Pazar akşamı TV seyrederken ekranın altındaki bantta maç sonuçları geçmeye başladı ki bir şey dikkatimi çekti…
Fenerbahçe-Manisa maçının gollerine baktım Alex, Niang , Lugano, Isaac, Simpson atmışlar
Karabük-Beşiktaş maçının gollerine baktım Emmenike, Nobre, Guti, atmışlar.
Galatasaray maçında da keza yabancılar gollerin yarısını atmış.
Futbol Federasyonu yabancı futbolcular için yeni bir uygulama başlattı: 6-2-2 kuralı…
Uygulanmakta da…nasıl olur da yabancı oyuncu transfer edilirde kulübeye ve tribüne gönderilir anlaşılır gibi değil?..
Hangi koşullarda veya maç trafiğinde bu oyunculardan verim alına bilinecek ki belli değil!
Yıl içinde toplasınız kaç maç yapılıyor zaten!..
Nasıl bir mantık?.. Hem para, hem verim, hem yerli oyuncu kaybını sağlayan bu sistemin uygulanmasının gerekçeleri açıkça ortaya konamamıştır.
Yok, eğer büyük kulüplerin ellerindeki hatalı olarak alınan yabancılardan kurtulma yolu olarak ve bununla beraber yeni yabancı oyuncu transferi sağlamak amacıyla uygulanıyorsa iki kere hata yapılmaktadır.
Birincisi, kadroda kullanılmayacak yabancı oyuncu sayısının şişmesi.
İkincisi, yerli ve altyapıdaki genç oyuncuların önünün kapanması…
Bunlar; uzun vadede kaliteli yerli oyuncu yetişmesinin önünü kapatacak gerekçelerdir.
Şimdiden Ulusal Takımın kadro sıkıntısı olarak ortada durmakta ki büyük kulüplerde yedek veya sakat oyuncular kadroya çağrılmakta.
Şu anda tek jenerasyon futbolcular ortada durmaktadır… ikincisi için sadece tek-tük isimler söylenebilinir, ama kadro açıklamak oldukça zor görünmektedir.
Şayet Avrupa’dan örnek verilecekse…
Unutulmasın ki orada Bossman kararlarından dolayı serbest çalışma izni olduğundan AB üye ülke futbolcuları yabancı statüsünde sayılmamaktadır. İngiltere’ bir Fransız futbolcu yedek veya tribünde oturabilir çünkü o Fransız oyuncu aynı zamanda İngiliz futbolcu konumundaki tüm haklara sahiptir.
Türkiye Ligi için ödenen paraların büyüklüğü karşısında,saha, tesis ve oyuncu kalitesindeki çelişkiler; spor anlamında futbola ciddi zararlar vereceği kaçınılmazdır.
Sadece yabancı almak için almanın altında futbol dışı gerekçelerin yatması olduğu şüphesi oluşmakta en azında bende öyle. Etik bakımından futbolun mesleki unsurlarına darbe almakta…
Bu sürecin sonunda nasıl olurda başarıdan söz edilebilinir?.. Edilemediği gibi Fenerbahçe ve Galatasaray Avrupa’da ikinci sınıf takımlara elenmesi aslın da bir şeylerin kötü gittiğinin ilanıdır.
Daha önemlisi; bence bu kötü gidişin başındayız.
Müslüm Gülhan