NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan,Dünya Kupası’nı NationalTurk için masaya yatırdı.
1)İspanya Şili’ye yenilip Dünya Kupasına veda etti.Şok etkisi yaratan bu gelişmeyi İspanya adına nasıl değerlendirebiliriz.Del Bosque maç sonrası eleştirilerin odak noktası konumunda,özellikle kısır futbolcu seçimi ve oynattığı sistem hakkında neler söyleyebiliriz?
En önemli sorun bence İspanyanın sürekli aynı şablonla top oynaması, ikinci, üçüncü oyun planının olmaması onların artık ezberlenmiş kurgusuna karşı herkesin çok rahat önlem almasıdır. Oldukça fazla oyuncu zenginliği varken bilineni oynamak çok rahat belki ama herkes artık biliyor. Costa’nın hemen ilk on bir oynatılması ve Brezilyada ki tepkilere rağmen Del Bosque’nin bunda ısrarı negatif etki yarattı.
Puyol’dan sonra sistemin en can alıcı yerinde aynı tip oyuncu olmaması önde oynayan takımın defans kurgusunda açıklar vermesine neden oldu. Casillas iki senedir doğru düzgün oynamıyor ve çok duygusal davranan biri oldu., o da sorunun başlangıcıydı.
Del Bosque golü hep orta alan organizasyonunda aradı ön tarafa fazla oyuncu sokarak golü düşünmedi bu da rakiplerin rahat kapanmasına neden oldu.
Hollanda maçında üç oyuncuyu durduramadılar, Sneijder, Van Persie, Robben, daha maçın başında dört yüksek topu bu oyuncular alarak Pique ve Ramos’un dengelerini bozdular.
Şili ise yine İspanya’ya nasıl oynanması gerekirse öyle oynadı ve kazandı. İspanya yanlış kadro ve şablonla oynadı. Kazanması gereken maçı sabit tutmak pahalıya mal oldu. Belki çift forvet oynaması gerekirken yine golü orta alanda aramaya çalıştı.
2)Turnuvanın ev sahibi Brezilyayı ele alırsak, Hırvatistan galibiyetiyle başlangıç yaptılar, daha sonra Meksika ile berabere kaldılar. Brezilyanın oynadığı 2 maçını değerlendirip, Dünya Kupasında ülkenin futbola dair atmosferini nasıl değerlendirebiliriz?
Öncelikle dışardaki gösterileri desteklediğimi belirtmek isterim, Dünya eğlensin diye;Ülkenin geleceğini ipotek altına alınamaz. Tabi ki Dünya Kupası önemli organizasyon ama bütçesi artık ülke ekonomilerinin çökmesine neden oluyor.
Brezilya ya gelirsek; takım kurgusunu ne zaman Avrupa da oynayan oyuncular üzerinde yaparlarsa o zaman hep iyi performans gösteriyorlar. Şu anda aynı seçim geçerli…
Neymar Brezilya’nın el üstü oyuncusu, yavaş yavaş o da ağırlığını hissettirmeye başladı. Oscar, Cesar, David Luis şu an etkili oynuyorlar. Eğer bir lider oyuncuları olsaydı Neymar daha etkili olurdu.Şimdi bu sorumluluk da maalesef Neymara kaldı.
Fred ise en önemli açmazları.
3)Amerika Birleşik Devletleri,son yıllarda müthiş bir çıkış yakaladı,özellikle michal bradley,Jose Altidore,Jermei Jones gibi avrupada oynayan futbolcuları sayesinde iyi işler çıkarıyorlar.Gana’yı ilk maçlarında 2-1 mağlup ettiler.Amerikanın futboldaki bu gelişimini kıta bazında ele alırsak nasıl değerlendirebiliriz.Latin kültürü ve kıtanın bunda katkısı varmıdır?
