Van’da Üniversiteli Rojin’in ölümüyle ilgili şok detaylar

Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in cesedinde 2 farklı erkeğe ait DNA tespit edildi. Ailesi, genç kızın darbedilerek öldürüldüğünü iddia etti.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş’in kaybolmasının üzerinden 18 gün geçtikten sonra cesedine ulaşıldı. Genç kızın cansız bedeni, Van Gölü kıyısındaki Tuşba ilçesi Mollakasım Mahallesi’nde bir vatandaş tarafından bulundu. Olayla ilgili şüpheler giderek artarken, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemeler çarpıcı detayları ortaya çıkardı.

“2 farklı erkeğe ait dna bulundu”

Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, kızının intihar etmediğini, darbedilerek öldürüldüğünü savundu. Baba Kabaiş, Adli Tıp Kurumu’nun incelemeleri sonucunda Rojin’in bedeninde 2 farklı erkeğe ait DNA izine rastlandığını belirtti. Konuyla ilgili konuşan baba, “47 kişinin DNA örneğini aldılar. Onlarla uyuşmadı. 2 farklı erkeğe ait DNA var. Onları bulurlarsa, mesele çözülür. Bu deliller haricinde de pek çok şey var. Ben, kızımın karnındaki suyun olmamasını ve sırtındaki darp izlerini kendi gözlerimle gördüm” dedi.

“Rojin’i katlettiler ve götürüp bıraktılar”

Kızının kaybolduğu süreci anlatan baba, Rojin’in eğitimine sevinçle başladığını, hiçbir sorunun olmadığını vurguladı. Kabaiş, “Onu yurda kendim yerleştirdim. İlk gün çok mutluydu, keyfi gayet yerindeydi. Yemek yedik, dolaştık ve yurda götürdüm. Sonra veda ederken el salladı, gülerek içeri girdi” dedi. Rojin’in cesedinin bulunduğu yer ile üniversite arasında 24 kilometre mesafe olduğunu belirten baba, kızının oraya götürüldüğünü ve bırakıldığını iddia etti.

“Rojin intihar etmedi, suda boğulmadı” diyen baba, kızının kaybolduğu günkü detayları şöyle aktardı: “Rojin, annesiyle konuşmuş ve marketten kahve, kek ve su alacağını söylemişti. Ancak ertesi gün Van Gölü sahilinde telefonu, kulaklığı ve aldığı yiyecekler bulundu. Bu eşyaların bulunduğu yerle cesedinin bulunduğu yer arasında kilometrelerce fark var.”

“Kızımın karnında su yoktu, sırtında darp izleri vardı”

Adli Tıp Kurumu’nda otopsi sırasında gördüğü detayları anlatan baba Kabaiş, şunları söyledi: “Otopsiye başlanmadan önce kızımın kazağını kaldırmışlardı. Karnında su yoktu, bu da boğularak ölmediğini gösteriyor. Sırtında darp izi vardı. Her iki göz kapağında şişkinlik ve morluklar vardı. Yüzü şişmişti ve tuhaf bir koku alıyorduk. Otopsi raporunda yemek borusunda çatlak olduğu yazıyordu. Bu çatlak, boğazına bir müdahale yapıldığının göstergesi. Kızımın vücudunda darp izleri vardı.”

Başörtüsü Olayı: “13 gün sonra göl kenarına bırakıldı”

Baba Kabaiş, arama çalışmaları sırasında dikkat çeken bir olay daha yaşandığını söyledi. Aramaların 13. gününde göl kenarına Rojin’e ait başörtüsünün bırakıldığını öne süren Kabaiş, “Telefonun bulunduğu yerle başörtüsünün bulunduğu yer arasında 150 metre mesafe vardı. O başörtü de gölün kenarında değildi, gölden 4-5 metre uzaklıkta bir avuç kumun üzerine bırakılmıştı. Demek ki darbeden kişiler, delilleri karıştırmak için sonradan oraya getirdiler” dedi.

