Hüseyin Çelik: Yargı kararı beklenecek, onaylanırsa referandum yapılacak!

Hüseyin ÇelikAK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim Dayanışması üyeleri ve sanatçılarla yaptığı görüşmelerin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili 8 kişilik sanatçı heyeti ve Taksim Dayanışması’ndan 8 isimle Başbakanlık Konutu’nda bir araya geldi. Saat 23.45’te başlayan basına kapalı görüşme yaklaşık 4 saat sürdü.

Kabule, Taksim Dayanışma’dan Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Başkanı Eyüp Muhcu ve Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün ile sanatçılar Sunay Akın, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Sertab Erener, Mahsun Kırmızıgül, Nebil Özgentürk ve Ali Sunal katıldı.

İlk heyetten sonra gelen Taksim Dayanışma’dan Derya Karadağ, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden Beyza Metin, KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, İstanbul Tabip Odası Sekreteri Ali Çerkezoğlu, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman da daha sonra görüşmeye dahil oldu.

Görüşmeye, Başbakanlık Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın ve Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan da katıldı.

Görüşme sonrası açıklama yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik şunları söyledi:

”Türkiye bir hukuk devletidir. Hükümetin hukukun dışına çıkması, icra organının hukuk dışı bir işlem yapması, bir iş yapması söz konusu değildir. Gezi Parkı ile ilgili olarak verilmiş olan bir yargı kararı vardır, elbetteki hükümet yargı kararlarına saygılı ve uygulamakla yükümlüdür. Bu kararla ilgili olarak temyiz süreci başlatılmıştır.

Bölge idare mahkemesinde devam edecek olan, belki Danıştay’da devam edecek olan bir süreç devam etmektedir. Yargı kararı sona erinceye kadar Gezi Parkı ile ilgili olarak hiçbir tasarrufta bulunulmayacaktır. Yargı kararı lehte çıksa bile yani hükümet icratının ve alınan kararların lehinde çıksa bile, hükümetimiz burada halkımızın ne düşündüğü, ne istediği ve istemediğini öğrenmek üzere bir halk oylamasına gidecektir.

Orantısız güç kullanan polislerle ilgili inceleme başlatılmıştır. Gezi Parkı eylemcileri bu saatten itibaren eylemlerine son vermeli. Temenni ederim ki bir kaç saat sonra güneş daha parlak doğar. Kimsenin dayak yemediği ve atmadığı bir ortamın oluşmasını hepimiz temenni ediyoruz. Temenni ederim ki birkaç saat sonra güneş daha parlak doğar.”

“Plebisit” diye belediyelerin özellikle verilen kararlarda halkın görüşüne başvurulan mini halk oylamalarının olduğunu dile getiren Çelik, “Bu durumda da İstanbul halkı ne istiyor, İstanbul halkı ne istemiyor ölçmek için, bunu değerlendirmek için bir halk oylamasına gidilecektir. İstanbulluların verdiği karar bizim için son derece saygıdeğerdir. Lehte de çıksa aleyhte de çıksa hükümetimiz bunu elbette uygulayacaktır, uygulamak durumundadır” ifadesini kullandı.

Bir gazetecinin, “Başbakan göstericilerin ailelerine ‘artık onları orada alın’ diye son bir uyarı yapmıştı. Bu görüşmeden sonra artık o uyarılara gerek kalmayacağı intibasını edindiniz mi?” sorusuna Çelik, “Ben de aynı uyarıda bulunuyorum. Anne ve babalara ‘oradaki evlatlarınız sıcak yataklarında yatsınlar’ diyorum. Sevgili gençlerimize de diyorum. Şu anda gelen arkadaşlar da zaten bu tür taleplerle gelmişlerdir. Bu tür talepler konuşulmuştur ve bu şekilde de iyi bir noktaya gelinmiştir. Dün zaten halk oylaması meselesinde ifade etmiştim. Bugün de sizlerle bunları paylaştım” karşılığını verdi.

“Eğer yarın geceden itibaren de gitmezse buradaki eylemciler, Gezi Parkı’ndaki eylemcileri kastediyorum, daha ne kadar beklenecek, bir müdahale gündeme gelecek mi?” sorusu üzerine Çelik, “Hükümet bu konuda son derece müsamahakar davranmıştır, davranmaktadır.

Bir kez daha altını çiziyorum. Eğer Türkiye demokratik bir ülke olmasaydı zaten bunlar olmazdı, bu tip şeylere müsamaha da edilmezdi. Demokrasinin müsamahası nereye kadarsa oraya kadar gösterilmiştir. Yani hükümetin orada çok uzun boylu bu Gezi Parkı’nın bu şekilde işgal altında tutulmasına müsaade edeceğini hiç zannetmiyorum. Bu da sorunuzun sanırım cevabı olabilir” yanıtını verdi.

Exit mobile version