Ersin Afacan ‘ın bu haftaki “Sanchez Barcelona ‘ya, peki Arda nereye ?” adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.
Barcelona uzun zamandır kadrosuna katmak için uğraş verdiği Alexis Sanchez için kulübü Udinese ile anlaşmaya vardı. Şilili oyuncu Katalan ekibi ile resmi sözleşme imzalayacak.
2010 Dünya Kupası’nda ben de dahil olmak üzere pek çok futbolseverin dikkatini çeken ve 19 Aralık 1988 doğumlu olan “El Niño Maravilla” (Harika Çocuk) olarak da tanınan Sánchez, 2007’de World Soccer tarafından dünyadaki en iyi 50 genç futbolcu arasında gösterilmişti.
Peki Arda Turan? 30 Ocak 1987 doğumlu olan Arda, Hagi’nin teknik direktörlüğü döneminde 2004-2005 sezonunda A takıma yükseldi. Yeterli forma şansı bulamadığı bu dönemin ardından tecrübe kazanması için Manisaspor’a kiralık olarak verildi. Manisaspor’da geçirdiği yarım sezonda göz dolduran Arda, 2006-2007 sezonunda Galatasaray’a dönmüştü.
17 milyonluk Şili’den yetişen bir futbolcu ile 74 milyonluk Türkiye’den yetişen bir futbolcudan bahsediyoruz. En son Atletico Madrid’e gitmesi konuşulan Arda’nın transferi gerçekleşmemişti. Ayrıca Alexis Sanchez’e ödenecek bonservis ücreti ile Arda’ya teklif edilen bonservis ücretini yazmıyorum.
Şili ve Türkiye gelişmekte olan geri kalmış iki ülke olup futbol bazında da aynı seviyedeler. Zaten spor ve özellikle futbol kültürü olarak Latin Amerika’ya benzeyen ülkemizden Alexis Sanchez kalitesinde genç futbolcu yetiştirip ihraç edemiyor ve Barcelona gibi dev kulüpleri bu futbolcularımızın peşinden koşturtamıyorsak bunun sebepleri üzerinde düşünmemiz gerekir.
Arda; sevgilisi, sakatlıkları, saha içi sürtüşmeleri ve verdiği demeçlerle hep gündemde olan ve bir türlü istikrarlı futbol sergilemeyen yetenekli bir genç futbolcumuzdur fakat Avrupa çapında yıldız değildir. Tanju Çolak da Arda’nın yıldız futbolcu olmadığını belirterek, “Arda’nın Türk futboluna ve Galatasaray’a ne verdiğini tartışmak gerekir. Bu kadar çabuk yıldız demek doğru değil. Yıldız futbolcu dediğin zaman takımı 2-0 yenikken 3 gol atıp maçı kazandırıyorsa yıldız odur. Arda yıldız mı, nerde ne yapmış? Arda Galatasaray’ı tek başına şampiyon mu yaptı? Skoru değiştirme özelliği yok. Hava Topu özelliği yok. Şut atamıyor. Golcü değil. Medya Arda’yı yıldız yaptı. Benim için yıldız Baros, Guti, Alex’tir. Arda yetenekli olabilir ama yıldız değil” demişti.
Tanju Çolak’ın söyledikleri ve benim anlatmak istediklerim yanlış anlaşılmasın. Arda veya benzerleri daha işin başındalar. Altyapıların yeterli olmaması, medyanın abartmaları, ülke futbolunun kalitesinin düşüklüğü, futbolcuların mental yetersizlikleri, yabancı hayranlığı, futbolculara verilen aşırı ücretler, teknik direktör ve antrenörlerin özellikle liderlik açısından yetersizlikleri, yöneticilerin cehaleti, futbolcu çevresinin olgun insanlardan oluşmaması ve pek çok psiko-sosyal sebepler Arda’nın yıldız olmasını engelliyor ama Arda yıldız olma sınırındadır. Fakat zaman aleyhine işliyor ve bir an önce yurtdışına üst düzey bir takıma gitmeli. Yoksa Tanju Çolak ve Sergen Yalçın gibi yerel kahraman(!) olarak kalacak.
Peki neden Arda’dan bahsediyoruz? Çünkü ne yazık ki Sanchez ile kıyaslayacağımız tek O var koca ülkede! Dolayısıyla sürekli kendimizi kandıran bir futbol anlayışımız var. Bazen de gerçekleri söyleyenler oluyor. Mesela geçenlerde Hikmet Karaman dedi ki; “Türkiye’de futbolu, futbol oynamayı herkes ‘biliyorum’ zannediyor ama futbol oynamayı bilmiyoruz. Ülkemiz futbolcuları kaliteli pas nedir? Yerden oynamak nedir? Bunu beceremiyorlar.”
Yani Edirne’ye kadar birbirimize hava atıp caka satıyoruz. Edirne’den sonra bizi doğru dürüst ne tanıyan var ne de yeterince saygı duyan. Neden olsun ki? Bunun en son örneğini GS-Liverpool hazırlık maçından sonra yaşadık. Liverpool Teknik Direktörü Kenny Dalglish, Türk basın mensuplarının Arda Turan’ın performansını nasıl bulduğu şeklindeki sorusu üzerine önce, “Kim?” dedi. Daha sonra Arda’nın isminin tekrarlanması üzerine de, “Kaç numara?” ifadelerini kullanan Dalglish, “Ben sadece kendi takımımı izliyorum, rakip takımla ilgilenmiyorum” cevabını verdi.
Ersin AFACAN