Mona Lisa Leonardo da Vinci ‘nin annesiydi!
NationalTurk yorumcusu Dr. Özkan Eroğlu Leonardo da Vinci ‘nin en ünlü yapıtı Mona Lisa hakkında önemli tespitlerde bulundu.
Sanat eleştirmeni ve tarihçisi Özkan Eroğlu Mona Lisa ‘nın Leonardo da Vinci ‘nin annesi olduğunu iddia ederken, “Mona Lisa Caterina ‘ydı bence” başlığı ile bir yazı yayınladı.
Mona Lisa Tablosu ile ilgili görüşlerini yazan Eroğlu, makalesinde Leonardo ‘nun çocukluğu ve içinde bulunduğu ruhsal durumu hakkında da önemli detaylara yer veriyor.
İşte Dr. Özkan Eroğlu ‘nun yıllardır öne sürdüğü tezi;
Leonardo Da Vinci’yi ve özellikle Paris’te Louvre müzesinde bulunan, milyonları başına toplayan Mona Lisa isimli yapıtını bilmeyenimiz yoktur. Bu resim üzerine, çok şeyler yazılmış ve söylenmiştir. Da Vinci, az resim-sanat yapıtı üretmiş bir kimliktir.
Onun az yapıt üretmesinin nedeni, kuşkusuz çok yönlülüğü, dolayısıyla dağılabilmesiyle ilgili. Çünkü resmin dışında birçok pozitif bilim konusuna… el attığı bilinir. Bu yazıyla amacım, Leonardo’nun bu yönlerinden ziyade, 19. yüzyılda Freud’un da masaya yatırdığı, annesinden koparılma hikayesine ve bu koparılmanın onun üzerinde bıraktığı etkiye, bir de yanı sıra anne karnında, annenin çektiklerine embriyonun da tanıklık ettiği savına dayanarak, bir şeyler ifade etmeye çalışmaktır.
Bir kere Leonardo’nun annesi de, babası da bellidir. Dolayısıyla bence çoğunlukla dile getirildiği gibi gayri meşru değildir. Ama kendini bildi bileli annesi babasından ayrı yaşamış bir çocuktur ve anneseini de muhtemelen tanımamıştır. Babası, tıpkı sülalesindeki diğer erkeklerin geçmişte yaptığı gibi noterlik mesleğini icra etmiştir. Anne ise, oldukça çapkın ve umarsız bir babanın acılar içinde bıraktığı Caterina isimli bir kadındır. Caterina’nın ardından, babanın üç evlilik daha yapması, babanın evliliğe ve kadına bakışını ortaya koyar. Umarsız, sorumsuz ve bence kadın erkek ilişkilerine karşı ciddiyetsiz biridir Ser Piero; yani baba.
Caterina, 15. yüzyılda yalnız bırakılmış bir kadındır, her şeyden önce. Şimdi düşünelim: Hamile kalan bir kadına, hele çapkın da olan bir eşin ilgisiz kalacağını düşünmek, hiç de zor değildir. Atalarımızın bir sözü vardır hamileler için: “Artık, o iki canlı”. Caterina, acıya, yalnız bırakılma durumuna itilmiştir. Bir mazlumdur, mahçuptur ve üstelik de dini töreler karşısında, hamilelik ve sonrası sürecinde, evlilik dışı bir çocuk dünyaya getirmenin şiddetli acısını içinde duyumsayan biridir.
Ortak bir yaşam sürer anne ve embriyon. Gene embriyon nasıl gıda gereksinmelerini anneyle paylaşıyorsa, bence duygusallığı da paylaşmaktadır; buna dair en ufak bir kuşkumuz yok bugün.
Özetle, anne ne düşünüyor ve hissediyorsa, embriyonun da bunu hissettiği düşüncesine tamamen katılıyorum ben. Dolayısıyla anneyi biricikleştiren, babaya, dolayısıyla da erkeğe de kızgınlık duyan bir çocuk Leonardo. Hatta cinselliği bile eliyle iten-muhtemelen babasının yüzünden ve annesinin başına gelenlerden ötürü- bir yapıda olduğunu öğreniyoruz.
