MHP Diyarbakır mitingi görüntüleri (Video)
MHP Diyarbakır mitingi Devlet Bahçeli’nin çarpıcı açıklamalarına sahne oldu. Devlet Bahçeli Diyarbakır mitingi konuşmasında kardeşlik vurgusu yaparken bölünme konusunda çok sert ifadeler kullandı. MHP Diyarbakır mitingi görüntüleri / Video…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin merakla beklenen Diyarbakır mitingi sona erdi. Konuşmasında Kürt kelimesini kullanmayan Devlet Bahçeli herkesin kardeş olduğunu ve “Türk Milleti” olarak adlandırıldığını söyledi. Bahçeli, “Anadili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı?” dedi. Devlet Bahçeli, konuşmasını “Ne mutlu Türküm diyene” sözleriyle bitirdi.
MHP Diyarbakır mitingi ve Devlet Bahçeli’nin konuşmasından satır başları;
Türkiye’nin ve Türk milletinin sonsuza kadar yaşaması için desteğini esirgemeyen ve dua eden her kardeşimle el ele omuz omuza olacağız. Diyarbakır’ın her köşesindeki vatandaşlarımı buradan en kalbi duygularımı gönderiyorum. Diyarbakır’ı hürmetle sevgiyle selamlıyorum.
Erdoğan’ın küstahça çizdiği hattı yerle bir etmeye geldim
Hepinizi bağrıma basıyorum, kucaklıyorum. 12 haziran’da yapılacak olan genel seçimlerinin barışa, huzura, berekete, bolluğa ve esenlik dolu günlere vesile olmasını niyaz ediyorum. Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen Diyarbakır il başkanımıza ve teşkilatımıza takdirlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, şeref verdiniz.
Merak etmeyin, biz varız. MHP var. O pankartı indirin. Ben buraya sizden oy istemeye, siyasal fayda ummaya gelmedim. Önce Diyarbakırlı kardeşimle dertleşmeye, sorunlarını dinlemeye ve hasret gidermeye geldim. Başbakan Erdoğan’ın aramıza ekmeye çalıştığı fitne tohumlarını çürütmeye geldim. Kafasında küstahça çizdiği Sivas Gavurdağı hattını yerle bir etmeye geldim.
Birlikte ağladık, birlikte güldük
İnanın bana. Bize yönelik iftiraları, gıybetleri aşmak için buraya koştum. Ortak değerlerimizin dilini paylaşmak için buradayım. Bin yıllık kardeşliği ayakta tutmak ve sonsuza kadar yaşatmak amacıyla karşınızdayım. Bin yıllık kardeşliği yaşamak ve yaşatmak için aranızdayım. Milliyetçi hareketin mesajını, çağrısını sizlere getirdim. Bariyerleri yıkmak için kararlılığımızı getirdim, ekmeğimizi paylaştık, suyumuzu, evlerimizi, özlemlerimizi paylaştık. Cephelerde birlikte mücadele ettik. Balkanlar’da birlikteydik, Yemen’de yan yanaydık, Çanakkale’de şehadet şerbetinden birlikte içtik. Ve hep beraber vatanımızı işgal eden emperyalist mihraklara diklendik ve haddini bildirdi. Birlikte güldük, birlikte ağladık. Sevgimizi bölüştük, ama insanımızı bölmedik. Kız aldık kız verdik, sıla özlemini hep beraber duyduk. Dokunan kilimlere kardeşliğimizi oya gibi işledik. Davul zurnayla halay çektik ve keyif aldık. Deliloyla, esmerle, çaçanla, tek ayakla, çift ayakla birlikte oynadık, birlikte güldük. Asırlarca el birliği güç birliği yaptık. Benzer düşleri kurduk, Yunus’tan, Mevlana’dan aynı hissiyatı aldık. Hoca Nasrettin’in mizahıyla güldük, peygamberimiz Hz. Muhammed’in kutlu tebliğine birlikte iman ettik. Duamız bir, yakarışımız bir, safımız bir oldu. Biz birlikte büyüdük, Türk milleti olduk. Bu aziz vatan, bin yıl önce gerçek sahiplerini buldu ve ellerde yükseldi. Asırlar boyunca bu topraklara hep beraber mührümüzü vurduk ve büyük bir millete hep beraber vücut verdik. Anlamak istemeyene tekrar hatırlatırım ki bu milletin adı Türk milletidir. Milletimiz, kökenleri, dilleri, alt kültür gruplarını, mezheplerini birlikte yaşama ülküsüyle aynı hedefe yönlenmiş ve kopmaz bir bağ ile irtibatını kurmuştur.
