüzleşmesi gereken korkuları var kanımca.Sakladığı büyük korku bence STAGFLASYON. Ekonomi üzerinde derin izler bırakan Stagflasyona ABD aslında çok yakın olabilir, çünkü daha önce krizden çıkışta piyasaya 1,7 trilyon dolar aktaran FED piyasada kalıcı bir canlanma isdihdam ve kalıcı bir büyüme yaratmayı başaramamıştı.Ancak emtia ve hizmet fiyatlarının artıyor olması da uzun dönemde “enflasyon” demektir. Hele bu kadar likidite artışına rağmen ekonomik büyüme sağlanamaz ise yükselen maliyet enflasyonu ekonomide stagflasyon yaratır.Bu şimdilik komplo teorisi olarak görülsede geçekleşme ihtimali var. Çünkü FED’in bu para basma olayına dünya kayıtsız kalamaz. Bugün-yarın Japonya Merkez Bankası de aynı kararı alacak kanımca. Avrupa Merkez Bankasın’da geri kalmaz ve Euro’nun değerini düşürmek için para politikasını gevşetir ve Emtia ve varlık fiyatları patlar , enflasyon ve büyümenin patlaması Türkiye’ye para yağdırır iyi kullanılmalı ama balonlarada yakalanılmamalı gerçeği akıldan çıkarılmamalıdır.

Umarım bu karamsar senaryo gerçekleşmez ve sadece komplo teorisi olarak kalır. Çünkü dünya ekonomisi 2.dip ile karşılaşmaya hazır değil çünkü yaralarını hala saramadı.Ancak unutulmaması gereken; piyasada kalıcı olmak ve başarıyı hedeflemek, en kötü olasılığı ve sonucunu bilmek ile bu olasılığa karşı hazırlıklı olmaktan geçer. Yoksa’’sonunu düşünen kahraman olamaz ‘’ile değil.

Ömer Demir

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 85)
Exit mobile version