22 Eylül’de Kuruçeşme Arena’da muhteşem bir konser veren ve şarkı aralarında hükümeti sert sözlerle eleştiren İlhan İrem, OdaTV’deki yazısında Başbakan Erdoğan ve AKP’yi yine eleştirdi.

İlhan İrem’in Oda TV’deki “Ruhlarımızı Asla” başlıklı yazısı;

Ülkeyi tapulu malın zannettiğin için, dağları, denizleri, ormanları, madenleri, bütün ulusal değerleri, anılarımızı, umutlarımızı, uykularımızı, birlikteliğimizi, özgürlüğümüzü, her şeyi, her şeyi aldın.

Kendini gök kubbenin kaçıncı katında görüyorsun acaba?

“Madem ki arkamda bu kadar büyük bir destek var, herkes bana tapıyor, öyleyse her şeyi yapmaya hakkım var.” Böyle mi düşünüyorsun?

Görünen o ki, öyle…

Memleketi böyle fütursuzca yağma Hasan’ın böreği haline getirmenin başka bir izahı yok.

‘Büyük dava’ kurgularıyla folyolansa bile, adlı adınca, bunun adı çoğunluk diktasıdır.

Konuşmalarımıza, düşüncelerimize el koyma düzeneği yetmedi, bu memleket tarihinde üretilmiş bütün sanat eserlerinin de izinsiz, telifsiz, münhasıran sana ait olduğunu düşünüyorsun galiba… Cumhuriyet ozanı koca Aşık Veysel’in türküsünü varislerinden izin alma gereği bile duymadan belirli bir zihniyetin fon müziği haline getiriverdin.

Hiç kimse bu ülkenin ulusal değerlerinden daha büyük değildir.

Düşüncelerimize erişemezsin…

Eser sahiplerinden izin almadan sanat eserlerini 2B arazisi gibi kullanıma açamazsın.

Sonsuz hitabet sanatında laf çok; “Aşık Veysel bu memleketindir, herkesindir, varislerinin değildir.” Gibi cümleleri, ikinci heceleri iyice vurgulanmış kelimelerle duyar gibiyim…

Her konuda olduğu gibi, bu konuda da bir kanun çıkartıp kolayına gidebilirsiniz.

Ama öyle değil işte…

Evrensel dünyada yöresel güç kuralları işlemiyor.

Sanatlar, sanatçılar, sanat eserleri, bütün iktidarların, bütün orduların, bütün derebeyliklerinin, bütün nobranlıkların uzağında, saf sevgi, derinlik ve incelikten ibaret ruhlarla buluşmadıkça asla açılmayacak kapıların ardında, erişilemeyecek yüksekliklerdedir.

Fethedemeyeceğin tek kale ruhlarımızdır.

O ruhlar ki, bu karanlığın içinde yeniden ışığı yakacak olan, sanatçıların aydınlık ruhları…

Ve göğsümüzün altındaki cevher, senin dokunamayacağın yer.

Işık ve sevgiyle…