Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bazı arkadaşlarımız hala bu iç denetçileri Maliyenin ajanları olarak görüyorlar. Bu tabii ki ilginç bir durum. Bunların artık geride kalması lazım dedi.
Bakan Şimşek, İç Denetim Koordinasyon Kurulunun, bakanlıklar, belediyeler ve üniversitelerin iç denetim faaliyetlerine ilişkin raporunun açıklandığı, Rixos Otel’de düzenlenen konferansa katıldı.
Şimşek, burada yaptığı konuşmada, iç denetim standartlarına uygunluk ve etkinliğin değerlendirilmesinin kamu yönetimi açısından kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi.
İç denetim birimlerinin dışarıdan değerlendirilmesinin Türkiye açısından bir ilk olduğuna dikkati çeken Şimşek, süreci başlatan İç Denetim Koordinasyon Kurulu ve üyelerine, programın uygulanmasında hibe desteği sağlayan Dünya Bankasına, dış kalite değerlendirmesi çalışmalarına danışmanlık veren Deloitte firmasına ve iç denetçilere teşekkür etti.
Şimşek, iç denetimin çok önemli, modern ve yeni bir fonksiyon olduğunu kaydederek, “Bu fonksiyonun etkin ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının dışarıdan değerlendirilmesi çok kritik öneme sahip. Dolayısıyla sadece birim yöneticilerini değil aynı zamanda denetim birimlerini yönetenlerin de hesap verebilir olması çok önemli” diye konuştu.
Uluslararası standartlara bakıldığında en az 5 yılda bir iç denetimin dış değerlendirme ve denetime tabi olması gerektiğini ifade eden Şimşek, ABD’de her 3 yılda bir iç denetimin dış değerlendirmeye tabi tutulduğunu, bu ülkedeki sistemde idarelerin de birbirlerini değerlendirebildiklerini vurguladı.
Bakan Şimşek, sistemin gerekliliği ve anlamlılığının son derece açık olduğuna işaret ederek, “İç Denetim Koordinasyon Kurul Başkanımızdan aldığım bilgiye göre, bugüne kadar 18 idaremizin iç denetim faaliyetlerinin dış kalite değerlendirmesine tabi tutulduğunu öğrenmiş bulunuyorum” ifadelerini kullandı.
İç denetim birimlerinin dış değerlendirmeye tabi tutulmasının birçok faydası olduğunu da belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu sistemin birçok faydası var, bunlardan bir tanesi iç denetime olan güveni artırması. Çünkü hala ister istemez bazı idarelerimizde iç denetime yönelik bazı ön yargılar var. Bizim bütün çabalarımıza rağmen bunun devam ettiğini zaman zaman görüyoruz ki ben İç Denetim Koordinasyon Kurulunun bugüne kadar yaptığı bu türden etkinliklerin tamamına katılarak bu tavrımı açık ve net olarak ortaya koydum.
Az önce sohbette İç Denetim Koordinasyon Kurulu üyelerinden bir tanesi, ‘Hala ön yargılar devam ediyor’ dedi. Bazı arkadaşlarımız hala bu iç denetçileri Maliyenin ajanları olarak görüyorlar. Bu tabii ki ilginç bir durum. Bunların artık geride kalması lazım.”
Bu denetim sisteminin yavaş yavaş oturmaya başladığına dikkati çeken Şimşek, iç denetim birimlerinin konumu ve kamu idarelerindeki rolünün artık herkes tarafından benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Şimşek, iç denetimin dış değerlendirmeye tabi tutulmasının sadece iç denetime olan güveni artırmayacağının, aynı zamanda vatandaşa da güven vereceğinin altını çizen Şimşek, “Çünkü sonuçta burada kullandığımız kamu kaynağı, milletin parası gökten zembille inmiyor. Milletten topladığımızı yine milletimiz için kullanırken bunun etkin ve verimli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı hususunu tabii ki iç denetim süreçlerinde değerlendireceğiz” diye konuştu.
Bu sistemin, Sayıştay’ın da “elini güçlendirdiğini” vurgulayan Şimşek, sistemin, eldeki kaynakları etkin ve verimli kullanımının da önünü açtığını söyledi.
Şimşek, şöyle devam etti:
“İdarelerimizde hem iç kontrolün olması hem de iç denetim birimlerimizin bulunması bizim mali disiplin anlayışımızın vazgeçilmez unsurudur. Çünkü bu israfın engellenmesi için son derece önemlidir. Bu kayıp kaçağın azalatılması, kaynakların verimli bir şekilde kullanılması açısından son derece önelidir. Dolayısıyla çok kritik bir role sahipsiniz. Bakanlık olarak 5018 sayılı Kanunun getirdiği bu modern yönetimi ve denetim unsurlarının idarelerimizde güçlü bir şekilde hayata geçirilmesi noktasında biz her türlü desteği verdik, bundan sonra da vereceğiz.”
-“İç denetim birimleri kuruyoruz”-
Sisteme ilişkin yeni düzenleme çalışmalarına da değinen Şimşek, kanunun iç kontrol ve iç denetimine ilişkin maddelerini yeniden ele aldıklarını, özellikle iç kontrol sistemine ilişkin görev, yetki ve sorumluluklara yönelik uygulamayı şekillendirecek bir takım düzenlemeler yaptıklarını vurguladı.
Şimşek, 3 ve üzerinde iç denetçi bulunan idarelerde iç denetim birimleri kurduklarını, iç denetim birimlerinin görevlerini açık bir şekilde belirlediklerini ifade ederek, ”Böylece farklı denetim birimlerinin aynı amaçla denetim faaliyetini yürütmemesini sağlayacağız. İdareler bu konuda gereken basireti gösterirlerse bu zaten olmaz fakat hala bu konuda kafası karışık olanlar var. O nedenle her şeyi kanunla düzenlemek zorunda kalıyoruz. Tabi yine de bunu yapacağız” diye konuştu.
İç denetimin insan kaynağı sorunun çözülmesine yönelik olarak da iç denetim yardımcılığı gibi alternatif bir imkan getirildiğine işaret eden Şimşek, insan kaynakları açığını gidermek üzere Bakanlık olarak 480 iç denetçi kadrosunu ihdas etmek üzere, konuyu Bakanlar Kuruluna gönderdiklerini söyledi.
Bakan Şimşek, yakında söz konusu kararnamenin çıkmasıyla idarelere 480 ilave kadro sağlamış olacaklarını belirterek, şu anda 750 olan iç denetçi sayısının önemli oranda artmış olacağını bildirdi.
Bu konuda bir adım daha öteye gitmeyi düşündüklerini vurgulayan Şimşek, özellikli alanlarla sınırlı olmak üzere iç denetim hizmetlerinin dışarıdan hizmet alımı veya başka idare iç denetçileri eliyle yürütülmesini de öngören bir düzenlemeyi yapmayı planladıklarını kaydetti.
Söz konusu denetimler hususunda kamudaki tüm idarecileri de uyaran Şimşek, herkesten gereken hassasiyeti göstermesini istedi.