Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun, hakim ve savcılara sporda şiddet yasayla ilgili iç eğitim programı düzenlemeyi planladığını belirterek, ”Biz de gereken katkıyı vereceğiz” dedi.
Kılıç, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, sporda şiddete karşı çağrıları sürekli yaptıklarını belirterek, ”İsterlerse kulüp başkanları ve yönetimler, bu süreci çok rahat kontrol altında tutabilirler. Camialar, bizden önce kulüp başkanları, yöneticiler ne diyor buna bakarlar. Medyanın refleksi nedir, medyada yansımalar nelerdir, televizyon yayınlarında, gazetelerde yazılanlar çizilenler, camiaları etkileyen yerlerdir. Federasyon, kulüpler, medyanın daha fazla sorumluluk alması lazım” diye konuştu.
Herkesin bir olay olduğunda ”Devlet nerede, Bakan devreye girsin” çağrısı yaptığını, ancak Bakan devreyi girdiğinde herkesin ”Biz özerkiz, futbol özerk, siyaset niye bu kadar futbola karışıyor?” gibi bir refleks ortaya koyduğunu anlatan Kılıç, ”Biz devlet olarak daha ziyade düzenleyici işlemlerde olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Güvenliği sağlamak durumundayız. Stadların dışında özellikle yeni kanundan sonra. Ama şimdi tartışmaya açık hale getirdik” dedi.
Kılıç, stadyumların içinde özel güvenliğin polis ile entegre, paralel hizmet vermesinin bir seçenek ve çıkış olabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:
”Aslında FİFA ve UEFA’nın arzusu, stadyumların içine polisin girmemesi…Stadyumların içinde tamamen kulüplerin kontrol ve denetimine özel güvenlik tarafından bu işin sağlanmasıdır. Ama son zamanlarda sahaya atılan yabancı cisimlere bakıyorsunuz; içki şişelerine varıncaya kadar stadyuma hiç sokulmaması gereken, hiç olmaması gereken şeyler var. Bu,’Özel güvenlikten kaynaklanan bir kontrol zaafı mı var?’ sorusu akıllara geliyor. Bu sorunun üzerinde düşünmemiz lazım. Çünkü stadyum içine sokulan yasaklı maddeler, aynı zamanda kulüplerin ceza almasına neden oluyor. Para cezası, seyircisiz oynama cezası alıyorlar. Üç-beş kişiye göz yumuluyorsa ya da ihmalkarlık yapılıp gözden kaçırılıyorsa bedeli bütün bir camia ödüyor. Belki seyircisiz oynama ya da saha kapamadan dolayı takım maç kaybediyor, ligin, takımın kaderi etkileniyor. Bunların üzerinde kafa yoruyoruz. İçişleri Bakanımız ile de konuşuyoruz. Konu, Başbakan’ın önünde Bakanlar Kurulu’nda da tartışmaya açıldı. Sayın Başbakanımızın da yaklaşımı bizimle farklı değil. Özel güvenlikten kaynaklanan zaaflar varsa, bunların belirlenmesi, belirlendikten sonra da işin üzerinde diğer yönüyle durulmasıdır.”
Kılıç, ”koruma memuru” şeklinde normal polis algısından farklı bir sınıfın, meslek içinde oluşturulması ve bu kişilerin kamu adına yapılması gereken koruma görevlerini üstlenmesi üzerinde durulduğunu belirterek, ”Nerelerdir bunlar? Üniversiteler, öğrenci yurtlarımız olabilir. Çünkü yurtlar üniversitelerle entegredir. Çoğu kampüsün içindedir. Stadyumlar ve diğer spor müsabakalarının yapıldığı büyük spor salonları olabilir. Bu gibi yerlerde, alışılagelmiş geleneksel polis kavramının dışında, kamu güvenliği departmanı ile ilgili bir çalışma üzerinde İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürülüğü düzeyinde kafa yoruyor. Bu çalışmalar nihayete erdiğinde, FİFA ve UEFA’nın beklentileriyle de çatışmayacak şekilde bir ara yol bulalım istiyoruz. Bu sağlandığında dışarıda zaten polis güvenlikle ilgili gereken bütün motorize, yunus ve diğer ekipler tedbirleri alıyor ama stadyumlara girişte, çıkışta, tribünlerin güvenliğinde, sürekli aynı görevliler görev yaptığında grupları, suç işleme potansiyeli bulunanları tanıma fırsatı da olacak” diye konuştu.
Sezonun Meclis açılmadan başlayacağı için düzenlemenin TBMM tatile girmeden çıkarılması gerektiğine işaret eden Kılıç, ”Bu konuda iktidar ve muhalefet zaten ittifak eder. İçişleri Bakanlığı konunun detaylarını daha iyi biliyor; onlar işin polis, planlama, personel kısmını daha iyi biliyor. Onlar çalışmaları bitirdiğinde az maddeli bir düzenleme yapılabilir” görüşünü kaydetti.
Şiddet ve ırkçılık tartışmalarında herkesin sorumluluğu olduğunu belirten Kılıç, ‘Olay Türkiye’de sadece şu veya bu takımın stadyumunda yaşanmıyor. Her an, her yerde yaşanabiliyor. Çok panik yapmamak lazım, çok abartmamak da lazım. Dünyanın değişik ülkelerinde de bu var. Futbol noktasında Türkiye’den daha köklü geçmişi olan ülkelerde de yaşanıyor. İtalya’da benzer olaylar, Roma’nın farklı takımları arasında çok sert sokak karşılaşmaları olabiliyor. Biz istiyoruz ki bunlar Türkiye’de hiç yaşanmasın. Olimpiyat adayı bir ülkeyiz. İmajı bozacak şekilde de yaşanmasın. Bu yönde tedbirler var” dedi.
Sporda Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın yeterli olduğunu ifade eden Kılıç, hukukçu gözüyle baktığında yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını söyledi. ”Mevcut kanun yeterli. Bu kanun Türkiye genelinde uygulama birliği, standardı sağlanarak uygulandığında -ki bu kanuna yeni yeni alışıyoruz- bütün problemlere çözüm bulacak nitelikte bir kanun…” diyen Kılıç, yasada kuvvetli yaptırımlar olduğunu, çıkarılan yönetmeliğin medyaya, kulüplere, taraftar derneklerine görevler verdiğini, ayrıca Futbol Federasyonu ve Spor Genel Müdürlüğü’nün kanunda zaten görevlerinin sayıldığını hatırlattı.
Kılıç, ”Kanun ve yönetmelik dikkatli şekilde uygulandığında problemlerin çözümünde yeterli tedbir alınmış olur” dedi.
HSYK’da da bir hazırlık olduğunu anlatan Kılıç, kendilerinin de istenen ölçüde bu hazırlığa katkı vereceklerini söyledi. HSYK’nın yasa ile ilgili iç eğitim programı düzenlemeyi planladığını belirterek, ”Biz gereken katkıyı vereceğiz. Talepte bulunduklarında futbol, basketbol, voleybol federasyonları, Emniyet Genel Müdürlüğü gerekli katkıyı verecek. Ama HSYK’nın kontrolünde ve liderliğinde bir çalışma olacak. Öznesi yasa olacak” diye konuştu.