Dünya da antrenman bilimini en iyi inceleyen ve uygulayan ülke ABD’dir.O yüzden oyun tempoları ve kuvvette devamlılıkları çok üst düzeydedir. Fakat onlarda İngiltere gibi hala Angla-Sakson geleneklerinden ödün vermiyorlar. Özellikle Latin kökenli vatandaşlarına yönelirlerse ileride çok önemli konuma gelirler. Yaptığım araştırmada ABD’nin alt yapı oyuncularının tamamına yakını artık Latin kökenli vatandaşlarından oluşturuyorlar.Gelecek için ümit verici hamle.
4)Meksika’nın Dos Santos,Hernandes gibi yıldız isimleriyle fenemonal bir futbolla Brezilyaya karşı geldiğini gördük,Meksika’nın Brezilyayla başa baş,yer yer üstün oynadığı karşılaşma izledik.Kaleci Ochoa’nın yıldızlaştığı bu maçta,Meksikadaki bu futbol gelişimini hakkında neler söyleyebiliriz?
Yanılmıyorsam Londra Olimpiyatlarında Brezilya’yı yenerek şampiyon olmuşlardı. Hemen hemen aynı takımlardı.Çünkü Brezilya bu dünya kupasının temelini o zaman atmıştı.
Meksika’nın kendine has oyun yapısı var.Latin oyunundan çok tempoya dayalı kurgu ile oynarlar. Takım savunmasına çok önem veren sistemleri onlara her zaman katkı yapmıştır.
5)İngiltere istediği gibi bir başlangıç yapamadı, yine eleştiri okları üzerlerine çevrildi. İngiltere hakkında ne söyleyebiliriz?
İngiltere de,ABD gibi şu Anglo-Sakson kimliğinden kurtulması lazım, siyah oyuncuları bile kendilerine benzetmeye çalışıyorlar, bir tek Rooney var aykırı oynamaya çalışan, o da tek kalıyor.
6)İtalya ve Fransa futbollarından ödün vermeden net bir oyun anlayışıyla 3 puana ulaştı.Özellikle italya’da teknik direktör Cesare Prandelli alkışlandı.Bunun yanısıra Balotelli üst düzey performansını golle taçlandırdı.Fransadayda Benzema ağları boş geçmedi.Bu iki Avrupa takımını başlangıç karnesini değerlendirebilirmiyiz?
İtalya ilk maç ile ikinci maçı çok farklı oynadı, ikinci maç da ki orta alana sıkışıp kalmaları mağlup olmalarına neden oldu. İspanyanın hatasını onlarda yaptı;
Kaleci değişikliğine hiç gerek yokken yapması Prandelli için iyi bir hamle değildi.
Fransa belki de şu an turnuvada ki en ilginç takım; yeni kurgu, yeni oyuncular çok dinamik bir oyun…
U20 Dünya Kupasında, İstanbul da seyrettiğim bir çok oyuncu şu an Milli Takımda oynaması, gelinen noktanın kalitesini de gösteriyor. Siyah oyuncuların fazlalığı oyuna ve takıma ayrı bir fazlalık katıyor.
7)İspanya – Hollanda karşısında 5-1′lik skorla mağlup oldu.Son 4 yılın avrupa kupalarına damga vurmuş bir la liga var,kupa öncesi hazırlık maçlarınıda ele alırsak bu skoru kimse beklemiyordu,adeta 2010 dünya kupası finalinin rövantaşı niteliğinde bir karşılaşma oldu.İspanya ve Hollandayı değerlendirebilirmiyiz?
Öncelikle maçın kahramanı bana göre Van Gaal oldu, Öne koyduğu üç isimim kalitesi üzerine oynatmaya çalıştığı takım iki maçta da başarılı oldu, elindeki genç ve kısıtlı kadroya rağmen, tam tersi özelliklere sahip İspanya’yı yenmeyi başardı.
8)Brezilyadaki atmosfer hakkında yorumlarda bulunursak ne diyebiliriz ?
Futbolu İngilizler bulmuş olabilir, fakat futbolun ana vatanı Brezilya herhalde.
