Mehmet Şimşek: Hiçbir Alman şirketi hakkında soruşturma yok!
Başbakan Yardımcısı Şimşek, “Türkiye’de faaliyet gösteren hiçbir Alman şirketi hakkında terörizmin finansmanı çerçevesinde yürütülen herhangi bir soruşturma, kovuşturma, araştırma söz konusu değildir.” dedi.
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Türkiye’ye ilişkin kredi notuna yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Şimşek, söz konusu kuruluşun raporunun detaylarında Türkiye’ye yönelik olumlu değerlendirmelerin bulunduğuna işaret ederek, reyting kuruluşlarının ülkelere yönelik not düşürürken hızlı, notu yükseltirken biraz daha yavaş davrandıklarını ifade etti.
“Doğrusu karar bizim için sürpriz olmadı.” diyen Şimşek, şunları kaydetti:
“Fakat reyting kuruluşları arasında Fitch bugüne kadar nispeten daha yapıcı bir çerçeve çizdi. Nitekim notuna da bakarsanız, Moody’s ve Standard and Poors’a göre bir kademe daha yukarıda. Raporun içeriği de makul. Olumlu birçok değerlendirme de var. Türkiye’nin kırılganlıkları da ön plana çıkartılmış durumda. Zaten notta herhangi bir değişikliğe gidilmedi. Önümüzdeki dönemde inşallah daha güçlü performansta yapacağımız reformlarla ikna edeceğiz. İnşallah notumuz tekrar yükseliş trendine girer.”
“Bu gerginlik, iki ülke açısından talihsiz bir durum”
Mehmet Şimşek, “Türkiye’de faaliyet gösteren Alman şirketlere terör örgütüne yardım ettikleri gerekçesiyle soruşturma açıldığı iddiaları sonrası Almanya ile ekonomik ilişkilerin olumsuz yönde etkilenip etkilenmeyeceği” yönündeki soruya karşılık şu yanıtı verdi:
“Bu gerginlik, iki ülke açısından talihsiz bir durum çünkü Almanya bizim için en büyük ticaret ortağımız, Almanya aynı zamanda Avrupa’nın da lideri. Dolayısıyla finansman, ticaret, turizm, yatırım bağlamında ki bunlar ekonomi açısından çok kritik kanallardır, bütün bu bileşenler üzerinden baktığımız zaman Almanya bizim için en önemli ortak, en önemli ticari partner. Mümkün olduğunca zaman zaman değişik ülkelerle yaşadığımız siyasi gerginliklerin, ekonomiye, ticarete, karşılıklı yatırımlara yansımalarını minimize etmek için çaba içindeyiz. Rusya ile çok önemli bir kriz yaşamıştık. Rusya o dönemde Türkiye ve şirketlerimiz aleyhine çok dramatik kararlar almıştı. Biz sakin bir şekilde ‘Bu gelip geçici bir dönemdir. Biz daha rasyonel bir tepki vereceğiz’ dedik ve nitekim hızlı bir şekilde tekrar iyileşme patikasına oturdu. İsrail ile biz önemli bir kriz yaşadık, yine mümkün olduğunca ticaret ve ekonomiye etkilerine sınırlı tuttuk. Şimdi Almanya bu açıdan hakikaten önemli. Tabii ki bir iletişim kazası yaşanmış, bir liste gönderilmiş. Böyle bir liste var. Bu son derece yanlış. Biz şimdi bu listeyi geri çektik. Hiçbir Alman şirketi hakkında bugün itibarıyla terörizmin finansmanı çerçevesinde yürütülen herhangi bir soruşturma, kovuşturma, araştırma söz konusu değildir. Bunu hepimiz açıkladık.”
“Almanya’nın Türkiye’nin hassas olduğu bölücü terör örgütü ve Fetullahçı Terör Örgütü konusunda daha hassas, müttefik ve ortağa yakışır şekilde davranmasını beklemek bizim hakkımız.” ifadelerini kullanan Şimşek, Türkiye’nin bu hususları haklı olarak Almanya gündemine sürekli götürdüğünü, bunların konuşulup tartışıldığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, doğrudan yatırımı bulunan 6 bin 800’ün üzerinde Alman firmasının Türkiye’de faaliyet gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Diğer ülkelerdeki yatırımcılar gibi değil. Almanya, özellikle sanayiye yatırım yapmış. En büyük ihracatçı şirketlerin bazıları Alman şirketleri, Mercedes, Bosch, Siemens gibi. Bunlar bizim şirketlerimiz aslında. Alman olduğu kadar Türk şirketi. Türkler çalışıyorlar, Türkiye’den ihracat yapıyor, Türkiye’de katma değer üretiyorlar. Onun için bunu net olarak Alman muhataplarımıza da bildirdik. Aramızda siyasi fikir ayrılıkları, haklı olduğumuz konular var ama ona rağmen bu işin ticarete, yatırımlara yansımasını arzulamayız.”
Hazinenin borç limiti
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek, Hazinenin borç limitine ilişkin, “Bütçe açığı ve ekonomiyi desteklemek için aldığımız birtakım tedbirlerin etkisiyle bu sene muhtemelen Bütçe Kanunu’nda öngördüğümüzden daha fazla borçlanacağız. Bugün itibarıyla net olarak borçlanma limiti içinde kalamayacağımız görünüyor.” dedi.
“Faizleri düşürmek için tasarruf etmek lazım”
Şimşek, faizlerde indirimin söz konusu olup olmadığına yönelik bir soru üzerine de Merkez Bankasının kredibilitesinin çok önemli olduğuna inandığını, bankanın fiyat istikrarı ve makro finansal istikrar çerçevesindeki görevini çok önemsediğini söyledi.
Türkiye’nin hızlı büyüdüğünü, dolayısıyla fon talebinin yüksek olduğunu belirten Şimşek, şunları söyledi:
“Fon talebimiz yüksek ama fon arzımız yani bizim tasarruf oranlarımız ihtiyaca oranla nispeten zayıf, düşük kalıyor. Biz teşhisimizi doğru yapacağız. Türkiye’de faizler hakikaten yüksek ama bunu düşürmek için bizim daha çok tasarruf etmemiz, tasarruflarımızı doğru yere yönlendirmemiz lazım.” diye konuştu.
‘BES’te otomatik katılım arzuladığımız şekilde gitmiyor’
Otomatik katılımlı bireysel emeklilik sisteminin (BES’te otomatik katılım) arzuladıkları şekilde gitmediğini belirten şimşek, “Cayma oranı beklentilerimizin çok üstünde. Bu konuda oturup tekrar dünya uygulamalarına bakıp bir iyileştirmeye gidebiliriz. Belki bir miktar ince ayar gerekebilir.” dedi.