Mehmet Ağar hapis yatacak mı?
Mehmet Ağar ‘a Yargıtay’dan kötü haber… Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 yıl hapis cezası verilen İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar’ın cezasının onanmasını istedi.
Yargıtay kararı onarsa Mehmet Ağar 2 yıl hapis yatacak.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Susurluk’ta 3 Kasım 1996’da “siyaset, mafya, polis” ilişkilerinin gün yüzüne çıktığı kazanın ardından açılan “Susurluk Davası’nın” son sanığı olan ve milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle ancak 16 yıl aradan sonra yargılanabilen dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlarından 5 yıl hapse mahkum etti. Mahkeme, Ağar hakkındaki kararını verirken, Susurluk sanıklarının işledikleri cinayetler, yağma, yol kesme, adam kaldırma, meskun mahallerde silahla dolaşma gibi eylemlerin tamamını “örgüt kurmak ve yönetmek” suçu kapsamında değerlendirdi. Ağar’ın avukatları karara itiraz edince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Ağar’ın dosyasıyla ilgili incelemesini tamamlayarak tebliğnamesini hazırladı. ANKA’nın edindiği bilgiye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Ağar’ın 5 yıllık hapis cezasının onanmasını istedi.
Ağar’ın dosyası önümüzdeki günlerde Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından incelenecek. Daire, Başsavcılığın tebliğnamesine uyarsa Ağar’ın 5 yıllık hapis cezası kesinlik kazanacak. Ağar, Yargıtay’ın kararı onaması halinde 2 yıl cezaevinde kalacak.
Davanın geçmişi
İstanbul DGM Başsavcılığı, 9 Şubat 1998 tarihli iddianamesi ile Mehmet Ağar hakkında, “cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak, görevi kötüye kullanmak” suçlarından dava açtı.
İstanbul 6 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ağar’ın, suç tarihinde Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı, Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürürken ‘vali’ statüsünün de bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Yargıtay ise bu konudaki kararın Danıştay tarafından verilmesi gerektiğine hükmetti. Danıştay 1. Daire ise 2007’deki seçimlerde milletvekili seçilemeyen Ağar’ın yargılanmasına karar verdi. 2008 yılında kesinleşen karar, Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme de teşekkül oluşturmak suçunun silahlı olması nedeniyle görevsizlik kararı vererek, dosyayı bu suça bakmakla görevli özel yetkili Ankara 11. Ağır Mahkemesi’ne gönderdi. Böylece Ağar’ın yargılanmasına başlandı. Yargılama sonucunda mahkeme, Ağar’ı, lehine olan 765 sayılı eski TCK’nın 313/2-3. maddelerinde yer verilen “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçundan 4 yıl hapis cezasına mahkum etti, cezayı, silahlı teşekkülün yöneticisi olduğu gerekçesiyle TCK’nın 313/4. maddesine göre, yarı oranında artırarak, 6 yıl hapis cezasına hükmetti. Ağar’ın, duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları ile sabıkasız oluşunu dikkate alarak, bu cezayı altıda bir oranında indiren mahkeme, sonuç olarak Ağar’ı 5 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Mehmet Ağar: “Tayyip Bey, Kürt sorununun çözümü için devletin son şansı”
Kürt sorununun sert politikalar ve yıldırmalarla çözülmek istendiği dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü yapan ve süreci destekleyen Mehmet Ağar, siyaset yaparken ve genel başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ise ‘barışçıl çözüm’den yana tavır takınmıştı.
2006’nın sonlarına doğru, “dağdaki teröristleri düz ovada siyaset yapmaya davet ederek” uzun bir süre gündemi belirleyen Mehmet Ağar ardından aldığı siyasi yenilgiyle sahneden çekilmişti.
12 Haziran seçimlerinde kendi seçim bölgesi olan Elazığ’da açık açık AK Parti’yi destekleyen Mehme Ağar şimdilerde ise Başbakan Erdoğan’ı Kürt sorunun çözümü için son şans olarak görüyor.
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, DP eski Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın Kürt sorununun çözümüne ilişkin tespitlerini aktardı.
Ağar’ın çarpıcı tespitleri şöyle: “Tayyip Bey, Kürt sorununun çözümü için devletin son şansı. Bölgede çok seviliyor. Kişilik ve kimlik özellikleri nedeniyle bölge halkı çok güveniyor, samimi buluyor. Bir şey daha var. Batıdaki Kürtler. İstanbul, Ankara, Antalya gibi büyük şehirlerde veya batıdaki küçük illerde ve ilçelerde yaşayan Kürtler arasında çok popüler. O kesim zaten mutlak entegrasyondan yana. Devlet, elindeki bu son kozu iyi kullanmalı. Bütün gücüyle Kürt sorununa çözüm arayışında Başbakan’ın yanında yer almalı. Bu, her türlü siyasi pozisyondan daha önemlidir. Memleketin bekasıyla ilgilidir.”
Güneydoğu illerini kapsayan bir geziye çıkan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ilk durağı Diyarbakır’da, Türkiye’nin bölünme korkusundan vazgeçmesi gerektiğini belirterek, “Yukarıda elde silahla mı dolaşsın, ovada siyaset mi yapsın? Ama etnik ayrıma dayalı siyaset yapılamaz” dedi ve dağda dolaşanlar için gerekirse af da çıkarılabileceğini söyledi.
Diyarbakır’da bir kahvehanede vatandaşlar ve gazetecilerle sohbet eden Ağar, şu noktalar üzerinde durdu:
Türkiye kendi meselesini dışarıya havale edemez, ederse ayağı çürük olur. Bu mesele ABD’ye de Irak’a da havale edilemez. Onların yardımı olacaksa bile inisiyatif bizde olmalı. Türkiye bölünme korkusundan kurtulmalı. Buradan çok Diyarbakırlı İstanbul’da oturuyor. Kimse İstanbul’u bırakıp ayrılmak istemiyor. Ha bölmek isteyen yok mu; var ama onlar toplumun önünde değil.
Bugün dağda çocuklar varsa, yolunu bulup indireceksin. Hükümetin bir projesi varsa desteğe hazırız. Bir görelim projelerini. Bir daha silah patlamamasını sağlamak lazım. Bu süreç yürütülmeli. Devlet husumet yeri olamaz, kendi insanına husumet duyamaz. Her devletin geçmişinde vatandaşını affetmek vardır. (Af mı diyorsunuz, sorusu üzerine) Gerekirse af da. Ama hükümeti görelim, ne önerecek. Ha yukarıda silahla mı dolaşsın, ovada siyaset mi yapsın. Ama etnik ayrıma dayalı siyaset yapılamaz. İlke müşterek vatan, bölünmez bütünlüktür.
Ağar, partililerin katıldığı iftar yemeğinde yaptığı konuşmada ise uzun yıllar Diyarbakır ve bölgedeki diğer illerde yaşadığını anlatan Ağar, bu nedenle kendi üzerine düşen görevin herkesten daha ağır olduğunu söyledi. (Hürriyet)