BirGün gazetesi yazarı, müzisyen Hüsnü Arkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Köln’de yaptığı mitingin ardından devam eden tartışmalara ironik yazısıyla katıldı. Hüsnü Arkan Angela Merkel’in Alanya mitingini yazdı.
Hüsnü Arkan’ın Angela Merkel Alanya’daydı başlıklı yazısı;
Alanya Atatürk Kapalı Spor Salonu lebaleb Alman dolu…
Tribünlerde görülmemiş bir coşku, heyecanlı bir bekleyiş, sevinçli bir kaynaşma…
Acar muhabirimiz Osman Teoslu, pembe yanaklı, iri kıyım, yaşlı bir Bavyera köylüsüne yaklaşıp mikrofonu uzatıyor.
“Neler hissediyorsunuz?” diye soruyor.
Bavyera köylüsü, elindeki Alman bayrağını kendinden geçmiş bir halde sağa sola savuruyor.
“Onu bekliyoruz, hasretle kucaklaşmayı bekliyoruz…”
Sözlerinin gerisini duyamıyoruz…
Çünkü tam o sırada Şansölye Merkel Hanım kürsüye çıkıp konuşmasına başlıyor…
“Sizlere Almanya’dan, vatanınızdan selam getirdim… Düsseldorf’tan, Köln’den, Münih’ten, Kuzey Ren-Vestfalya’dan, Bavyera’dan…”
Kalabalık uğultuyla çalkalanıyor… Merkel şehirlerin ve eyaletlerin adını okudukça heyecan büyüyüp katlanıyor ve tek bir sese dönüşüyor:
“Vur vur inlesin, Türkiye dinlesin!”
Merkel hızını alamıyor, gaza geliyor.
“Buradaki bir kısım medya, Alman hükümetinin başbakanına farklı şekilde hakaret ediyorlar…”
Kalabalık yanıtlıyor:
“Yuuuh!”
“Kendini bilmez bir gazete, şahsımı cehenneme gönderiyordu…”
“Yuuuh!”
• • •
Bu Merkel Hanım az değildir…
Acar muhabirimiz Osman Teoslu, birkaç yıl önce kendisinin telefon görüşmelerine ulaşmış, bunların bir kısmını Türk medyasına sızdırmıştı…
Bu telefon kayıtlarına göre, yolsuzlukla suçlanan Alman İktisat Bakanı telefonda Merkel’e şöyle diyordu:
“Hanımefendi, ben galiba yakalandım… Ellerimi kaldırdım, teslim oluyorum…”
Merkel bu! Böyle şeylere pabuç bırakır mı? Hemen duruma el koyuyordu.
“Çabuk indirin ellerinizi Sayın İktisat Bakanı,” diyordu.
“Ama yakalandım efendim; eller yukarı diyorlar…”
“Yok, yakalanmadınız… Sakin olun, yakalanmadınız…”
“Ama ben bunca şeyi kimin için yaptım? Yakalandım…”
“Vallahi yakalanmadınız beyefendi, ben yakalanmadınız diyorsam yakalanmamışsınızdır.”
“Bir de saat meselesi var…”
“Ne saati?”
“Yani pahalı bir saat diyorlar…”
“Çalar saat mi?”
“Hayır Hanımefendi… Kol saati…”
“Ne marka?”
“Naçizane Patek Philippe, Hanımefendi…”
“Oha! O bende bile yok be!”
“Bir arkadaş vermişti, ellerimi kaldırınca göründü…”
“Bana bak, indir ellerini… Kol saati değildir o; çalar saattir, çalar saattir…”
• • •
İş bununla da bitmiyordu…
Başka bir Alman Bakan İncil’le ve Hazreti İsa’yla dalga geçerken eşeğin kulağına su kaçırmıştı. Kendisine pralin kutularına destelenmiş para sunulması önemli değildi ama bu İncil işi pek önemliydi.
“Yakalandım galiba, Sayın Şansölyem!” demişti Bakan.
Merkel telefonda sinirlenmişti.
“Nah yakalandın beberuhi; öyle yakalanılmaz,” demişti… “Git evinde otur, bir süre ortalarda görünme!”
“Ama yakalandım Hanımefendi…”
“Ayol ben ne diyorum sana… Yakalanacak olsam ben yakalanırdım.”
• • •
İşte bu Merkel geçtiğimiz hafta Alanya’daydı…
Türkiye’nin bu nadide ilçesinde, özgür Türk medyasını, yıllardır ülkemizde misafir ettiğimiz Almanlara yuhalatıyordu…
Yazıklar olsun diyorum…
Hayırlı cumalar.