Hepinizi yüreğimize bastık, hiç kimse bu ülkenin zencisi değildir
Zaferlerimiz, yenilgilerimiz, fetihlerimizi, tarihe damga vurmuştur. Açılan her duvak, doğan her çocuk, tüten her ocak, çekilen her ızdırap bizi millet yapmıştır. Doyduğumuz yer, ilimiz, yöremiz, anamızın dili, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun bizim ismimiz Türk milletidir. Biz bu ülkede yaşayan herkese, bin yıllık kaynaşmanın aziz hatırası olarak görüyoruz. Doğudan batıya, güneyden kuzeye, hangi etnik kökene, hangi mezhebe mensup olursa olsun herkesi Cenab-ı Allah’ın kutsal bir emaneti olarak benimsiyor ve sahipleniyoruz.bunun için herkes eşittir Türkiye diyerek farklılıklara prim vermedik. Anlayan, dinleyen herkesi, çağıran herkesi, koşan, sevinen, üzülen herkesi bir gördük. Beraber kabul ettik ve ayrılmaz bir bütün olarak yüreğimize bastık. Türk milletinin hiçbir evladı bu ülkenin zencisi değildir, buna inandık. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir ferdi bu ülkenin ötekisi değildir. Bundan asla taviz vermedik.
Bölünmeyi isteyenlerin keyfi beyde yok
Kimsenin kendi evinde yabancı olmasını istemedik, aklımızdan geçirmedik. Aksini düşünenlerin heybetli şekilde karşısında durduk. Diyarbakırlı kardeşim. Siz bizsiniz, biz de siz. Başbakana ve bölücü PKK’ya inat, ayrımız gayrımız yok. Şimdi soruyorum ve sizlere samimi bir şekilde düşünmenizi istiyorum. Bin yıldır son vatanımızı beraber savunmadık mı? Bayrağımızı beraber sallamadık mı? Zorluklara birlikte katlanmadık mı? Şüphesiz bunların hepsini birlikte gerçekleştirdik. Başkalarının dediklerine aldırmayın. Yıkım projesinin kirli taraflarına ve etnik tahrikçilerin sözlerine kanmayın. İstanbul’da oturup ahkam kesenlere, ve bölünmüş Türkiye’nin denklemlerini kurmaya yeltenenlere siz bakmayın. Onların rahatı beyde yok. Yedikleri önünde, yemedikleri arkalarında.
Erbil’deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez
Bölünmüş Türkiye’nin altyapı çalışmalarını hazırlayacaklarına bir zahmet gelsinler de iş versinler, tesis açsınlar, vatandaşımın elinden tutsunlar. Bu çerçevede oynanan oyunları görün, tuzakları, komploları ve kışkırtmaları anlayın. Siz ortak, hissedar veya iştirakçi değil, siz bu devletin asli sahibisiniz. Siz Türk milletinin yeri doldurulamaz mensubusunuz. Duamızdasınız, gönlümüzdesiniz ,dilimizdesiniz. Şuna da kesinlikle inanın. Washington’dakiler sizi benden daha fazla sevemez. Brüksel’dekiler benden daha çok anlayamaz. Erbil’deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez.
Sorunlarla boğuşan sadece siz değilsiniz
Sorarım sizlere, Trakya’da söylenen şarkıyı Bismil’de duymadınız mı? Çermik’te pişen meftuneyi, içli köfteyi İstanbul’da da tatmadınız mı? Horon’un neşesini Çınar’da hissetmediğiniz mi? Yozgat’taki bağlamanın sesiyle dertlenmediniz mi? Dicle’de çalan davulun sesiyle Ankara’da heyecanlanmadınız mı? Ege zeybeğinin sesini Ergani’de işitmediniz mi? Hani’den, Hazro’dan, Kocaköy’den Kulp’tan Çorum’a, Erzurum’a sevdalarınızı götürmediniz mi?
