CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ortadoğu’da geleceğin henüz yazılmadığını, onu demokratik değerlerle yazmanın ise kendilerine düştüğünü söyledi.
“Akrabalarımızın içişlerine saygımız sonsuz” diyen Kılıçdaroğlu, dışardan veya doğrudan müdahele etmenin doğru olmadığını belirtti. Tunus ve Mısır’da başlayan demokratik dönüşüm hareketlerine dışardan doğrudan ve dolaylı müdahele etmek yerine bu ülkeler için özgürlükleri ve demokrasiyi daha sesli olarak dile getirmek gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bu konuda atılacak her adıma akrabalarımıza destek vermemiz gerekiyor. İslamiyet bir barış dinidir, topluma huzuru getiren dindir, terörü reddeden bir dindir.” dedi.
Ortadoğu-Arap gazetecilerinin temsilcileriyle CHP Genel Merkezi’nde kahvaltıda bir araya gelen Kılıçdaroğlu, dil farklı olsa da kültürlerin bir olduğunu ifade etti. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile yüzyıllarca aynı çatı altında yaşadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Aynı ninilerle büyüdük, aynı şarkılarla sevindik, birlikte aşık olduk. Çanakkale Yemen’de birlikte düşmana karşı direndik, birlikte şehit olduk.” diye konuştu.
“Tarih bizi zamanla ayırsa da, sınırlar bizi ayırsa da kalplerimiz hep bir oldu.” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “21. yüzyıl akrabalarımızı tekrar hatırlama ve tekrar kavuşma zamanıdır. Tunus, Mısır ve diğer bölge ülkelerde meydana gelen demokratik dönüşüm hareketlerini, Arap halklarının yakın akrabası olarak izliyoruz, onlarla üzülüyoruz, onlarla seviniyoruz. Akrabalarımızın içişlerine saygımız sonsuzdur. Onlara dışardan veya doğrudan müdahele etmek doğru değildir. Biz akrabalarımızın evlerine misafir oluyoruz, ev sahibi gibi davranmayız. Ancak özgürlüğün ve demokrasinin olmadığı yerde güvenlik ve istikrar huzur ve mutluluk sorunlarının her zaman yaşanacağı da bir gerçek. Tunus ve Mısır’da başlayan demokratik dönüşüm hareketlerine dışardan doğrudan ve dolaylı müdahale etmek yerine bu ülkeler için özgürlükleri ve demokrasiyi daha sesli olarak dile getirmemiz gerekiyor. Bu konuda atılacak her adıma, akrabalarımıza destek vermemiz gerekiyor. İslamiyet bir barış dinidir, topluma huzuru getiren dindir, terörü reddeden bir dindir. Yoksulu düşünen, yoksulu ezdirmeyen bir dindir. Gerçek İslamiyet ile demokrasi çatışmaz örtüşür. Daha sağlıklı daha adil bir Ortadoğu akrabalarımızla yeniden kucaklaşmalıyız. birbirimizle dayanaşacağımız yeni ve demokratik bir gelecek yaratmalıyız.”
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki ülkelerle olan ilişkilerde yeni stratejilere ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, üst düzey siyasetçilerin birbirleriyle kucaklaşması, dış ticaret hacminin artmasının ilk adımları olarak olumlu olduğunu ifade etti. Ancak bunun yeterli olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ortadoğu aydınları gençleriyle kucaklaşmalıyız. Arap aydını, Arap sivil toplum kuruluşları, Arap medyasını, Arap kamuoyunu ihmal etmemeliyiz. Akrabalarımızla aramızda yeni ve gerçekçi politikalara gereksinim vardır. Halkların kardeşliği Kuzey Afrika ve Ortadoğu politikalarına ve hukuk sistemlerine de yansımasının zamanı gelmiştir. Ortadoğu aydınlarını kapsayan derin ve kalıcı bir işbirliğine ihtiyaç vardır. Radikallerin ve silahların dışındaki seslerinde dinlenmesine zamanı gelmiştir. Daha iyi daha demokrat bir gelecek istiyorsak olaylarının akışını değiştirmeye çalışmalıyız. Kardeş halklarının huzurlu ve refah içinde yaşamasını yardımcı olmalıyız.” diye konuştu.
Önyargıların tarihe gömülmesini isteyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Öteki olanı anlamaya çalışmak, farklılıkları kabul etmek medeniyettir. Ortadoğu da gelecek henüz yazılmamıştır. Onu demokratik değerlerle yazmak, bizlere düşüyor. Daha önceki ilişkilerimizi, farklılıklar üzerine inşa ettik ama artık ortaklıklar üzerine inşa edelim. Aydınlar bir arada olduğu zaman barış kökleşir, daha sıkı bağlarla bir araya gelmemiz sağlar. Doğu Akdeniz’de bir işbirliği platformu kuralım. Bu bölgede birlikte iş yapmak için bir teşkilat kurup, sistemli şekilde işbirliği başlatıp projeler üretelim. Bölgede sistematik bir hareket gerçekleştirelim. Ortadoğu evi kuralım. Aydınlar, akademisyenler, yazarlar, şairler ve ressamlar arasında diyalog sağlayacak bir kurum oluşturalım. Bir Suriyeli, bir Tunuslu tarihçiyle Türkiye’den bir tarihçi aynı sofrada yemek yesin. Yanına Lübnan’dan, Yemen’den, Mısır’dan bir tarihçi gelsin. Önemli olan aynı fikirde olmak değil, aynı duyguları paylaşmaktır. Yani iletişim içinde olmaktır.”
Türkiye’nin hem Akdeniz hem Balkan hem de bir Ortadoğu ülkesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu bölgelerle tarihten gelen bağların olduğunu söyledi. Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini karşılıklı çıkarlar, dostluk ve kalıcı barış anlayışıyla geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “CHP, başta komşularımız olmak üzere bütün Ortadoğu ve İslam ülkeleriyle kalıcı dostluk ilişkileri kurulmasından ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinden yanadır. Ancak, CHP yönetiminde bu ilişkilerin Türkiye’nin laik devlet yapısına saygı gösterilmesi ve topraklarında terör örgütlerinin yerleşmesine izin verilmemesi gibi konularda gösterilecek ortak duyarlılıkla gelişebileceği de bilinmelidir. CHP, İsrail-Filistin sorununa Birleşmiş Milletler kararı çerçevesinde kalıcı çözüm bulunması için bütün ilgili taraflarla yoğun girişimler içinde olunmasını benimsemiştir. CHP Ortadoğu’da barış ve istikrarın sağlanması için ulus-devlet anlayışının güçlendirilmesi ve laik, demokratik, çağdaş devlet anlayışının desteklenmesi gerektiğine inanır. Bölgede barış ve istikrarı sağlamanın en etkili yollarından biri demokrasiyi yaygınlaştırmaktır. Türkiye’nin gerçek bir demokrasiyi gerçekleştirmesi, laikliğin Anayasanın en temel ilkelerinden biri haline getirilmesiyle mümkün olmuştur. Gelin Ortadoğu’nun geleceğini sevgiyle ve demokrasiyle birlikte oluşturalım.”