Şimdi gelelim Mona Lisa’nın Leonardo’nun annesi Caterina olduğu yönündeki iddiama. Mona Lisa için çeşitli yorumlar yapıldığı bilinen bir gerçek. Çeşitli ve oldukça az sayıda kadın betimleri yaptığını bildiğimiz Da Vinci, boyadığı diğer kadın suretlerine baktığınızda, Mona Lisa kadar gizemli ve duygulu bakan bir başka portre daha boyamamış ya da çizmemiştir. Ne olursa olsun Mona Lisa’nın, kendine özgü gülüşünün veya gülümsemesinin altında bir ironi yattığını da kabul ediyorum. Açıkta kalan tensel bölgeleri: Eller, boyun ve yüz bölgesinin ışıkla, hem de kanımca kompozisyonun geneline göre oldukça özel bir ışıkla yıkanmasının belirli nedenleri olabileceğini düşünüyor, böylece portrede dikey üç aşamanın oluştuğunu kabul ediyorum. Mona Lisa kompozisyonunun içinde, Leonardo’nun kendi yüzünün olduğu iddiası da düşünülüp, değerlendirildiğinde, o zaman da bu kadının Caterina olduğunu daha bir kabul ediyorum. Aynı, anne ve embriyon ilişkisindeki sıcak ilişki gibi. Yapıt ve başyapıt felsefelerinde en dikkat çeken yön, yapıtın bir veya birkaç özelliği gereği biricikleşmesidir. Bugün mantık ve duygu açısından baktığınızda, Mona Lisa, kabul edilir veya edilmez, hemen her yönüyle diğer Leonardo resimlerine müthiş fark atmış durumdadır. Zaten bunu Louvre Müzesi’nde gezerken de fark ediyorsunuz. İçinde “Kayalıklar Bakiresi” ve “Vaftizci Yahya” resminin de bulunduğu Da Vinci duvarına bakıp ve daha sonra tek başına bir duvarda sergilenen Mona Lisa’ya üşüşen insan yığınlarını görünce, ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
Caterina, Da Vinci’nin babası ve babasının ailesi tarafından dışlanmış, fakat kanımca Mona Lisa kimliği altında, oğlunun adeta gönlünde taht kuran bir biriciklikle dün ve bugün sanat tarihindeki yerini almış, ötesinde bir taht elde etmiştir. Ayrıca bu öyle bir tahttır ki, bugün milyonlarca sanat izleyicisi önünde saygıyla eğilmektedir. Bana göre, dinsel anlamda “Taht’ta Meryem” resimleri nasıl bir anlam taşıyorsa, Mona Lisa da o anlamın çok daha üstünde bir anlama ulaşır. Üstelik 15. yüzyılın resim sanatında, din dışı konulara baktığımızda da, bu kadar Olimpiya’daki Zeus etkisini verebilen başka hiçbir yapıt bulamayız. Zaten resim de, kompozisyon olarak bir dağ gibi, yukarıdan aşağıya genişlemekte ve bir piramit gibi, arka plandaki manzaranın önüne durmaktadır. Evet bana göre Mona Lisa, yani Caterina bir dağdır, oğlu Leonardo’nun gözünde. Aslında her anne, bir dağdır çocuğu için. Bu resim bir annenin tasviridir, buna hiç şüphem yok. İtibarı dinsel bir Meryem’den çok daha büyüktür gerçekten.
Leonardo, ütopyaya önem veren, idealist tutumunu ama gizli, ama açık bir şekilde ortaya koyan bir üniversal kimlikti. Bundan ötürü, her yapıtında görünenden gayri çok şeyi sakladığına ve işaretlediğine inanılabilir. İşte Mona Lisa’da da, anne Caterina yerini bulmuş, arka planda ise Leonardo’nun doğduğu yer olan Vinci kasabası, yani Toskana topraklarından bir kesiti buluruz. Bu da Mona Lisa’nın, bir kimlik için önemli olan “toprak ana” ve “ana” kavramlarını yan yana getirdiğini çok iyi dile getiren bir göstergedir. Aynı zamanda bu sentez, Leonardo’nun yaşama sanatının ve ilkelerinin bir sentezidir bana göre. Caterina gizemlidir, Mona Lisa gizemlidir ve Leonardo da Vinci de gizemlidir. O zaman, sonuç olarak gizemli Leonardo’nun boyadığı gizemli Mona Lisa, gizemli Caterina’dır, başka bir şey değil. Bunu iddia ediyor, dahası hissettiğim bir gerçeğin altını bu yazıyla çiziyor ve sanat tarihine bir işaret de ben bırakıyorum.
Dr. Özkan Eroğlu
Tez’in Türkçe sözlük karşılıklarını verme zorunluluğunu hissettim:
1- Genel olarak, doğru olduğu inancıyla öne sürülen ve savunulan düşünce, iddia, genel fikir ya da önerme. 2- Doğruluğu kanıtlanmaya çalışılan teorik öneri, düşünce, kanı.
Ben, yazımda birinci açıklamadan hareket ediyorum.
Tez, bilimsel kaynaklarla desteklenmelidir ki “tez” olsun. Aksi takdirde bu varsayım olarak kalır; yani sizin fikrinizdir yalnızca!
bu yazıyı okuduktan sonra annesi olduğu fikrine bende katılmaya başladım
Yazımın değerini anlayıp, bir tez ileri sürmesi olduğunu hissederek yayınlanmasını isteyen Sayın Hürser Tekinoktay’a teşekkür ederim…