Nafakanızı kazanmak uğruna siz de anneannenizden, babanızdan, kardeşinizden, yavuklunuzdan ayrı düşmediniz mi? Bizi bir kılan ayrılmaz bir bütün yapan hasletlerin bazıları bunlar. Elbette sıkıntılarınızın olmadığını iddia etmiyorum. Sorunlarınız yok demek istemiyorum. Ama sorunlarla boğuşan yalnız siz değilsiniz, sıkıntıyı sadece siz yaşamıyorsunuz. Yurdumun her köşesinde en az sizin kadar sıkıntılı insanlarımız var.
Şerefsizce üzerimizde oyun oynuyorlar
Türk milletinden ayrılma rüyası görenler, bağımsız devlet özlemi içinde olanlar akıllarını başlarına almalılar. Bizim verecek ne bir çakıl taşımız, ne de vazgeçecek bir insanımız vardır. Son vatanımızda yaşamaya karar verdiğimizden bu yana bütün hesapları bizi bu coğrafyadan atmak üzere şekillenmiştir. Türk milletini meydanlarda yenemeyenler, topla tüfekle üstesinden gelemeyeceklerini anlayan gafiller şerefsizce üzerimizde oyunlar oynamaktadırlar. Kudretli olduğumuz çağda pısanlar, bugün zorda olduğumuzu görünce bizi içten dağıtmaya odaklanmışlardır. Misak-ı Milli, kazanılmış vatan topraklarının son ve kesin hattını çizmiş ve belirlemiştir. Bizim bu hattan zerre kadar çekilmemiz ve taviz vermemiz mümkün değildir. Türk milleti için gidilecek yer, göç edilecek ve yaşanacak diğer bir toprak parçası yoktur. Başka bir milletin sığıntısı olmak gibi bir seçeneğimiz, tercihimiz kesinlikle bulunmamaktadır.
Bir tarafta Türk milleti var, diğer yanda iştahları yüzyıllardır doymayan haçlı zihniyeti
Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde Türk milleti olarak yaşamaya Allah’ın izniyle sonuna kadar devam edeceğiz. İrademiz, azmimiz budur. Unutmayınız ki ya bu vatan üzerinde bir ve bütün olarak yaşayacağız ya da millet olarak yalnızca Diyarbakır’dan değil Anadolu’dan da atılacağız. Yedi düvelin karanlık planları dinmek bilmiyor. Bunun için terörist PKK’yı taşeron olarak kullanıyor, dağlarımızdaki eli silahlı eşkıyayı sürekli besliyor. Bir tarafta hepimiz varız, diğer tarafta milletimizi ayrıştırmaya çalışan odaklar. Bir tarafta Türk milleti var, diğer yanda iştahları yüzyıllardır doymayan haçlı zihniyeti. Umuyorlar ki birbirimizden kopalım. İstiyorlar ki kardeş kavgasının tarafı olalım, birbirimize küselim ve çözülelim. Aramızı bozmaya çalışıyorlar. Biz birlikteyken amaçlarına ulaşamadılar. Şimdi de dağıtarak sonuç almak istiyorlar ama asla başarılı olamayacaklar. Bizi asla bölemeyecekler. Son sözümüzü 29 ekim 1923’te söyledik. Bu tarihi yeminden geri adım atmayacağız. Türkiye’ye hep birlikte sahip çıkacağız ve Türk milletini Allah’ın izniyle sonsuza kadar var edeceğiz.
Anadili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı?
Üzerinde yaşadığımız coğrafya hepimize zorunluluklar yüklüyor. Takip edeceğimiz siyasetin, icra edeceğimiz yönetim tarzının şeklini coğrafyamız belirliyor. Son vatanımızda yaşamanın bir jeopolitiği vardır ve bu bin yıldır da hiç değişmemiştir. Coğrafyamız aynı duruyorken bu vatana yön veren politik dinamikler değişirse dikkat edin bu coğrafyayı kaybederiz. Bunun için her zamankinden daha fazla uyanık olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Hiç kimsenin kökeni kimseyi ilgilendirmiyor, ilgilendirmemeli. Ana diliniz ne olursa olsun konuşmanıza saygımız vardır. Ancak hepimizin ortak meselesi işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliktir. Bir an için düşünün ve farz edin. Anadili anayasaya koyunca karnınız doyacak mı? Anadilde eğitim imkanı sağlanınca ekonomik sorunlarınız bitecek mi? Ekmeğiniz artacak mı? Sırtınıza yeni elbise alabilecek misiniz? Bugün içinde kıvrandığınız sorunların ayrışarak çözüleceğini zannedenler büyük bir yanılgı ve hata içindeler.
