“Hrant Dink Ermeni olduğu için değil, örgüt amacı için öldürüldü”

hrant dink cinayetiHrant Dink davasında duruşma savcısı, Dink’in soykırım kelimesini kullanılmasına bile izin vermediğini belirerek Ermeni olduğu için değil, terör örgütünün hedefine ulaşmak için öldürüldüğünü iddia etti.

Dink davasında Dink ailesinin avukatları mütalaaya karşı görüşlerini tamamladı. Avukat Fethiye Çetin’in TİB kayıtlarına ilişkin açıklamalarının ardından müdahil avukatları esas hakkındaki savunmalarının geri kalanını okumaya başladı.
Bu sırada söz alan tutuklu sanık Yasin Hayal, “Bana karşı saldırılar giderek ciddi boyutlara ulaştı. Gardiyanlar beni tehdit ediyor. Beni sevmeyebilirsiniz ama beni bu işlerin içine çeken, gençliğimi, heyecanımı kullanan Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Şimdi beni ortadan kaldırmak istiyor. Eğer cesedim bulunursa otopsi yapmayın. Benim katilim Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Birileri bizi diskotek çocuğu sanıyor, tehditlerle bastırılacağımı sandılar. Şu saatten itibaren isyan başlatıyorum.” dedi. Bir kağıda yazdığı notu mahkemeye sunan Hayal, notun okunmamasını istedi.

Bunun üzerine, Dink ailesinin avukatları söz alarak Hayal’e sorular yöneltti. “Kim seni kullandı?” şeklinde soru yönelten avukat Fethiye Çetin’e, Hayal, “İsmi geçen herkes. Erhan Tuncel, Ramazan Akyürek’e kadar uzanır. Gardiyanlar tarafından tehdit ediliyorum. İsimlerini bilmiyorum, yüzleştirme yapılırsa gösteririm. Tekirdağ 2 No’lu F tipinde görevli bunlar” diye cevap verdi.

“Şu saatten itibaren isyan başlatıyorum” diyen Hayal’e, avukat Çetin isyandan ne kastettiğini sordu. Hayal, “Canım çıkana kadar çevremi rahatsız edeceğim. Koğuşta ortalığı dağıtacağım. Temizlik yapmayacağım. Benim gençliğimden, heyecanımdan, fakirliğimden faydalandılar. Bana her türlü yardım yapılıyordu.” şeklinde cevap verdi.

Hayal’in Erhan Tuncel’in kendisine giyecek ve yiyecek yardımı yaptığını söylemesi üzerine avukatlar Tuncel’in nasıl yardım yaptığını sordu. Hayal ise, “Erhan Tuncel, BBP Alperen Ocağı başkanıydı ben de oraya gidip gelirdim. Oraya hürmet ettiğimden dolayı ben ona sadık kaldım.” diye konuştu.

Bu cinayeti siyasi örgüt adına mı yaptığını soran avukatlara Hayal, “Bunu Erhan Tuncel’e sormak lazım” deyince Dink ailesi avukatlarından Bahri Belen söz aldı. Belen, “Tanıklar ve kanıtlar gösteriyor ki devletin Ogün ve Yasin’i, Erhan Tuncel eliyle kullandığı açıktır. Tanık Ümit Öksüz de ifadesinde, “İstanbul’dan gelen insanlarla Erhan, Yasin toplantı yaptılar ve Ogün’ün tetikçi olmasına karar verdiler. Bu toplantıya katılan isimler kimdi?” şeklinde Hayal’e soru yöneltti. Hayal, “2002’de Erhan Tuncel’le tanıştım, vasıtasıyla da birçok farklı insanla tanıştım. Ben Erhan’a soruyordum ‘Bunlar kim diye?’, o da örtbas ediyordu, farklı yanıtlar veriyordu. Benim cesedimle karşılaşırsanız otopsi yapmayın. Benim katilim bellidir” dedi.

Dink ailesi avukatlarından Arzu Becerik, “Sen Trabzon’daki jandarmayla görüşüyormuşsun, burada bir şey saklama, bütün isimleri söyle.” deyince Hayal, “İsim saklamıyorum, üstünden 5 yıl geçti, hatırlayamıyorum.” cevabını verdi.
Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu’nun, “Devlet beni kullandı sözü senin devlet görevlileriyle görüştüğünü gösteriyor” şeklindeki ifadelerine cevap veren Hayal, “Erhan beni çok değişik ortamlara götürüyordu. Hatta birkaç kere polisin evine gitmiştik.” diye konuştu.

Sanık Yasin Hayal ile avukatlar arasında yaşanan diyalogun ardından duruşmaya ara verildi.

Duruşmaya verilen öğlen arasının ardından savcı Hikmet Usta söz istedi. TİB kayıtlarıyla ilgili bir açıklama yapan Usta, “Müdahil avukatlar, TİB kayıtlarıyla ilgili dilekçelerini bize de sundu. Biz de bununla ilgili olarak çok acil İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazdı gönderdik ve yeni bir değerlendirme ile rapor hazırlamalarını istedik. Bize henüz bir rapor göndermediler ancak duruşma öncesinde yaptığımız görüşmede, yapılan telefon görüşmelerinin cinayet günü yapılmadığını, görüşmelerin cinayetten çok önce yapıldığını ve cinayetle bir ilgisi olmayan görüşmeler olduklarını belirttiler. Bu kayıtlar Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli uzman kişilerce incelenmiştir. Avukatların söylediği gibi bir durum söz konusu değildir. Davamızın şüphelisi olan kişileri arayan herkesi cinayetin sorumlusu olarak göstermek doğru değildir. HTS kayıtlarını inceleyen özel bir birimi de içinde barındıran İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bilerek bir hata, kast ya da kusuru olduğunu düşünmüyoruz” dedi.

Hrant Dink cinayetinin aynı dönemlerde gerçekleşen suikastlardan soyutlanarak düşünülemeyeceğine vurgu yapan savcı Usta, “Dink suikastı, Rahip Santaro cinayeti ve Malatya Zirve yayınevi katliamı ile bir değerlendirilmelidir. Dink cinayeti, siyasi cinayetler geleneğinin devamı olarak düşünülmelidir. 2-3 kendini bilmez gencin bir araya gelerek yaptığı bir eylem değildir. Kökü 100 yıllık bir geçmişe dayanan bir örgütün kaos planı çerçevesinde gerçekleştirdiği bir eylemdir. Devleti, katil olarak gösteren düşünce garabettir.” diye konuştu.

Hrant Dink’in soykırım kelimesinin kullanılmasına bile izin vermediğini ifade eden Usta, “Hrant Dink, Ermeni olduğu için öldürülmemiştir. Onun Ermeni olup olmadığını bir önemi de yoktur. O, terör örgütünün hedefine ulaşmak için seçtiği bir kişidir. Hrant Dink cinayeti de Zirve cinayetindeki planın aynısıdır. Burada eksik olan Zirve cinayetindeki Deniz Uygar gibi tanığın ortaya çıkmamasıdır.” dedi.

Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 62)
Exit mobile version