Metin Topuz davası: Savcı “casusluk”tan beraat istedi
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile iltisaklı eski polis müdürleri ve askerlerin yanı sıra firari eski savcı Zekeriya Öz’le irtibatının tespit edilmesinin ardından tutuklanan ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz yargılandığı davada mütalaa açıklandı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki beşinci duruşmaya, tutuklu sanık Metin Topuz ve avukatlar katıldı. Duruşmayı, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey M. Hovenier ve ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Daria Darnell da takip etti.
Duruşmada, mahkemeye gelen evrakın okunmasının ardından savcıya söz verildi.
Savcı, önceki celselerde, yurt dışında yaşayan tanık Feyyaz Öztürk’ün istinabe (adli yardım) yoluyla ifadesinin alınmasına karar verilmişse de, yargılamanın sürüncemede kalmaması için ulaşılamayan tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verilmesini istedi.
Daha sonra, Cumhuriyet Savcısı, hazırladığı esas hakkındaki 14 sayfalık mütalaasını özet olarak okudu.
Mütalaada, sanık Topuz’un HTS incelemesinde, kendisinin kullandığını beyan ettiği GSM hattı üzerinden, aralarında FETÖ kapsamında yargılanan eski emniyet müdürleri polisler Yakup Saygılı, Mahir Çakallı, Nazmi Ardıç ve Yasin Topçu ile yoğun görüşmelerinin olduğu belirtildi.
Sanığın ABD konsolosluğunda, ABD’de uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele birimi olan Drug Enforcement Administration’da (DEA) asistanı olarak görev yaptığını beyan ettiği, ancak FETÖ ile iltisaklı polislerle gerçekleştirdiği görüşmelerin göreviyle ilgili olmadığı vurgulanan mütalaada, sanıktan ele geçen dijital verilerde, “yeni paralel operasyonu” gibi yazışmaların bulunduğu anlatıldı.
Mütalaada, sanığın DEA asistanlığı görevi için gittiğini iddia ettiği emniyetin bina giriş çıkışlarına dair güvenlik kamerası görüntülerine ilişkin bilirkişi raporu alındığı aktarıldı.
FETÖ’de etkin durumda bulunan örgüt mensuplarıyla yoğun görüşmeleri bulunan Topuz’un mali şube müdür ve müdür yardımcılarıyla yaptığı ABD ziyareti, cep telefonundan ele geçen örgütsel içerikli yazışmaları ve emniyet müdürlerinin odalarına rahatça girip çıktığına dair tanık beyanları olduğu belirtilen mütalaada, bunlar dikkate alındığında sanığın örgüt mensubu olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Sanık hakkında her ne kadar “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan dava açılsa da, bu suçun unsurlarının oluşmadığını ifade edilen mütalaada, Topuz’un “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması ve hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına karar verilmesi istendi.
Mütalaada, sanığın ”devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”, “hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme”, “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” ve “gizliliğin ihlali”suçlarından ise beraatine karar verilmesi istendi.
Mütalaanın ardından beyanda bulunan sanık avukatı, “Bizim yoğurdumuz ekşi değil. Müvekkil hiçbir araştırmadan kaçmamaktadır. Kovuşturmanın genişletilmesi talebimiz vardır. Tanık Feyyaz Öztürk’ün dosyadaki ifadesinde geçen tüm hususlar aydınlatılsın. Mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep ediyoruz. Müvekkilimiz uzun süredir tutukludur, tahliyesine karar verilmesini istiyoruz.” diye konuştu.
Sanık Metin Topuz ise, savunmalarında iddia makamının delillerini çürütmeye yeterli delilleri sunduklarını belirterek, “FETÖ’nün herhangi bir kurumu ya da kişisiyle irtibatım yoktur. Emniyet görevlileriyle, tercümanlık görevim nedeniyle görüşmelerim oldu. 300’e yakın emniyet görevlisiyle 1000’den fazla görüşmem vardır. Bu benim işim. Suçsuzum.” dedi.
Mahkeme, Topuz’un tutukluluğunun devamına ve taraflara mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek, duruşmayı 11 Haziran’a erteledi.
Duruşma sonrası, Topuz’un avukatından bilgi alan Başkonsolos Darnell ile maslahatgüzar Hovenier adliyeden ayrıldı.