İleri demokrasi zırvası
Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında halledilemeyen meseleler yarın bölünmüş bir ülkede nasıl giderilecektir? Birlikteyken çözülemeyen sorunlar ayrılınca nasıl bitecektir? Biraz izanı, haysiyeti olanlar, sorunların merkezinde sosyoekonomik açmazlar olduğunu görecektir. Şüphesiz terörle bu sorunları aynı değerlendirecektir. Bu yöre için yürekten kaygı duymayanlar, ileri demokrasi zırvasıyla Diyarbakırlı vatandaşımın aklını çelmeye çalışmaktadır. Hatta MHP’yi kardeş kavgasının tarafı yapmak için uğraşıyorlar. Bitmek tükenmek bilmeyen nefretini kusuyorlar. Biz kavgadan sonuna kadar uzak kalacağız. Biz Diyarbakır’ın ve Türkiye’nin biriken ve katlanan sorunlarını çözmek istiyoruz. Neye inanırsak inanalım, yoksulluk çoğalmaktadır. İşsizlik artmaktadır. Bugün ülkemizde sayıları 6 milyona yaklaşan işsiz vardır. Resmi rakamlara göre her 100 gencimizden 21’i şu an işsiz ve umutsuzdur. Başbakan Erdoğan kendi çocuklarının geleceğini çok iyi hazırlarken diğer vatan evlatlarını aklına dahi getirmemektedir. 13 milyona ulaşan yoksulumuz canımızı yakmaktadır. Bankalar, haciz memurları Diyarbakırlı kardeşimin peşindedir.
Devlet Bahçeli Diyarbakır konuşması / MHP Diyarbakır mitingi / Video
[media id=1343 width=610 height=340] [media id=1344 width=610 height=340]20 sene sonra ilk miting
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tam 16 yıl sonra Diyarbakır’da miting düzenledi. 1995′te Alparslan Türkeş’i Diyarbakır’da 50 kişi dinlemişti! MHP Diyarbakır mitingi…
MHP Diyarbakır mitinginde provokasyon yapıp partinin oylarını artırmayı planladıkları ileri sürülen 11 ülkücünün tutuklanmasıyla önemi bir kat daha ardan miting öncesi şehirde herhangi bir gerilim yok. MHP ve BDP’nin Diyarbakır’daki yöneticileri hiçbir olay çıkmayacağına inandıklarını dile getirirken Radikal’e konuşan MHP İl Başkanı Mehmet Karakoç, “Mitingimizde bir olay beklemiyoruz. Çünkü burası Diyarbakır” derken BDP’nin Diyarbakır’daki tek Türk adayı Nursel Aydoğan da “Burada herkesin görüşüne saygı var” dedi.
Bugünkü tarihi miting, MHP’nin Diyarbakır’daki üçüncü mitingi olacak. 1975′de MHP’nin merhum genel başkanı Alparslan Türkeş, “Küçük Moskova’ya gidiyorum” demiş, ancak sol örgütlerin çıkardıkları olaylar nedeniyle kente girememişti. Akşama doğru Dağkapı meydanına ulaşan Alparslan Türkeş’in konuşması çıkan olayların hala devam etmesi nedeniyle anlaşılamamıştı. Diyarbakır’daki olaylarda 1 er şehit olmuş, 8 kişi de yaralanmıştı. Alparslan Türkeş, olaylardan tam 20 yıl sonra 1995′te yine Diyarbakır’a gitti. Diyarbakır’da yüzlerce koruma, polis ve özel harekatçının gözetimindeki Alparslan Türkeş’i sadece 50 kişi dinlemiş, herhangi bir olay çıkmamıştı.
