Ne ararsan kendinde ara
NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan‘ın bu haftaki “Ne ararsan kendinde ara” adlı makalesini sizlerle paylaşıyoruz.
Sevgi konusunda; yaşamımın belirli safhasına kadar biraz tedirgin olarak yaşadım.
Tabiî ki bunun birçok sebebi vardır ama bunların arkasına sığınma niyetinde olmayı düşünmüyorum…
Sanırım her insanın bu konuda bir kırılma noktası veya nedeni vardır.
İşte o an geldiğinde süreç sizin elinizden gider, koşullar sizi yönlendirmeye başlar.
Sizin çırpınmaya dahi takatiniz kalmaz…
Benim içinde bu süreç kızım Asya’nın doğumu ile başladı.
Çocuk, evlat…
Farklı bir dünyanın size bahşedildiği andır.
Kaprislerinizin, egolarınızın, sevgi tembelliğinizin hiçbir anlamının olmadığı zaman dilimidir çocuk sahibi olmak.
Tüm saplantılarınızın ayaklarınızın altına aldığınız andır…
Ve hiçbir zaman hissedemeyeceğiniz ilahi bir sevgi sahibi olmanın farklılığıdır çocuk sahibi olmak…
Tıpkı annenin dokuz ay onunla iç içe yaşaması gibi ilahi bir boyuttur.
Yaşam farklılaşır…
Atacağınız her adımın sizin dışınızdakiler içinde nedeni olduğunu düşünürsünüz…
Ve bir güvence ortamında yaşatma ve yaşama duygusu, sizin kontrol mekanizmalarınızın alarm seviyesinde kalmasını sağlar.
Bu kaygı için değil, koruma ve huzur için gereklidir.
Bir annenin, bir babanın gerekçelerinin üstünde bir başka neden olamaz güvence için…
Ve hiç kimse bu güvenceyi hafife alamaz, hangi koşullar içinde olursa olsun…
Eğer bu güvenceyi sağlayamazsanız bunun telafi olmaz ve bunun diyetini hiç kimse ödeyemez. Çünkü bu kaybın karşılığı yeryüzünde yoktur.
Televizyon karşısına çıkıp bir takım kağıtları okuyarak tüzük ve maddeler içinden kendinizi kurtarabilirsiniz.
Sorun suçlu olup, olmamanızda değil,
Sorun birileri için önemini kavrayamadığınız bir bedenin güvencesini sağlayamamanızdır.
Bu ahlaki bir sorumluktur,
Bu vicdani bir sorumluluktur.
Bir koruma ağının,
Bir ambulansın önemini kavrayamamak; zaten o alanda bulunma sebeplerinizin tamamını ortadan kaldırıyor.
Olimpiyat ya da dünya şampiyonu yapmaya gelene kadar aşılması gerekenlerin önemi; gelip karşımızda insan kalifiyesi olarak duruyor.
Önce bunları aşmamız lazım.
Bu ülkede en ucuz şey insan hayatıdır.
Hiç olmazsa 17 yaşındaki çocuklarımıza kadar bunu indirgemeyelim.
Onlar olmazsa hayatımızın anlamı olmaz.
Siz hiç çocuğunuza “seni seviyorum” derken tereddüt yaşadınız mı?..
Müslüm GÜLHAN