İMKB Yönetim Kurulu 14 Kasım 2008 tarihli toplantısında, Hasan Arat’ ait Arat Tekstil’in hisse senetlerini sürekli olarak işlem görmekten men ederek Borsa pazarlarından çıkarılmasına karar verdi.
İMKB söz konusu kararı alırken Şirketin Borsa’ya aylık bildirimde bulunma yükümlülüğünü yerine getirmemesini, mali tablolarını göndermemesini, İstanbul Borsa’sına ödemekle yükümlü olduğu ücretleri ödememesini gerekçe olarak gösterdi. Söz konusu kararla birlikte hissenin Borsa dışında işlem görmesinin yolu kapanmış oldu. Bundan sonra geri dönmesi ise söz konusu değil.
Öte yandan açılan iflasın ertelenmesi davasında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği yetkisizlik kararı Yargıtay tarafından 20 Mart 2008 tarihinde onandı. Bu karardan sonra Arat Tekstil’in yetkili yer mahkemesinde tekrardan iflasın ertelenmesi davası açması gerekiyor. Ancak davayı açıp açmadığına dair bugüne kadar herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Arat Tekstil Aralık 2007’den bu yana kendisiyle ilgili kamuya herhangi bir açıklamada bulunmuyor. Bu hal Şirketin içinde bulunduğu mali krizin boyutunu tespit etmeye engel olmakta.
Diğer taraftan Şirketin en son açıkladığı 2007 yılı altı aylık bilançosuna bağımsız denetim firması olumsuz görüş verdi. Sorumlu denetçi şirket kayıtlarına ulaşılamadığını belirterek açıklanan bilançonun güvenilir olmadığını belirtmişti.
Bağımsız denetim kuruluşunun tespit etmiş olduğu bulgular karşısında Şirket yöneticilerinin suistimalinin olup olmadığını araştırılmasında fayda var. Gerekli incelemenin yapılabilmesi açısından yatırımcıların SPK’ya başvurmasının yerinde olacağı kanısındayız. SPK’nın tespit edeceği bulgulara göre yatırımcıların zarlarını tazmin etme ihtimali gündeme gelecektir.
Beşiktaş eski yöneticisi Hasan Arat‘ın sahibi olduğu Arat Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye (Şirket) ilişkin olarak 14.11.2008 tarihli İMKB Günlük Bülteni’nde yayınlanan haberde;
“Borsamız Yönetim Kurulu’nun 14.11.2008 tarihli toplantısında, hisse senetleri Borsa kotundan daha önce çıkarılıp geçici olarak işlem görmekten men edilmiş olan ve halen Borsa Dışı Toptan Satış İşlemlerine konu olan Arat Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili olarak;
– Aylık bildirim yükümlülüklerini yerine getirmemesi,
– 30.06.2007 döneminden sonraki dönemlere ait mali tablolarını göndermemesi,
– Borsa’ya ödemekle yükümlü olduğu ücretleri ödememesi,
nedenleriyle İMKB Kotasyon Yönetmeliğinin 27 ve 24. Maddesinin (b), (c), (d) ve (h) bentleri gereğince;
Şirketin hisse senetlerinin sürekli olarak işlem görmekten men edilmesine ve Borsa Pazarlarından çıkarılmasına,
karar verilmiştir.
Buna göre, söz konusu Şirketin hisse senetlerinin Borsa dışında Sermaye Piyasası Kurulu’nun 19/07/2002 tarihli düzenlemesi kapsamında aracı kurumlar vasıtasıyla işlem görmesi mümkün bulunmamaktadır.”
Diğer taraftan, internet sitemizin “Şirket Haberleri” bölümünden söz konusu karara ulaşabilirsiniz.
Bunun yanında, hisse senetlerini ihraç eden Şirket ortağı olduğunuzu, ortak olarak hissedar haklarından yararlanabileceğinizi belirtmek istiyoruz. Bu bağlamda “Hisse Senedi Sahibinin Hakları ve Yükümlülükleri” aşağıda sıralanmakta olup, vekiliniz olabilecek bir avukattan ayrıntılı görüş alabilirsiniz.