Bu olayın ardından polislerle arasında geçen diyaloğu anlatan baba, polisin “Köyleri aradık” dediğini, ancak evlerin aranmamış olmasından rahatsızlık duyduğunu dile getirdi. Baba, “Bütün köyleri aradıklarını söylediler, ama ben sordum, ‘Evlerin içini aradınız mı?’ dedim. Bana ‘Hayır, evleri aramadık’ dediler” ifadelerini kullandı.

“Oda arkadaşıyla iki defa konuşmuş”

Rojin’in kaybolmadan önce oda arkadaşıyla iki kez konuştuğunu ifade eden baba, son konuşmanın detaylarını da paylaştı. Baba Kabaiş, “Rojin oda arkadaşıyla iki kez konuştu. İlk konuşmada arkadaşına dışarıda olduğunu söylemiş, 13 dakika sonra tekrar konuşmuş. Son konuşmada arkadaşı Rojin’e ‘Ben yurttan aşağıya indim, geri gelemem’ demiş. Bu konuşmalardan anlaşılıyor ki Rojin dışarıda bir süre beklemiş. Bunu da kamera kayıtlarında gördük” dedi.

“Yetkililere sesleniyorum, bu katiller aramızda gezmesin”

Baba Nizamettin Kabaiş, kamuoyuna ve yetkililere çağrıda bulunarak, “Bu davanın takipçisi olalım. Üniversite, emniyet, savcılık, herkes Rojin’in dosyasını takip etsin. Bu katilleri bir an önce bulalım, aramızda gezmesinler. Başka Rojin’ler gitmesin” dedi.

Otopsi raporu bekleniyor

Rojin’in ölümüne dair soruşturma sürerken, Adli Tıp Kurumu’ndan çıkacak detaylı otopsi raporu merakla bekleniyor. Ceset üzerinde yapılan ilk incelemede, 2 farklı erkeğe ait DNA tespit edilmesi olayın bir cinayet olduğu ihtimalini güçlendirdi. Bu durum, soruşturmayı cinayet dosyası olarak ele alan savcılığın daha geniş kapsamlı bir çalışma yapmasını sağladı.

Ne olmuştu?

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül’de yurttan çıkarak Van Gölü sahiline gitmişti. Yanına kahve, kek ve su aldığı öğrenilen Rojin, geri dönmeyince ailesi ve arkadaşları polise kayıp başvurusunda bulundu. 18 gün süren aramaların ardından, 15 Ekim’de Tuşba ilçesi Mollakasım Mahallesi’nde bir vatandaş tarafından cesedi bulundu. Cansız bedenin bulunduğu bölgenin, Rojin’in kaybolduğu yere 24 kilometre uzaklıkta olması, genç kızın öldürüldükten sonra oraya bırakıldığı ihtimalini güçlendirdi.

Soruşturma devam ediyor

Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Rojin’in ölümüne ilişkin çok yönlü bir soruşturma başlattı. 47 kişiden DNA örnekleri alınsa da, cesette bulunan 2 farklı erkeğe ait DNA’nın kime ait olduğu henüz belirlenemedi. Savcılık, elde edilen DNA örneklerinin kimlerle eşleştiğini bulmak için geniş çaplı bir çalışma yürütüyor.

Kamuoyundan destek çağrısı

Rojin’in ölümüne ilişkin adalet arayışı sosyal medyada geniş yankı buldu. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine, yetkililerden şeffaf bir soruşturma süreci yürütülmesi talep edildi. Olayın bir an önce aydınlatılması ve suçluların yakalanması için çağrılar yapıldı.

Rojin Kabaiş’in ailesi, “Rojin için adalet” çağrısını yineleyerek, “Bu olayın kapanmasına izin vermeyin. Rojin’in katillerinin bulunması için herkes elini taşın altına koysun” dedi.

Rojin'in Babası Neden Van'a Gitti? | İlkay Buharalı'yla Gerçekler

Yenidoğan Çetesi‘ soruşturmasıyla gündeme gelen kapatılan özel bir hastanede çalıştığı öğrenilen Satılmış Çim, Küçükçekmece’de otomobilinin içinde ölü bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Exit mobile version