FutbolSpor

Şampiyonluk İstiyorum

Bali

Ersin AfacanNationalTurk yorumcusu ve sportif alanda zihinsel performans antrenörlüğü yapan sosyal bilim uzmanı olan Ersin Afacan’ın ‘Şampiyonluk İstiyorum’ başlıklı yazısı;

Geçenlerde Facebook’ta aşağıdaki paylaşımı gördüm. U-16 milli takımımızın bir futbolcusu Ege Kupası’nda başarılı olarak kupayı kazanmak istediklerini söylemiş.

egekupasisampiyonluk

Şampiyon olmak ve kupayı kazanmakla başarılı olmayı eşdeğer tutan bu zihniyeti bu ergen futbolcuya kim kazandırıyor? Halbuki kulüp ve milli takım bazında altyapılarda amaç, şampiyon olmak ve kupa kazanmak olmamalıdır. Amaç; sporcu kimliği gelişmiş, profesyonelliği benimsemiş, futbolun gereklerini (sistem, teknik ve taktik) öğrenmiş ve mental becerileri gelişmiş futbolcuları A takıma kazandırmaktır. Fakat az önceki çarpık zihniyetten dolayı altyapılarda başarılı olan kulüp ve milli takımlarımız, asıl yarışma kategorisi olan A takım kategorilerinde başarısız olmaktadır. Yazık!

Halbuki basına o demeci veren kaleci, U-16’da bilmem kaç dakika gol yese ne olacak, yemese ne olacak? Takım şampiyon olsa ne olacak, olmasa ne olacak? Bundan yaklaşık 8 yıl önce (3 Haziran 2005’te) Yunanistan’la oynayan ümit milli takım kadrosunu hatırlayalım ve bugünkü A milli takıma katkısına siz karar verin: Mehmet Çoğum, Tayfun, Fahri, İbrahim Akın, Fevzi, M.Hanefi, Gökhan Kaba, Emre Güngör, Mehmet Topuz, Ali Turan, Adem, Feridun Sungur, Semih, Can, Bilal, Umut, Volkan Ünlü… Ümit Milli Takımın Euro 2004 elemelerinde Portekiz ve İngiltere’yi geçtiği dönemdeki o iki ümit takımından Ronaldo, Quaresma, Tiago ve Wright-Philips gibi dünya çapında yıldızlar çıkmışken bizim o gün (Hüseyin Kartal, Kemal, Selçuk, Serkan gibi) yıldızlaşan adamlarımızın hiçbirinin bugün dünya çapında olmamasının hesabını kim vermeli? Bugün Selçuk, Kemal ya da Hüseyin gibi futbolcularımız, ümit milli kategoride perişan ettiği Portekizli adamların yarısı kadar kendilerini geliştirebilmiş olsalardı Premier Lig’de veya Şampiyonlar Ligi finallerinde onlar oynardı.

Aslında ülkemiz her zaman gerek ümit gerekse alt yaş gruplarındaki milli takımlarda hep Avrupa’nın elit grubu arasındadır. Fakat bizim problemimiz oralarda değil, esas kaybı sayısız yetenekli oyuncumuzun 22-25 yaş arasındaki kritik periyodunda yaşıyoruz. 21-22 yaşlarında acemiliklerini tamamlayan futbolcularımızın ümit milli için yaşları doluyor ve genelde ustalık dönemlerine İstanbul’un üç büyüklerinin yedek kulübelerinde başlıyorlar. Çok yetenekliler, ama kendilerini oynamadan geliştiremiyorlar. Forma bulabilecekleri bir orta sınıf Avrupa takımına bile transfer olamıyorlar. Zaten ihtiyaç duydukları meslek içi eğitimi yani mental becerileri eğitimi almıyorlar. Galiba bizim futbolcularımıza jübilelerine kadar bir “meslek içi eğitim” gerekiyor. Çünkü dünyanın en sistemli, en istikrarlı ve oyuncularına en vefalı kulüplerine, çok yetenekli olan ama dünyanın alt yapısı en eksik ve kendini en az geliştiren oyuncularından olan futbolcularımızı transfer etmemiz ancak bu tarz bir eğitimle mümkün olabilir.

Dolayısıyla marifetmiş gibi yukarıdaki fotoyu internette paylaşıp bu demeci keyif ve gurur ile okuyan antrenörlerimiz keşke alt yapı takımlarımıza hiç kupa kazandırmasa ama alt yapıda görevlerinde 5 yıl boyunca istikrarla kalsa… Keşke 17-19-21 yaş altı takımlarının antrenörleri derece yapmayı ve kupa kazanmayı Süper Lig veya diğer lig takımlarına atlama fırsatı olarak görmese de oralardan A takıma her sene 4-5 oyuncu verebilse…Keşke! Fakat bu gidişle bizim ülke futbolunda keşkeler bitmeyecek.

Ersin Afacan / NationalTurk

NationalTurk World Son Dakika
yunanistan golden visa yurt disi emlak 2024
Maçlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maldivler Turu
Başa dön tuşu