SPK ve İMKB mevzuatı uyarınca kamuya açıklanmak üzere Borsamıza gönderilen tüm bilgiler, Borsamız Günlük Bültenlerinde ve Borsamızın internet sitesinde yayınlanmak suretiyle kamuya duyurulmakta olup, ilgi başvurunuzda belirtilen hususlar da dahil olmak üzere, kamuoyuna duyurduğumuz bilgiler ve/veya tasarruflar dışında, adı geçen Şirketle ilgili Borsamızda açıklanmayan bir bilgi, belge veya sair herhangi bir husus bulunmamaktadır.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 13 üncü maddesi uyarınca, bu cevabımıza ilişkin olarak yargı yoluna başvurabileceğiniz gibi, yazımızın tarafınıza tebliğinden itibaren onbeş gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz edebileceğiniz hususunda da bilgilerinizi rica ederiz.
Saygılarımızla,
İSTANBUL
MENKUL KIYMETLER BORSASI
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ
Bilgi Edinme Birimi
Hisse Senedi Sahibinin Hakları ve Yükümlülükleri
a. Kar Payı Hakkı: Pay sahibinin en önemli mali haklarından biridir. Kar payı, pay sahibinin, kazanılmış haklarından olmakla birlikte sınırlandırılabilir. TTK’ya göre kanuni ve ihtiyari yedek akçelerle, kanun ve esas sözleşme gereğince ayrılması gereken diğer paralar safi kardan ayrılmadıkça, kar payı dağıtılamaz (TTK, md.469).
b. Yeni Pay Alma Hakkı (Rüçhan Hakkı): Ortağın mevcut sermayedeki payı oranında artırılan sermaye kısmından da aynı oranda pay alma hakkını ifade etmektedir. Bu hak, şirketin SPK’nun belirlediği bir süre içinde, eski hisse senetlerinin şirkete ibrazı yoluyla kullanılır.
Rüçhan hakkı ortak yönünden kar ve tasfiye payına katılma ya da oy hakkı gibi kazanılmış bir hak değildir. Rüçhan hakkı iki şekilde ortadan kaldırılabilmektedir. Esas sermaye sisteminde genel kurul, kayıtlı sermaye sisteminde esas sözleşmeyle yetkili kılınmış ise yönetim kurulu rüçhan haklarının kullanımını kısıtlayabilir veya kaldırılabilir.
Cem Boyner, Hasan Arat, Ethem Sancak, güçlerini İstanbul yerine Moskova’da birleştirdiler
c. Tasfiye Bakiyesine Katılma Hakkı: Bu hak, tasfiye sonucunda bir artığın kalması halinde geçerlidir. Her hisse senedi sahibi, bu artığa payı oranında iştirak eder (TTK, md. 455). Tasfiye artığı olumsuz ise, ödenmeyen pay ile sınırlı bir borç yaratır. Pay bedeli tamamen ödenmişse, borç söz konusu değildir.
Hisse senedi değerinde meydana gelen artış (capital gain) ve kullanılmayan rüçhan hakkı kuponlarının satışından sağlanan gelir de hisse senetlerinin sağladığı diğer mali haklar arasında sayılabilir.
d. Şirket Yönetimine Katılma Hakkı: Bu hak, şirket yönetim kurulunu seçmek ve hatta bu kurula seçilmektir. Şirket genel kurulu, şirketin ana organı olarak hemen her konuya müdahale edebilir. Ancak yönetim hakkı, genel kurulun çoğu kez adi çoğunluğu ile sağlandığından şirket sermayesinin %51’ini elinde bulunduran ya da bulunduranlar yönetime sahip olabileceklerdir.
Fakat, sermayenin geniş bir tabana yayılması halinde, yönetim hakkı çoğu örneklerde ilginç bir görünüm almakta ve bazı şirketlerde %10’luk oy ile yönetimin ele geçirilebildiği görülmektedir. Gerek ana sözleşmeye konulacak özel hükümlerle, gerek bazı hallerde yasal müdahalelerle azınlık paylarının yönetimde seslerini duyurabilmeleri sağlanabilmektedir (TTK, md. 341, 348, 349, 366, 367).
