Kemal Kılıçdaroğlu: Kurultay toplamak suç mu? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin kurultaylar partisi olduğu yönündeki eleştirilere yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, eleştirilere ”Kurultay toplamak suç mu ayıp mı- Kurultay toplamasak yanlış, haksızlık yapmış oluruz. AKP’nin yaptığı gibi, onların üzerinde baskı kurmak, enselerinde boza pişirmek, niye kurultayı topluyorsun diye hakaret etmek; böyle hakkımız da yetkimiz de yok” diye yanıt verdi.
CHP’nin 26 Şubatta yapacağı olağanüstü tüzük kurultayına ilişkin sorular üzerine Kılıçdaroğlu, diğer tüm siyasi partilere örnek, demokratik bir tüzüklerinin olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun, kurultayda delegelerin oylarına sunulacağını ifade ederek, ”Bu ülkeye demokrasiyi getiren bir parti olarak, tüzük konusunda diğer siyasal partilere örnek olacağız” dedi.
Kılıçdaroğlu, ”1 Marta ikinci kurultayın yapılmayacağına” ilişkin yorumların hatırlatılmasına, ”Büyük olasılıkla…Çünkü 1 Martta, maddelerde öngörülen değişiklikler de 26 Şubat tarihli kurultayımızda ele alınacak” karşılığını verdi.
Kurultay için 362 imzayı toplayanların, ikinci kurultayda ısrarcı olması halinde tutumunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ”Olursa toplanırlar. Bir engel yok ki. Biz insanlara niye toplanıyorsunuz diye sormadık ki. İmza verdiklerinde de aynı şeyi söyledik; ‘Tüzüğün verdiği bir haktır, hakkı kullanıyorlar’ dedik” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 362 imzadan sonra kurultay çağrısı yapmasına ilişkin eleştirileri, ”Tüzük kurultayını yapacaktık. Tüzük kurultayı için hazırlıklarımız vardı, taslağı hazırlanmıştı, intranete konmuştu, tartışma yapılıyordu. Ama 362 imza toplanıp, hemen yapalım dendiği için 9-10 maddede bir değişiklik değil, daha kapsamlı değişikliğe ihtiyaç var, demokratik tüzük açısından. Tüzüğe göre bizim o gündem üzerinde oynama, gündemi değiştirme hakkımız da yok. O nedenle biz daha geniş kapsamlı, farklı bir kurultay toplamak durumunda kaldık” diye yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayda, delegelere, daha demokratik bir tüzük vaat ettiğini dile getirdi.
”3 günde 2 kurultay”, ”CHP, kurultaylar partisi” eleştirilerinin hatırlatılmasına karşılık Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
”Kurultay yapmak ne zamandan beri hukuka aykırı bir olay oldu- Aslında demokrasi varsa, kurultaylar olacaktır. Hem kurultayı yapmayacaksınız, sonra ‘ben demokratım’ diyeceksiniz. Bu olmaz. Demokrasiyi getiren bir parti olarak, kurultayı engellediğimiz zaman doğru bir şey yapmış olur muyuz- Demokrasiye karşı çıkmış oluruz.”
Yazar Paul Auster’in açıklamalarıyla başlayan tartışmaların anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Auster’den kendisine cevap geldiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Auster’in işlerinin yoğun olduğunu, kendisinin davetini değerlendireceğini yazdığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ”(Paul Auster CHP’nin davetine icabet eder de buraya gelirse, lütfen Türkiye’den sonra birlikte İsrail’e gitsinler” açıklamasına şöyle karşılık verdi:
”Sayın Başbakan’ın Paul Auster ile ilgili yeterli bilgisi yok. Onun siyasal görüşleri ve demokratik duruşu hakkında da yeterli bilgisi olduğunu sanmıyorum. Sadece onun etnik kimliğinden yola çıkarak, beni İsrail’e davet ediyor, İsrail’e gitmemi istiyor. Malatya Kürecik’e radar, İsrail kalkanını kuran, Başbakan’ın kendisidir. Önce bunun hesabını versin. Perde önünde İsrail ile kavga ediyormuş gibi görünüp, perde arkasında İsrail’i korumak için Kürecik’e füze kalkanı kuran Recep Tayyip Erdoğan’dır. Halkı kandırmasın.”
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın, ”Bırakın Türkiye’yi, CHP bile böyle bir genel başkanı hak etmiyor” açıklamaları üzerine ise ”Acaba Türkiye, onun gibi bir başbakanı hak ediyor mu-” sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın, Suriye için demokrasi ve özgürlük derken, ”Ben anamuhalefet partisi Genel Başkanı’nı izletiyorum, telefonlarını dinletiyorum” ifadesini kullandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bunu söylerken, acaba kulakları duyuyor mu- Bunların ne anlama geldiğini biliyor mu- Bu ülkeye yakışan bir Başbakan mı- Bu ülkeye yakışmadığını herkes biliyor. Artık dünyanın her tarafından Başbakan’a yönelik eleştiriler geliyor. Demokrasi, özgürlükler, anayasa, ülkenin yönetimi, yargı açısından bu eleştiriler geliyor. Başbakan’ın, dönüp kendisine bakması lazım. ‘Benim bu insanlarla bir alıp veremediğim yok, neden bu insanlar beni eleştiriyor’ demesi lazım. Bunu görmeden, onun kafasında tek şey var: Acaba ben Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı’nı nasıl sustururum. Hiç meraklanmasın, ben susmayacağım. İstediği kadar baskı yapsın. Resmi diktatörlüğünü ilan etmek için önünde tek engel var; CHP.”