Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla büyük tepki çeken ve tepkiler sonucunda Hürriyet gazetesinden istifa eden Oktay Ekşi, Erdoğan’ın açtığı hakaret davasında beraat etti.
Oktay Ekşi, 28 Ekim 2010’da Hürriyet gazetesindeki köşesini şu şekilde bitirmişti: “…Biliyorsunuz ‘ileri demokrasi’ ve yeni ‘hukuk devleti’ anlayışıyla yönetiliyoruz ya… Bu anlayış, Anadolu’daki 2000’den fazla akarsuyu, o yörenin tabiatına ne zarar vereceğini hesaba katmadan tuttu ‘Baraj yapıp elektrik üreteceğim, bunu da devlete satacağım’ diyen şirketlere 49 yıl için peşkeş çekti. Şimdi, analarını bile satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyoruz.”
İktidar çevrelerinden büyük tepki toplayan bu yazının ardından Oktay Ekşi Hürriyet gazetesindeki görevinden istifa etmişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Oktay Ekşi hakkında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle 100 bin liralık tazminat davası açmıştı. Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi önceki gün yazının “basın özgürlüğü kapsamında kaldığını, Erdoğan’ın kişilik haklarına hakaret kastının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Milliyet yazarı Melih Aşık ise olayı köşesine böyle taşıdı;
Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi, 28 Ekim 2010’da Hürriyet gazetesindeki yazısını şöyle bitirmişti:
“… Biliyorsunuz ‘ileri demokrasi’ ve yeni ‘hukuk devleti’ anlayışıyla yönetiliyoruz ya… Bu anlayış, Anadolu’daki 2000’den fazla akarsuyu, o yörenin tabiatına ne zarar vereceğini hesaba katmadan tuttu. ‘Baraj yapıp elektrik üreteceğim, bunu da devlete satacağım’ diyen şirketlere 49 yıl için peşkeş çekti. Şimdi, analarını bile satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyoruz.”
Bu yazı üzerine gazete baskı altında kalınca Oktay Ekşi istifaya zorlanmıştı.
Başbakan Erdoğan, Ekşi ve Hürriyet Gazetesi hakkında 100 bin liralık tazminat davası açtı. Ankara 9’uncu Asliye Hukuk Mahkemesi yazının “basın özgürlüğü kapsamında kaldığını, Erdoğan’ın kişilik haklarına hakaret kastının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Sonuç ne oldu? Oktay Ekşi gazetedeki sütunundan ve mesleğinden oldu. Evet bugün CHP’den milletvekili. Ama olmayabilirdi de… Gazeteciler,aydınlar ve niceleri (maksadını aşan – aşmayan) bir – iki sözcükleriyle yakalanıp linç ediliyor günümüzde. Fazıl Say aynı durumda. Başbakan’ın dili sürçebiliyor. Onların ne dil sürçmesi ne özür hakları olabiliyor. Neyse ki Ankara’da hala hakimler var.