MHP’de, mahkeme kararıyla olağanüstü kurultaya gidilmesine yönelik yaşanan süreç, 2005 yılında CHP’de, 2010’da da Saadet Partisinde yaşandı.
Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin, MHP’li muhaliflerin olağanüstü kurultay talebini kabul etmesinin ardından süreç devam ediyor.
Mahkeme, büyük kongreyi toplantıya çağırmak üzere, kapatılan Aksaray İl Başkanı Ayhan Erel, MHP Kurucular Kurulu Üyesi Ali Sağır ve Bursa Üst Kurul Delegesi Mehmet Bilgiç’in “Kurultay Çağrı Heyeti” olarak görevlendirilmesine karar verdi.
Mahkemenin gerekçeli kararı açıklamasının ardından MHP Genel Merkezi, kararı temyiz edecek. Temyiz istemini görüşecek Yargıtaydan, dosyayı sıra beklemeden öncelikli incelemesi istenebilecek. İlgili Yargıtay Dairesi, başvuruyu sırasını beklemeden öncelikli ele alıp onama ya da bozma kararı verebilir.
Bazı hukukçular, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı, tedbir niteliği taşıdığı için Yargıtay kararı beklenmeden, hemen uygulanması gerektiği görüşünde, bazıları ise temyiz başvurusunun ardından Yargıtayın vereceği kararın beklenmesinin zorunlu olduğunu belirtiyor.
– CHP ve Saadet Partisi de benzer deneyimi yaşamıştı
Siyasi partilerinden CHP ve Saadet Partisi’nde de daha önceki yıllarda olağanüstü kongreler yargı kararlarıyla alınmıştı.
CHP’de 2005’te yaşanan süreçte, toplam 348 delege, “tüzük değişikliği talebiyle” 6 Haziran 2004-21 Haziran 2004 tarihleri arasında noterden, posta aracılığı yada doğrudan müracaatla Parti’nin olağanüstü kongreye çağrılmasını istedi.
Partinin, yeterli sayıda delegenin olağanüstü kongre çağrı talebini işleme almaması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesine başvurarak, partiye ihtar verilmesini istedi. Başsavcılığın talebi üzerine, Anayasa Mahkemesi, 25 Temmuz 2005’te, Siyasi Partiler Yasasının ilgili hükmü uyarınca olağanüstü tüzük kongresinin yapılması için CHP’ye ihtar verdi. CHP de Anayasa Mahkemesinin bu kararı gereği, kurultayı toplamıştı.
– Saadet Partisindeki olağanüstü kongre süreci
Saadet Partisinde ise 2010’da, olağanüstü kongre çağrısı yapmak üzere heyet görevlendirilmesi talebiyle dava açıldı.
Davaya bakan Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi, 22 Eylül 2010’da, olağanüstü kongreye çağrı yapmak üzere 3 üyenin görevlendirilmesi talebini kabul ederek, açılış, kongre divan teşkili, tüzük ve program tadil komisyonları teşekkülü, tüzük ve program tadil komisyonlarının raporlarının okunması, genel başkan, genel idare kurulu asıl ve yedek üyelerinin, yüksek disiplin kurulu asil ve yedek üyelerinin seçimi gündemi ile Mustafa Kamalak, Hasan Bitmez ve Şerafettin Kılıç’ın, Saadet Partisi Olağanüstü Kongresini çağırmakla görevlendirilmelerine karar verdi.
Bu davada da parti genel merkezi avukatları, görevli mahkemenin, Anayasa Mahkemesi olduğu savunulmuş, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi istenmişti ancak bu talepler reddedilmişti. Mahkeme kararı temyiz edilmeyerek, kesinleşmiş ve olağanüstü kongre toplanmıştı.
– MHP’deki dava süreci
MHP Trabzon İl Başkanı Muammer Demeli, Denizli İl Başkanı Yasin Öztürk, Kilis İl Başkanı Arif Amoca, Bilecik İl Başkanı Ahmet Gürses, Kırklareli İl Başkanı Kürşad Yamaner, Ardahan İl Başkanı Taşkın Polat, Bayburt İl Başkanı Süleyman Burç, Elazığ İl Başkanı Abdulvahap Erdem, Samsun İl Başkanı Ömer Süslü, Sivas İl Başkanı Ragıp Özkan, Tekirdağ İl Başkanı Enez Kaplan, Tokat İl Başkanı Fatih Demirkol, Nevşehir İl Başkanı Göksel Taşçı, Uşak İl Başkanı Ali Kurt, Çorum İl Başkanı Bekir Çetin ve Gümüşhane İl Başkanı Ali Ateş, “Kurultay Çağrı Heyeti” oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesine karar verilmesi için dava açmıştı.
Dava dilekçesinde, 543 büyük kongre delegesinin, “partinin büyük kongresinin olağanüstü toplantıya çağrılması hususunda noter vasıtasıyla talepte bulunduğu, talebin, kongrede tüzük değişikliğini de içerdiği” belirtilmişti.
Dava dilekçesi, 12 Şubat Cuma MHP Genel Merkezine ulaşmıştı. MHP’nin avukatlarınca dava dilekçesine 3 Mart’ta cevap verilmiş, usul ve esasa ilişkin itirazlarda bulunularak, dava dilekçesinin kabul edilmediği bildirilmişti. Muhaliflerin avukatları da buna 9 Mart’ta yazılı cevap göndermiş, davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğunu, genel merkezin partinin olağanüstü kongreye davet edilmesi hususunda takdir yetkisinin bulunmadığını savunmuştu.