Bugün ise kentte sakin bir hava var. Dağkapı Meydanı’na büyük bir MHP bayrağı asılırken parti araçları şehirde dolaşarak halkı mitinge davet ediyor. Devlet Bahçeli’nin kente girişinde konvoy oluşturulmayacak ve genel başkanı sadece Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Karakoç karşılayacak. MHP İl Başkan Yardımcısı Abdullah Özden, MHP’yi sadece korucuların desteklediği görüşünün yanlış olduğunu söyleyerek, “Bismil’de Türkmen köyleri var. Ama onlar da BDP’yi destekliyor. Burada MHP’yi destekleyenler Kürt kökenli” dedi.
MHP Diyarbakır mitingi öncesi PKK’dan açıklama
Bu arada PKK terör örgütü elebaşlarından Murat Karayılan, örgüte yakın yayın organlarına yaptığı açıklamada “MHP mitingi normal bir seçim faaliyeti. Kürt halkı provokasyona gelmemeli” derken BDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de “Şehrimiz mitingi sakin karşılayacaktır. MHP gelip dilediği insana hitap edebilir” diye konuştu.
Devlet Bahçeli: Diyarbakır’a inadına gideceğim
Bahçeli, Konya’da yaptığı konuşmada Diyarbakır mitingi hakkında şunları söylemişti;
Konya Hükümet Meydanı’nda yaklaşık 15 bin kişiye seslenen MHP Lideri Devlet Bahçeli, Diyarbakır mitinginde olay çıkarıp partinin oylarını artırmayı planladıkları iddiasıyla gözaltına alınan ülkücülere de değindi. AKP ve Başbakan Erdoğan’ın MHP’nin Diyarbakır’a gidişinden rahatsız olduğunu ileri süren Devlet Bahçeli, “Şimdiden PKK ve MHP sataşması veya bir grup ülkücü, Diyarbakır’a gidecekmiş de orada mitingi sabote edip oyunu arttıracakmış. Bu ne şerefsizliktir, bu ne ahlaksızlıktır. Milliyetçi Hareket ülkesine ve milletine zarar verdirmemek için gayret gösterir. O zanediyor ki Diyarbakır’a bunlar gitmesin, vazgeçsinler. Şimdi söylüyorum. Diyarbakır’a inadına gideceğim. Orada bir kişide karşılarsa ne diyeceğimi ve nerede neyi söylediğimi sizin gibi kıvırmadan aynısını söyleyeceğim. Çünkü bu ülke bizim. Bu ülkeden ne bir kum tanesi, ne bir insan kaybına rıza gösteririz” diye konuştu.
Devlet Bahçeli, bin yıllık kardeşliğin sevdalısı olduklarını ve Diyarbakırlıların MHP’ye kucak açacaklarını ifade ederek “Diyarbakır’da MHP, kardeşliğinin sembolü olarak tarihe kayıt düşen bir toplantı yapacak. Bu toplantıda Diyarbakırlılar da MHP’ye kucak açacak. Çünkü onlar bölünmek istemiyor. Kardeşliğin bozulmasını istemiyor. Birlikte yaşamanın huzurunu ve mutluluğunu istiyor. 1 Ağustos 2009 tarihinden demokratik açılım zırvası ile ülkeyi yıkım projesine muhattap ettin. Bugün Türkiye’nin geldiği noktaları görüyorsun. Hakkari’de vali, kaymakam yok. Hakkari’de kamu otoritesi orada bulunan bir avuç polis kardeşim tarafından sağlanmak durumunda kalmış. Akşamın alaca karanlığında polis kardeşlerimiz ile peşmerge bozuntuları sabaha kadar cebelleşiyorlar” dedi.
Diyarbakır iddiaları hakkında konuşmaya devam eden Devlet Bahçeli, “Herkes ağzından çıkanı iyi duymalı, herkes ne söylediğinin farkında olmalı. Bir oy için bir bit yakılamaz bu ülkede. Onun için dikkatli olmak lazım. Yorgan için bit yakamazsınız. Buna müsaade edilmemesi lazım. Ak Parti bugün bu noktaya gelmiştir” ifadelerini kullandı.