Bazı ülkelerin İstanbul’daki başkonsolosluklarına gönderilen zarflardan çıkan “sarı toz”larda herhangi bir zararlı maddeye rastlanmadı. 25 konsolosluk görevlisinin sağlık durumunun da iyi olduğu açıklandı.
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon ve Mikrobiyoloji Kliniği Şefi Doç. Dr. Kadriye Kart Yaşar, bazı ülkelerin İstanbul başkonsolosluklarına gönderilen zarfın içindeki toz maddeye maruz kaldığı tahmin edilen ve cuma günü hastanelerine getirilen 25 konsolosluk görevlisinin sağlık durumlarının iyi olduğunu ve herhangi bir hastalığa rastlamadıklarını bildirdi.
Yaşar, hastanenin konferans salonunda basın mensuplarına, hastanelerine getirilen 4 ülkenin konsolosluk görevlilerinin sağlık durumlarına ilişkin bilgi verdi.
Geçen hafta cuma günü 25 konsolosluk çalışanının hastanelerine getirildiğini aktaran Yaşar, “Kimyasal dekontaminasyon işlemi sonrası hastalara, bazı biyolojik ajanlarla ilgili olarak riskli oldukları için, tehdit altında oldukları için profilaktik tedaviye başladık ve onları 3. kattaki servisimizde izole odalarda yatırdık, misafir ettik. Mutluyuz, çünkü test sonuçlarının en azından biyolojik ajanlarla ilgili olan kısmının temiz sonuçlar olduğunu, herhangi bir mikrobik risk taşımadığı sonucunu öğrendik. Bugün itibariyle Ankara’dan hıfzıssıhha laboratuvarından alınan sonuçlara göre ön çalışmalarda herhangi bir biyolojik risk faktörü taşımadığını tespit etmiş bulunuyoruz. Kimyasal ajanlarla ilgili çalışmalar devam etmekte ama hastalar kendileri de çok sabırsızdılar, çıkmak istediler o nedenle biz de taburculuklarını yaptık” dedi.
Bugün de Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli 1’i erkek 6 konsolosluk çalışanının hastanelerine getirildiğini belirten Yaşar, bu kişilerin de kimyasal dekontaminasyon işlemlerinin ardından izole odalara alındıklarını söyledi.
Yapılan testlerin 48 saatten önce sonuçlanmadığını, bu nedenle Macaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu çalışanları için de minimum bekleme süresinin 48 saat olacağını kaydeden Yaşar, “Testlerin süreci nedeniyle böyle bir bekleme süresi var. Biz bu süre içinde hastalara gereken profilaktik tedaviyi veriyoruz, antibiyotik olarak başlıyoruz. Çok beklemesek de yine de tedbiren tedavimizi veriyoruz. Minimum 48 saat buradalar. Belki biraz daha işlem hızlı olabilir, sabah saatlerinde olduğu için laboratuvara erken ulaşmış olabilir. Biz en erken ihtimalle çarşamba sabahı bekliyoruz. 29 Ekim tatili nedeniyle de sıkıntı var, hastaların şanssızlığı diyelim. Çarşamba sabahına sonuçları alırız diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
PTT çalışanlarının da hastanelerine geleceği yönündeki iddiaların sorulması üzerine Yaşar, kendisinin de bu yönde duyum aldığını ancak henüz hiçbir PTT çalışanının başvurmadığını aktardı.
– “Bir daha gelmeyiz”
Yaşar, “Konsolosluk görevlileri yaşadıkları olay nedeniyle psikolojik olarak rahatsızlık hissettiler mi?” şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi:
“Hastalar açısından çok zor bir süreçti. Biz de biraz üzüldük, yorulduk… Bunlar önemli değil ama hastalar panik haldeydiler. Ani olarak hastaneye getirilip burada yatmanız gerekiyor denilmesi zordu ama hastane olarak bir karar aldık ve onların çoğu ihtiyacını karşılamaya çalıştık? Hastanelerin belli imkanları var, bu imkanları aşarak gereken eksikleri tamamlamaya çalıştık ya da onların ihtiyaçlarını ani olarak gelmişlerdi, kıyafet, yiyecek vesaire ilk etapta hastane ciddi olarak yardımda bulundu. Bizden memnun ayrıldılar ama tabii mutlulukla da gidiyorlardı evlerine kavuştukları için çünkü korkmuşlardı, panik halindeydiler. Ayrılırken ‘çay içmeye gelin’ dedim ama ‘Bir daha gelmeyiz’ dediler.”
– “Tebeşir tozu olabilir”
Soru üzerine konsolosluklara gönderilen maddenin ne olduğuna dair henüz kesin bir bilgileri olmadığını ifade eden Yaşar, “Bize gelen bilgiler ‘tebeşir tozu olabilir’ diye bir yorum var çünkü net bir şey söylenmiyor. Kimyasal tetkikler sürüyor. Tebeşir tozu demek için de bazı kimyasal testlerin bitirilmesi gerekiyor” dedi.
Doç. Dr. Kadriye Kart Yaşar, başka bir soru üzerine Sağlık Bakanlığının belirlediği yol haritası çerçevesinde konsolosluk çalışanlarının hastanelerine getirildiğini belirterek, “Belli hastalıklar için, belli riskler için belli hastaneler referans hastane olma yolunda. KBRN dediğimiz, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditler için bizim hastanemiz referans hastanesi” diye konuştu.