Öte yandan, TTK’nun 341, 348, 356, 359, 366, 367 ve 377 inci maddelerinde esas sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahiplerine tanınan haklar, SPK’nun 11. maddesi hükümlerine göre halka açık anonim ortaklıklarda, ödenmiş sermayenin en az yirmide birini (yani %5’ini) temsil eden pay sahipleri tarafından kullanılabilmektedir.
e. Oy Hakkı: TTK’ya göre pay sahibinin kazanılmış hakkıdır. Her hisse senedi sahibine en az bir oy hakkı verir. Bu esasa aykırı olmamak şartıyla hisse senetlerinin sahiplerine vereceği oy hakkının sayısı esas sözleşme ile tayin olunabilir ( TTK, md. 373).
Oysa imtiyaz sağlanması suretiyle bir payın oy hakkı artırılabilir ancak her pay sahine ait oyların sınırlandırılması mümkün değildir. Bununla birlikte SPKanunu ile getirilen düzenlemeyle anonim ortaklıklar esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla, kar payı imtiyazı sağlayarak, oydan yoksun paylar ihraç edebilir ve bunları temsil eden hisse senetlerini halka arz edebilir (SPK, md.14/A).
f. Bilgi Alma Hakkı: TTK’ya göre pay sahiplerinin bilgi alma hakkı, esas mukavele ile veya şirket organlarından birinin kararıyla engellenemez veya sınırlandırılamaz.
Ayrıca pay sahipleri şüpheli gördükleri konularda murakıpların dikkatini çekmeye ve gerekli açıklamaları istemeye yetkili olup genel kurul toplantısından itibaren bir yıl süreyle de kar ve zarar hesabı, bilanço ve yıllık raporu inceleyebilirler (TTK, md. 362 ve 363). Bununla birlikte bu haklar gerçek anlamda bilgi alma hakkını kapsamamaktadır.
Zira incelenmesine müsaade edilen defter ve belgelerden öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak şirketin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir (TTK, md. 363).
Hasan Arat Moskova’da kurduğu zinciri Ethem Sancak’a devretti
g. Sır Saklama Borcu: Her pay sahibi sonradan ortaklıktan ayrılmış olsa da, şirket sırlarını saklamak zorundadır (TTK, md.363).
h. Sermaye Borcu: Hisse senetleri, bir ortaklık senedi olarak sahibine bazı haklar sağlamakla beraber, bazı mali sorumlulukları da beraberinde getirir. Gerek yeni kuruluşta, gerekse sermaye artırımında, iştirak taahhüdünde bulunan bir ortak taahhüdünü yerine getirmekle yükümlüdür. Taahhüt ettiği hisselerin apellerini şirket yönetim kurulunun tesbit ettiği tarihlerde yatırmak zorundadır.
Apel borçlarını zamanında ödemeyenlerden temerrüt faizi talep edilebilir. Bu ortaklar ortaklıktan çıkarılabilirler, yatırdıkları miktar üzerindeki haklarını kaybedebilirler, cezai şartlara muhatap olabilirler, hatta tazminat ödemek durumunda kalabilirler.
Sermayesi tamamen ödenmemiş bir şirket iflas eder veya tasfiyeye tabi tutulursa, şirketin borçlarını ödeyebilmesi için hisse sahiplerinden taahhütlerinin henüz ödemedikleri kısmı talep edilebilir. Böylece, hisseleri devralan aynı taahhütleri de devralmış olur.
Ancak, hisse senedi sahibinin mali sorumluluğu sadece hisse senedi sahibi olmaktan ziyade kuruluşa veya sermaye artırımına iştirak ederken imzaladığı taahhütnameden ileri gelmektedir.
Hiçbir taahhütname imzalanmadan portföy yatırımı yapan bir kimsenin sahibi bulunduğu tamamı ödenmiş hisse senetlerinden dolayı herhangi bir mali sorumluluğu söz konusu değildir.
Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı hisse senetlerini elinde tutan kimse, pay defterine kaydedilmekle şirkete karşı geri kalan bedeli ödemekle yükümlü olur.
Diğer yandan, söz konusu, mali sorumluluk da, kuruluş veya sermaye artırımı dolayısıyla iktisap edilen senetlerin nominal değeri ile sınırlıdır. Temerrüt faizleri ve taahhütnameye derc olunan cezai şart ve tazminatlar bunun dışındadır.
SPK’dan Hasan Arat dahil üç borsacıya işlem yasağı ve suç duyurusu