Rus gazeteci Yulia Latynina, Türkiye’nin, Rus uçağının düşürülmesi öncesinde sınır ihlalleri konusunda Moskova yönetimini uyardığını belirterek, Kremlin’in mevcut politikasını serserilik olarak niteledi.
Novaya Gazeta köşe yazarı olan ve 20’den fazla romanı bulunan ünlü gazeteci Yulia Latynina, “Echo Moskvi” radyosunda yaptığı “Giriş Kodu” adlı programda, Türkiye sınırını ihlal eden Rus savaş uçağına yapılan müdahale sonrasındaki Türk-Rus ilişkilerini değerlendirdi.
Programında Rus “Smetliviy” devriye gemisi ile Türk balıkçı teknesi arasında Ege Denizi’nde yaşanan olayda, teknenin bir savaş gemisine zarar veremeyeceği gerçeğini vurgulayarak, bu olay nedeniyle Türkiye’nin Moskova’daki askeri ataşesinin Savunma Bakanlığına çağrılmasını eleştirdi.
Türk balıkçıların bu olayla ilgili, kendilerine ateş açıldığını bile fark etmediklerini açıkladıklarını hatırlatan Latynina, “Muhtemelen Rus gemisinin ekibi normal durumda değildi. Belki sarhoşlardı ve Türkiye ile yaşanan çatışma vesilesiyle özel bir duygusal durum yaşıyorlardı. Demek ki ateş açmaya karar verdiler. Sonra ise başlarının belaya düşeceğini ve Rusya sahilinde değil, Ege Denizi’nde bulunduklarını, hapse atılacaklarını anladılar. Bunu anlayınca silahlı korkunç Türk balıkçıların kendilerine saldırdığını anlattılar. Daha sonra ise Türk gemisinin aslında onları fark etmediği ortaya çıktı” şeklinde konuştu.
Bu olayın yaşanan tek hadise olmadığını ve İstanbul Boğazı’nı geçen gemideki Rus askerin çevreyi füzeyle hedef aldığını hatırlatan Latynina, “Eğer Rus savaş gemisindeki sarhoş bir aptal, elindeki füzeyle kayarsa ve füze bir camiye doğru ateşlenirse, ne olacak? Ben şunu söyleyebilirim, SSCB bile Üçüncü Dünya Savaşı başlatılmasını sarhoş bir denizciye havale etmemişti” yorumunu yaptı.
“Uçak olayında bir gerçek var, o da bizim haksız olmamız”
Gazeteci Arkadi Babçenko’nun “Mevcut Rusya yönetiminin dış politikadaki adımları çocukça” tespitini hatırlatan ve bunun çok doğru bir tespit olduğunu belirten Latynina, şunları söyledi:
“Türkiye ile aramızda yaşananları bir düşünün. Mevcut uçakla ilgili olayda trajik bir gerçek var, o da bizim haksız olduğumuz gerçeği. Vladimir Putin basın toplantısında, kendisinin Suriye topraklarında Türkmenlerin yaşadıklarından bile haberinin olmadığını dürüst bir şekilde söyledi. Bunun üzerinde düşünün, yani bizim için tamamen yabancı bir bölgeye sadece Esed’in tavsiyelerine uygun olarak hareket ederek müdahale ettik. Bu bölgede ise kendisini bölgesel lider olarak gören bir Türkiye var ve Türkiye bu düşüncesinde haklıdır. Ayrıca Türkiye kendisini, Batılılar tarafından insafsızca bölünen Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı olarak görüyor.”
“Türkiye Rusya’yı uyarmıştı”
Türkiye sınırının öbür tarafında, Kazakistan sınırının öbür yanında Rusların yaşadığı gibi etnik Türklerin yani Türkmenlerin yaşadığını vurgulayan Latynina, Rusya’nın bu Türkmenlerin var olduğunu bile bilmeden, onları sadece bombalamaya değil, Türkiye üzerinde geçerek bombalamaya kalkıştığını kaydetti.
Üstelik Türkiye’nin Rusya’yı uyardığını ve uyardıkları için de bir Rus insansız hava aracını düşürdüğünü, Rus Büyükelçisi’nin Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını hatırlatan Latynina, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i Antalya’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde uyardığını ifade etti.
Erdoğan’ın, Putin’den Türkiye toprakları üzerinde uçuş yapılmamasını isteyince Putin’in “Bizim misafir olduğumuzu düşünün” cevabını verdiğini, Erdoğan’ın ise “Biz davetsiz misafirleri pek sevmiyoruz” şeklinde karşılık verdiğini iddia eden Latınina, “Yani bütün uyarılar yapılmıştı. Rusya, bu somut durumda bütün sınırları aştı. Sonra uçağımız düşürüldü, biz ise bunun yüzünden çok derinden darıldık. Üstelik bizim dargınlığımız, her şeyden önce bizim bu bölgede düştüğümüz durumla ilgili” değerlendirmesinde bulundu.
“Rusya’nın yapığı jeopolitik değil, serserilik”
Rusya’nın 80 ülkeden oluşan Batılı koalisyon yerine Esed ve İran’dan oluşan bir koalisyon içinde yer aldığını söyleyen Latynina, düşüncelerini şu şekilde aktardı:
“Yani kanlı diktatör Esed’i desteklemekten başka çıkarlarımızın olmadığı bir bölgede mevcudiyetimizi sürdürüyoruz. İslam dünyası ile savaş yürütüyoruz. Ayrıca İslam dünyası ile savaşı Batı ile ortaklaşa yürütmüyoruz. Türkiye ile de kavga ettik. Bravo! Bundan sonra, söylediğim gibi, bir Rusya gemisinin, bir Türk gemisini görüp ona ateş açabileceğini ve sonra Türk gemisinin bizi incittiğini söyleyebileceğini anlamalıyız, değil mi? Biz ‘Magnitsky listesindeki’ isimleri savunmaya hazır olduğumuz gibi, bu denizcileri de savunmaya ve onlar için Üçüncü Dünya Savaşı başlatmaya hazırız. Çağdaş Rusya politikasının korkunçluğu budur. Bunun abartı olmasını ümit ediyorum. Ancak bizim silahlı kuvvetlerimizin kalitesi göz önünde bulundurulursa, bana katılıyorsunuz, değil mi? Böyle bir tehdit, bir Rus uçağının güç gösterisi amacıyla İngiltere üzerinden veya Amerika gemisi üzerinden uçuş yaptığında her zaman vardır. Bu arada, Sovyet döneminde, bizden gerçekten korkulduğunda ve dünyada gerçek bir savaş tehlikesi var iken bile bunu hiç kimse yapmamıştı. Bizim şu an yaptığımız jeopolitik değil, serserilik.”