Türkiye Gazetesi Spor Yazarı Naci Arkan, Galatasaray’daki yanlışlıkları mercek altına aldı!..
Spor Yazarı Arkan, siz National Turk okuyucuları için yaptığı yorumda eski teknik direktör Rijkaard’tan Hagi’ye ve Arda’ya kadar bütün konulara değindi...
Ya inanacaksın, ya inanacaksın…
Türk futbolunun temelinde yatan “Yanlışlıklar Komedyası” tüm hızıyla sahne almaya devam ediyor…
Ahmet gelmiş, Mehmet gelmiş fark etmeyen bir anlayışın ürünü olarak, yönetim tarzlarını, tüzük ve geleceğe yatırım hesaplarından uzak bir şekilde, sadece günü kurtarmak adına yapanların cezasını ise takımlar ve o takımlara gönül vermiş taraftarlar çeker…
Bu böyle gelmiş, böyle de gidecek gibi görünür her zaman…
+++
G.Saray’da iki seneden beri doğru gitmeyen bir şey var…
Rijkaard’ın getirilmesinde koparılan kıyametler, alt alta yazılan övgüler ve bunun sonuncunda da gelecek için beklentiler öyle yabana atılar cinsten değildi hani…
Adam dünya çapında bir futbolculuk hayatının sonunda, İspanya gibi bir ülkede, üstelik Barcelona gibi “Dünya devinin” başında geçirdiği teknik adamlık sonrası, Galatasaray’a gelmesi hayal bile edilemezken, euroların cazibesine kapılıp koşa koşa futbolumuza koşması yadırganmazken, kendisinden beklentiler de büyük orandaydı…
Ama hesapsız, kitapsız yapılan transferler nedeni ile, istediği değil, bulduğu takımla başarı kovalamak zorunda bırakılan Rijkaard, kısa zamanda sanki sıradan bir teknik adam yapıldı ülkemizde…
+++
Hani Rijkaard’ı beğenmeyenler, pek de haksız sayılmazdı…
Adamın bir felsefesi vardı…
Bir oyun şablonu…
İnatla onu oturtmaya çalıştı G.Saray’da…
Ama ne vardı ki, elindeki kumaş belliydi…
Servet, Hakan Balta, Emre Güngör, Barış, Ayhan, Mustafa Sarp…
Sanki bu isimler Barcelona’nın Puyol, Xavi, İniesta, Messi, Pinto, Gerard Pique’siydi…
Daha doğrusu Rijkaard öyle zannediyordu…
Ama değillerdi ki….
Bu isimlerin kapasitesi belli, yapacakları belliydi…
Hollandalı hoca, tıpkı Barcelona’da oynattığı sistemi bu eldekilerle yapmaya kalkışınca da her şeyi eline yüzüne bulaştırdı…
Üstelik Keita, Baros, Kewell, Arda gibi yıldızlarında sakatlık dönemlerinin uzun sürmesi Rijkaard’ın Türkiye’deki serüvenini kısaltan ana sebeplerdi…
+++
Sonunda olmadı tabii…
Rijkaard, sadece kendi sistemini oturtma adına, rakibi gözlemlemedi…
Onlara göre tedbirler almadı…
F.Bahçe neyse, Sivasspor’u, Kasımpaşa’yı da aynı gördü…
Rakibin tehlikeli adamlarını hiç dikkate almadı…
Onun kafasından geçenleri, sahada uygulayacak isimlerin elinden ancak bu kadar geldi…
Tribünlerin, isyan bayrağını çekmeleri ve kelle istemeleri de bu yüzden oldu zaten…
O tribünler, önce Rijkaard’ın değil, yönetimin kellesini istiyordu…
Ama Türkiye gerçeklerinde, yönetimler, kendi kelleleri yerine, bir iki başka kelle vererek, geleceklerini kurtardıklarını zannedip, hep saltanatlarının devamını arzular…
Bu sadece G.Saray’da olan bir özel durum değildir…
F.Bahçe’si de, Beşiktaş’ı da böyledir…
Halbu ki “Ne kadar ekmek, o kadar köfte” diye bir düşünce tarzı, transfer yanlışlıkları ile gündemden düşmek isteyenlerin işine asla gelmez…
Ahh o koltuk sevdası yok mu, o koltuk sevdası…
+++
G.Saray’daki şimdiki duruma gelince…
Hagi’nin, Fatih Terim’in teknik direktörlüğü kabul etmemesi ile sarı – kırmızılı takımın başına getirilmesi, yoklukta adam bulmayla eşdeğer bir durumdu…
Haa Hagi başarılı bir teknik adam değil mi ?
En azından futbolu müthiş bilen, oyunu saha içinde fazlasıyla okuyan birisidir Hagi…
G.Saray’a da faydası mutlaka olacaktır…
Örneğin F.Bahçe maçında gördük bu tırmanışı…
Antalyaspor karşısındaki hırsını da beğendik…
Hatta Trabzonspor önünde ortaya konan futbolu da alkışladık…
Her ne kadar sonuç iyi olmasa da, gidişatta bir ivme kazanmıştır G.Saray Hagi ile…
Üstelik Baros’un, Arda’nın sakatlıkları da dikkate alındığında, G.Saray gelecekte asla şimdiki puan cetvelindeki yerinde kalmayacaktır…
Devre arası bir iki takviye yapacak Rumen hoca, G.Saray’ı belki bu sezon şampiyon yapamaz ama mutlaka zirveye yakın yere oturtur…
+++
Bütün bunlar bir yana, G.Saray’da halledilmesi gereken esas problem kaptan Arda’dır…
Daha birkaç sene önce Florya’ya dolmuşla, minibüsle gelen bu futbolcu, parayı bulduğu anda araba sevdasına yakalandı…
Türkiye’de bile birkaç kişide bulunan kanatlı Mercedes’lere binen, sadece bir tekiyle de yetinmeyen Arda, gece alemlerinin de adamı olarak karşımıza çıkmaktadır…
Oysa sakatlık döneminde kendisine çok iyi bakması gereken Arda’nın, sevdiği bayanla, hiçbir toplantı, hiçbir eğlence kaçırmaması, gelecek açısından G.Saray’ın da sorunu olacaktır…
Aslında Arda’nın böyle davranmasının esas sebebi, yönetimin tavrıdır…
Daha düne kadar 1 milyon euro alan bu futbolcu, yıllık ücretinin iki katına çıkartılması ile şımarmış, son haftalarda da 3 milyon 200 bin euroya yükseltilmesi ile de başka havalara girmiştir…
Bu durumda Arda ne yapsın diyenler var tabii ki…
23 yaşında, sakat olduğu halde bu paraları cebinde bilen birisi için, şımarmamak, yoldan çıkmamak mümkün değildir…
İşte Hagi ve yönetimin çözmek zorunda olduğu konu budur…
Arda gibi bir futbolcunun kaybedilmemesi sadece para ile olmaz…
Onun, kafa yapısını da değiştirmek gerekir…
Özetlersek; G.Saray’ın puan cetvelindeki yerine bakıp karalar bağlamak yerine, yeniden yapılanma ve Hagi ve ekibine güvenmek gerekir…
İstikrar, her zaman başarının anahtarıdır…
Sabrın sonu nasıl selametse, yönetimlerin fevri ve aceleci tavırları bırakıp, G.Saray’ın her biri değer olan futbolcularına sahip çıkması ve en önemlisi inanması lazımdır…
Naci ARKAN / Haftanın Yorumu