
Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürülen ses kaydı gündemdeki yerini korurken günün en çarpıcı yazılarından biri Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Y. Yılmaz’dan geldi.
Mehmet Y. Yılmaz’ın “Nasıl inanacağız bunca yalandan sonra” başlıklı yazısının ses kaydı ile ilgili bölümü şöyle;
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu arasında geçen telefon konuşmalarının “montaj” olduğu söylendi.
Bu konudaki samimi görüşüm şudur: İnşallah bu telefon konuşması kayıtları gerçekten de montaj olsun.
Bir Başbakan’ın bu tür ilişkiler içinde olduğunun ortaya çıkması, aynı zamanda inandığım birçok şeyin çökmesi anlamına geliyor çünkü.
O düzeydeki siyasetçilerin böyle ilişkiler içinde olmalarına peşin hüküm olarak inanmam, inanmak istemem.
Ama gerçek hayat, inançlarımın saflık olabileceğini de düşündürüyor bana.
Geçmişte söylediği sözler yüzünden artık kimsenin inanmadığı çobanın öyküsünü hatırlıyorum.
“Kabataş’ta başörtülü bacımı dövdüler, elimizde görüntüleri var” dedi. Ortada bir şey yok. Kadının söylediklerinin yalan olduğu ortaya çıktı, ama Başbakan hâlâ aynı yalanı meydanlarda haykırıp duruyor.
“Camide içki içtiler, elimizde görüntüleri var” dedi. Böyle bir görüntüyü hâlâ gösterebilmiş değil, bunun doğru olmadığını söyleyen imamın başına gelmeyen de kalmadı. Ama hâlâ aynı yalanda ısrar ediyor.
Uludere’de bir istihbarat hatası sonucunda insanlar bombalandı, öldürüldü. “Yaşananların aydınlanması için tüm imkânlarımızı kullanıyoruz” dedi, olayın üzeri örtüldü, hiçbir şey aydınlatılmış değil.
KPSS sorularını çalan çetenin yakalanması için en güvendiği adam olan MİT Müsteşarı’na talimat verdiğini söyledi, ortada hâlâ hiçbir şey yok.
Urla’daki “fışkıyeli” villalar için “30 yıldır var” dedi, daha geçen yıl bile villaların orada olmadığı ortaya çıktı.
Şimdi de diyor ki “o telefon konuşması montaj”.
İyi de nasıl inanalım, bunca yalandan sonra?”