Kemal Kılıçdaroğlu “Yüzyılın Projesi”ni açıkladı: Merkez Türkiye
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin iktidar olması halinde uygulamaya sokacağı ‘yüzyılın projesi’ni açıkladı. Merkez Türkiye Projesi adı verilen projeyle 2 milyon 200 bin kişiye iş imkanı öngörülüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, projeyle ilgili şunları söyledi:
“Yaklaşık bir ay önce 19 Nisan’da yaşanacak bir Türkiye sözü ile sizlerin karşısına çıktım. 4 ayaklı bir seçim bildirgesi vizyonu vardı. Birinci ayağında birinci sınıf demokrasiyi öngörüyorduk. Demokrasi ile hukukun üstünlüğü ile başladık sözlerimize. ”Biz iktidar olduğumuzda birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz” dedik.
İkinci ayağı rekabetçi ve yarışmacı bir ekonomi. Sözü dinlenen, üreten güçlü bir Türkiye. Ülkenin gücü ekonomiden kaynaklanıyor. O nedenle üreten Türkiye olsun dedik. YÖK’ün kaldırılması gerekiyor dememizin temel nedeni de bu.
Stratejimizin üçüncü ayağında ürettiğini hakça bölüşen bir toplum olmalıydık. Güçlü bir sosyal devleti kuracağız. Emekliliklere bayramlarda ikramiye verilmesi, asgari ücretin yükseltilmesi. Dördüncü ayağımız da bütün bunları sürdürülebilir bir hale getirmemiz gerekiyordu. Bu çerçevede sizlere projelerimizi sunmuştuk. Ülkemizin rekabetçi gücünü arttırmamız gerekiyor.
Merkez Türkiye adı verilen proje için 6 dakikalık tanıtım filmi de gösterildi. Tanıtım videosunda şu bilgilere yer verildi:
Dünyada ticaret yollarını birbirine bağlamayı amaçlayan üç proje var. Merkez Türkiye dördüncüsü olacak. Türkiye’yi içine düştüğü orta gelir tuzağından kurtaracak. Sadece yolları birbirine bağlamıyoruz; ülkeleri, kültürleri yaşamları birbirine bağlıyoruz. Bürokrasi sıfırlanacak, 2020’de faaliyete geçecek ve büyüyecek 2035 yılına gelindiğinde tamamlanacak. Yeni bir şehir, küresel bir proje. Akdeniz ve Karadeniz limanları üzerinden dünyaya bağlanan bir merkez. 3 milyon nüfuslu yaşanacak bir cazibe merkezi olacak. Otoyol ve demiryolu ağlarının tam ortasında yer alan bir şehir. AR-GE, tekno park şehri. Bölgenin en fazla yeşil alana sahip şehri olacak. 1 milyon 633 bin kişiye çevresine ile 2 milyon 200 bin kişiye istihdam yaratacak. 2035’de 100 milyar dolar katma değer yaratacak. 2035 yılında Türkiye insani gelişmişlikte dünyanın ilk 20 ülkesi arasına girecek. İşsizlik yüzde 5’in altına inecek büyüme hızı ortalama yüzde 6 olacak. Tüm yakın coğrafyaya barış mutluluk ve refah gelecek.
Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
Bu projeye yüzyılın projesi dememizin anlamı bu. Eğer biz gücümüzü kullanırsak coğrafyanın bize verdiği avantajları kullanırsak Türkiye bölgenin ve dünyanın önemli bir ülkesi olacaktır. Sadece ve sadece ekonomik büyüme projesi değil, barışın da projesi. Kültürler, kentler hepsi entegre olacak.
Bu projeyi neden hazırladık? Küresel ekonomide gelişen ve yükselen ekonomiler var. Toplum küresel ekonomide çok daha fazla pay aldığını biliyoruz. 1990 yılında gelişen ve yükselen ekonomilerin küresel gelirden aldıkları pay yüzde 30 ticaretten ise yüzde 23. Bugün aynı ekonomiden küresel gelirden yüzde 57, küresel ticaretten yüzde 42 pay alıyorlar. Türkiye bütün avantajlarına rağmen bu başarıyı yakalayamıyor. Bu proje ile biz bu başarıyı yakalamak istiyoruz. Bu bizim öngördüğümü yeniden bulduğumuz bir proje değil. Üç dev proje hayata geçmek üzere.
Biz küresel dördüncü projeyi Türkiye’de hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu proje ile biz 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 58 ülkeye ulaşıyoruz. 1,5 milyar nüfusa ulaşıyoruz. Hiçbir ülkeye nasip olmayacak bir avantaj. Devasa bir ekonominin güçlü bir parçası olmak istiyoruz .
Demir, kara, hava ve deniz yolu ile küresel sisteme Türkiye entegre olacaktır. Sadece bir lojistik merkezi yapmıyoruz biz. Mükemmel alt yapısı ile bir Anadolu’da mega kent oluşturuyoruz. Buradan ürünler dünyaya ulaşacak. O nedenle 21. yüzyılın projesi ve Merkez Türkiye Projesi dedik. Bu proje bölgemize ne kazandıracak? Bölgemize barışı, zenginleşmeyi getirecek. Bölgeyi kendi içinde entegre edecek. Şangay’dan yüklenen mal Bakü’ye gidecekse 55 gün geçiyor. Bu proje hayata geçtiğinde o mal 15 gün içinde Bakü’de olacak. Maliyetlerde yüzde 15-20’lik avantaj sağlanacak.
Projenin yapımı ne kadar sürecek? Projeyi gerçekleştirirken pek çok fondan yararlanacağız. İşe demir yollarını yeniden ele alarak düzeltme ile başlayacağız. Samsun ve Trabzon’u mega kent ile buluşturacağız. Mersin ve İskenderun’u mega kent ile buluşturacağız. Ulaştırma, iletişim, enerji alt yapısını yeniden düzenleyerek işe başlayacağız.
Mega kent’in yönetimi nasıl olacak? Özel bir yasa ile kurulacak. Bürokrasinin sıfıra indiği özel bir yasa ile. Vali atanacak, yönetimi sivil toplum örgütlerinden oluşacak. Aynı zamanda bilim üssü olacak. Yönetimde Odalar Borsalar Birliği, Nakliyeciler Derneği, Turizm Yatırımcıları Derneği gibi pek çok kuruluş burada görev alacak.
Maliyeti ne olacak? 200 milyar dolar olacak 20 yılda tamamlanacak. 40 milyar dolarını kamu, 160 milyar doları özel sektör tarafından gerçekleşecek. Dünyanın bütün önemli kuruluşları mega kentte yer almak için yarışacak.
Bu proje tamamlandığında ekonomiye 147 milyar dolarlık katma değer yaratacak. Dünyanın bütün yollarını birbirine bağlayan görkemli projelerden bir tanesi. Bu proje sadece Türkiye’ye kazandırmayacak dünyaya kazandıracak. 2 milyon 200 bin kişiye iş imkanı sağlayacak.
Mega kent Anadolu’da kurulacak. Sadece ticaret ve üretim merkezi mi olacak. Hayır. Kültür, sanat ve fuarlar merkezi olacak. Buradan çıkacak her şey bütün dünya tarafından konuşulsun istiyoruz. Kendi güneş enerjisini kullanacak. Akıllı bir kent yapacağız.
Neden 2035? 2035’in Türkiye için çok önemli bir anlamı var. Genç nüfusumuzun olduğunu söyledik. Yaşlı nüfus az, genç nüfus fazla. Bunu da üstünlük olarak kabul ediyoruz. 2035 tarihinde Türkiye yaşlı nüfusu fazla olan ülkeler sınıfına girecek. O yüzden önümüzdeki yolları çok iyi kullanmamız gerekiyor. Bu avantajı kullanamazsak Türkiye kan kaybeder.
Kurulan mega kent diğer kentlerin rakibi mi olacak? Tam tersi… Bu kentin Anadolu’nun bütün kentlerine büyük katkıları olacak. Türkiye’nin en temel sorunu orta gelir tuzağından çıkmak. Sadece orta gelir tuzağı değil, bizim aynı zamanda orta teknoloji tuzağından da çıkmamız gerekiyor. Bu merkez iki alanda da bize güç verecek.
Kişi başı gelir 33 bin dolara çıkacak. Kent için özel yasa çıkacak. Bunun temel nedeni burayı bir dünya markası haline getirmektir. Bu kent için özel teşvikler getireceğiz. Sesi olan ürünleri ile dünyaya ses veren bir kent haline getireceğiz. Anadolu ses verecek.
Kamuoyu böyle bir projeyi beklemiyordu. Ama Türkiye’nin ve dünyanın buna ihtiyacı var. Denizi olmayan ülkeler için Türkiye’yi küresel liman haline dönüştürüyoruz. Ürünlerini getirecekler, burada imal edecekler, burada paketleyecekler. 21 trilyon gelire buradan ulaşacaklar. Bölgesel dengesizlikleri de gidermiş olacağız. Nasıl biz asgari ücreti 1500 lira yapacağız diyorsak, Bakü’ye Çinlilerin 15 günde mallarını satmalarına imkan sağlayacağız. Güney Amerika’nın ürünlerinin daha düşük maliyetle Orta Asya’ya gitmesini sağlayacağız.
Her yıl 15 bin üniversite mezununu yurt dışına doktora yapmaya göndereceğiz. 50 bin doktora yapmış insanımızın çalışması demektir. Türkiye bugüne kadar bu kadar süre içinde 50 bin kişi yetiştirmedi. Bu proje diğer bütün projelerle bütünlük içinde. Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bu projeyi hazırlarken uzmanlarla tartıştık. Büyüme hızından tutun, kişi başı gelire kadar, hangi demir, kara yollarını bu kenti getireceğimize kadar. Özel yasa çıkartıncaya kadar her şeyi düşündük. Anadolu ve Trakya’yı öksüz bırakamayız.
Biz bunu yapmaya kararlıyız ama yetkiyi bize millet verecek. Ya büyüyeceğiz ya bu treni kaçıracağız. Bu güzel ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmemeli. İç kavgalarımızdan uzak olmalıyız. Yüzyılın projesini hep beraber hayata geçirelim.”